'Ey yükselen yeni nesil, istikbal sizindir!' 101 yıldır aynı heyecan ve gururla...

Bandırma Vapuru, Samsun'a yanaşırken, Türk Ulusu'nun bağımsızlık ışığıdır ufukta görünen... Anadolu'nun karanlık ufku, genç general Mustafa Kemal'in ışığı ile aydınlanır ve ileride kendisine 'doğum gününüz hangi gün' diye sorulduğunda 'Niçin 19 Mayıs olmasın?' cevabını verir... İşte Türk Milleti'nin bu kutlu günü bugün 101 yaşında!

Türkiye Cumhuriyeti, bugün Atatürk ilke ve öğretileri ile ilerlemeye yemin etmiş Türk gençlerinin azmi ve omuzlarının üzerinde yeni ufuklara 19 Mayıs ruhunu ile ilerliyor...  Mustafa Kemal Atatürk'ün de dediği gibi 'Az zamanda çok da büyük işler yaptık, yapmak azmindeyiz'...

19 MAYIS NASIL 19 MAYIS OLDU?

19 Mayıs 1919 tarihi, Türkiye Cumhuriyeti’nin tarihindeki dönüm noktalarından biridir. Atatürk’ün Samsun’a ayak bastığı tarih olan 19 Mayıs aynı zamanda “Gençlik ve Spor Bayramı” olarak kutlanmaktadır. Atatürk Millî Mücadele sıralarında Türk milletini ileri götürecek genç fikirler olduğunu görmüştü. Bu nedenle de “gençlik” kavramı Atatürk için ayrı bir önem taşımaktadır. Atatürk gençlerden sık sık bahsederken, yaş sınırı dışında fikri olarak gençliği yani, fikirde yeniliği ifade etmiştir. O’nun şu sözü çok anlamlıdır:

“Genç fikirli demek, doğruyu gören ve anlayan gerçek fikirli demektir.”

Atatürk’ün gençliğe armağan ettiği ve “Gençlik ve Spor Bayramı” olarak kutlanan 19 Mayıs tarihinin önemini daha iyi anlayabilmek için Atatürk’ün 16-19 Mayıs 1919 tarihleri arasında gerçekleştirdiği İstanbul-Samsun yolculuğunu bir kez daha hatırlamamız gerekir...

Türkiye Cumhuriyeti’nin tarihindeki önemli olaylardan biri Atatürk’ün Samsun’a ayak basışıdır. TürkMilleti Birinci Dünya Savaşı sonrasında kötüleşen koşullar içinde kurtuluş çareleri ararken büyük bir lider Mustafa Kemal Atatürk ortaya çıktı ve Samsun’a ayak basarak “Kurtuluş” yolunu açtı. Dolayısıyla Atatürk’ün 16-19 Mayıs 1919 İstanbul’dan başlayan yolculuğu bir kurtuluş dönemini simgeler. Samsun’a ayak basışının taşıdığı önem Atatürk’ün Büyük Nutku’nu 19 Mayıs 1919 Samsun’a çıkışı ile başlatmasından anlaşılmaktadır ki şimdi bu yolculuğu anlatalım:

Samsun işgal kuvvetleri için önemli noktalardan biriydi. Stratejik bakımdan büyük öneme sahipti ve Karadeniz’den Orta Anadolu’ya açılan en rahat ve güvenilir bir kapıydı. İngilizler 9 Mart 1919 tarihinde Samsun’a askerî birlik çıkarmışlardı. Buna tepki olarak Türk Makinalı Tüfek birliğinden Hamdi adındaki bir teğmenin askerlerini alarak dağa çıkması (2)dikkatleri bu bölgeye çekti ve İngiliz Yüksek Komiserliği’nin de Türk halkının silâhlandığı konusundaki şikayetleri üzerine bu bölgeye güvenilir bir kumandanın olağanüstü yetkilerle gönderilmesine karar verildi. Bu kumandan Mustafa Kemal Atatürk’tü ve Atatürk uzun zamandan beri ülkenin içinde bulunduğu bu umutsuz duruma üzülüyor ve birşeyler yapmak içinAnadolu’ya geçmek istiyordu. Bu O’nun için bulunmaz fırsattır. İstanbul-Samsun yolculuğu öncesinde Atatürk’le Padişah Vahdettin arasında geçen konuşmayı Atatürk şöyle anlatır:

