Diyanet İşleri Başkanı Ali Erbaş'ın cuma hutbesinde eşcinsellere yönelik sözlerinin ardından başlayan tartışmaya eski Diyanet İşleri Başkanı Prof. Dr. Mehmet Görmez de katıldı. 'Bizim bu tür musibetleri belirli bir günah grubuna bağ
Diyanet İşleri Başkanı Ali Erbaş'ın cuma hutbesinde eşcinsellere yönelik sözlerinin ardından başlayan tartışmaya eski Diyanet İşleri Başkanı Prof. Dr. Mehmet Görmez de katıldı.
'BİR GRUBA BAĞLAMAMIZ DOĞRU DEĞİL'
Tartışma ile ilgili katıldığı bir televizyon programında açıklamalarda bulunan Görmez 'Bizim bu tür musibetleri belirli bir günah grubuna bağlamamız haşa Allah adına konuşmamız anlamına gelir, bu doğru değil. Çünkü küresel siyasetin günahları cinsel bütün günahlardan daha büyüktür' dedi.
'BİZİM GÜNAH-I KEBAİR LİSTEMİZ DEĞİŞTİ'
Görmez şöyle devam etti: Bizim günah-ı kebair listemiz değişti. Büyük günahlar artık değişti. Tohumun genini değiştirmek, gıdayla oynamak, kimyasal silah geliştirmek, bütün kainatı ifsat etmek, bunlar bizim kitaplarımızda günah-ı kebair arasında geçmiyor diye bizim oraya sıkışmamamız lazım. Bizim günah-ı kebair'leri Kur'an'ı Sünneti dikkate alarak güncellememiz gerekiyor.'
'HER TÜRLÜ KINAMAYI HAK EDEN BİR METİN'
Ankara Barosu'nun açıklamasına tepki gösteren Görmez 'Ankara Barosu'nun açıklaması İslamı çağ dışılıkla itham eden bir açıklama. Bir milletin iman değerlerini hafife almak ayrı bir şey. Her türlü kınanmayı hak eden bir metin' ifadelerini kullandı.
NE OLMUŞTU?
Diyanet İşleri Başkanı Prof. Dr. Ali Erbaş, Ramazan ayının ilk cuma günü verdiği hutbede ''İslam zinayı en büyük haramlardan kabul ediyor, lutiliği, eşcinselliği lanetliyor. Nedir bunun hikmeti? Hastalıkları beraberinde getirmesi ve nesli çürütmesidir, bunun hikmeti. Yılda yüzbinlerce insan gayri meşru ve nikahsız hayatın İslami literatürdeki ismi zina olan bu büyük haramın sebep olduğu HIV virüsüne maruz kalıyor'' ifadelerini kullanmıştı.
Ankara Barosu da Diyanet İşleri Başkanı Erbaş'ı insanlığın bir kesimini aşağılayıp kitlelere hedef göstermekle suçlayıp 'Diyanet İşleri Başkanı Ali Erbaş’ın insanlığın bir kesimini nefretle aşağılayıp kitlelere hedef gösterdiği konuşmayı şaşkınlık ve ibretle izledik. Şaşkınlığımız; sesi çağlar öncesinden gelen bu şahsın, bir devlet kurumunun başında oturup söylemini kutsal sayılan değerler üzerine inşa ederek halkı kin ve düşmanlığa tahrik etmesindeki kan kokan cüreti sebebiyledir. Aldığımız ibretse, anılan şahsın içinde bulunduğu takvim yılında yaşamasına rağmen bundan sekiz-dokuz nesil önceki büyükleriyle aynı zihinsel ve dogmatik sınırlara sahip olmak için insan onuruna karşı gösterdiği büyük direnişten kaynaklanmaktadır' açıklaması yapmıştı.
Daha sonra Ankara Barosu yöneticileri hakkında 'dini değerleri aşağılama' suçundan soruşturma başlatılmıştı.