Gelecek Partisi Hazine ve Maliye Politikaları İzleme Kurulu Başkanlığınca Türkiye'nin her gün biraz daha zora giren ekonomiye dair 'karne' yayınlandı. 'Başarılı denilen ekonomi yönetiminin karnesi' denilen açıklamaya grafikler eşlik etti.
İşte Gelecek Partisi Hazine ve Maliye Politikaları İzleme Kurulu Başkanlığı tarafından paylaşılan açıklama ve veriler:
'Son yıllarda Türk ekonomisinin tarihi bir çöküş sürecinden geçmekte olduğu hususunda geniş bir mutabakat mevcut. Bu mutabakata rağmen ekonomi yönetimini başarılı bulanlar için rakamlara başvurup, temel göstergelerin seyrini inceleyelim.
-Türkiye fakirleşiyor. Son 4 yılda kişi başına düşen gelirimiz %18!! azalmış. Azalan gelirimize ek olarak, tüm dünyanın aksine, yüksek enflasyonla boğuşuyoruz. -Başta gençlerimiz olmak üzere işsiz sayımızda yaklaşık 1,5 milyon kişilik artış olmuş. Her 4 gencimizden biri işsiz!!
-Türkiye’de tasarruflar yetersiz.Yıllarca büyük bedeller ödeyip bu yetersizliği dengelemek amacıyla mali disiplin politikaları uyguladık. -Bugün geldiğimiz noktada Hükümet yılların birikimini;finansal yapılabilirliği tartışmalı yatırımlara,israfa ve kötü yönetime kurban etmiş.
“Merkez Bankası yedek akçesi, vergi barışı, imar affı vb” bir defaya mahsus gelir ve giderlerin hesaba katılmadığı “Program Tanımlı Açık” rakamlarındaki keskin artış, mali performansımızdaki bozulmayı daha net bir biçimde ortaya koyuyor.
-Enflasyonla mücadele etmeden faizleri düşürebileceğini zanneden akıl!! bütçedeki faiz yükünü son 4 yılda 2 kattan fazla arttırmış!! -Enflasyonda “hedef ile tahmin” ayrımını dahi yapamayanlar, devletin faiz harcamalarını 105 milyar TL’ye!!yükseltmiş.
TCMB bağımsızlığını yok eden, sorunların kaynağını”kendinden başka her yerde arayan”,yaptığı tutarsız müdahalelerle TL’nin konvertibilitesine zarar verenler, yerli/yabancı yatırımcıların güvenini kaybetmiş. Bugün TL’nin reel değeri hemen tüm GOÜ paralarının gerisine düşmüş.-2016’da benzer GOÜ’lerden daha az riskli görülen Türkiye, bugün en yakın rakibinden bile 200 baz puan daha fazla “ülke risk primi”ödüyor. -Yüksek dış borçluluk ve risk primi; ülkemizin uzun dönemli büyüme potansiyeli önündeki en büyük engellerden biri haline gelmiş.
Ekonomi gerçeklerin uzun süre gizlenebileceği, illüzyon siyasetinin yıllarca sürüdürülebileceği bir alan değil. Dengeler bu hızla bozulup, tüm veriler açık bir yıkımı işaret ederken, ne söylerseniz söyleyin milleti ikna edemezsiniz.'