“-Paşa, Paşa!... Şimdiye kadar devlete çok hizmet ettin! Bunların hepsi artık bu kitaba girmiştir! (bu bir tarih kitabıdır) Bunları unutun, dedi, asıl şimdi yapacağın hizmet hepsinden daha önemli olabilir...Paşa, Paşa...Devleti kurtarabilirsin!...

Bu sözlerden hayrete düştüm. Acaba Vahdettin benimle içtenlikle mi konuşuyor?...O Vahdettin ki... bütün yaptıklarından pişman mı olmuştur? Aldatıldığını mı anlamıştı?Fakat, böyle bir yorum ile başka konulara girişmeyi ürkütücü saydım, kendine karşılık verdim:

-Kişiliğe güveninize ve bana bunca yüz verişinize teşekkür ederim...Elimden gelen hizmeti esirgemeyeceğime lütfen güveniniz...”

Atatürk bu konuşmada plânlarının sezilmiş olabileceği duygusuna kapılmıştı ama, O’nu bekleyen ve O’na güvenen bir“Türk Milleti” vardı.

Atatürk ile beraber 16 Mayıs 1919 Cuma günü başlayacak yolculuğa gemi kaptanı İsmail Hakkı Durusu dışında 18 kişi eşlik edecekti. Bu 18 kişinin adları şöyleydi:

 III. Kolordu Komutanı Kurmay Albay Refet Bey (General Bele), Müfettişlik Kurmay Başkanı Kurmay Albay Manastırlı Kâzım Bey (General DIRIK), Müfettişlik Sağlık Bakanı Doktor Albay İbrahim Talî Bey (ÖNGÖREN), Kurmay Başkan Yardımcısı Kurbay Yarbay Mehmet Ârif Bey(AYICI), Karargâh Erkân-ı Harbiyesi İstihbarat ve Siyâsiyât Şubesi Müdürü Kurmay Binbaşı Hüsrev Bey(GEREDE), Müfettişlik Topçu Komutanı Topçu Binbaşı Refik Bey(SAYDAM), Müfettişlik Başyaveri Yüzbaşı Cevad Abbas(GÜRER), Kurmay Mülhakı Yüzbaşı Mümtaz (TÜNAY),Kurmay Mülhakı Yüzbaşı İsmail Hakkı (EDE), Müfettişlik Emir Subayı Yüzbaşı Ali Şevket (ÖNDERSEV), Karargâh Komutanı Yüzbaşı Mustafa Vasfi (SÜSOY), Kurmay Başkanı Emir Subayı ve Müfettişlik Kâlem Âmiri Üsteğmen Arif Hikmet (GERÇEKÇI), İaşe Subayı Üsteğmen Abdullah(KUNT), Müfettişlik İkinci Yaveri Teğmen Muzaffer (KILIÇ), Şifre Kâtibi, Birinci Sınıf Kâtip Fâik (AYBARS), Şifre Kâtibi Yardımcısı, Dördüncü Sınıf Kâtip Memduh (ATASEV).

Atatürk beraberindeki kişilerle beraber 16 Mayıs 1919 Cuma günü öğleden sonra “Bandırma” adındaki eski bir vapurla Galata rıhtımından ayrılır. 17Mayıs 1919 Cumartesi günü Bandırma Vapuru saat 21.40 sıralarında İnebolu’ya varır. 18Mayıs 1919 Pazartesi günü beklenen yolculuğun sonuna gelinir. Yolcular Kalyon Burnu denilen yerden sandallarla Merkez iskelesine çıkarılırlar. Bu sandallardan birinin sahibi olan İsmail Yurtsever, o zaman için Atatürk’ü tanımadığını söyler,Atatürk’ü sandalda ve Samsun’da iken geniş yakalı lejyon kaputu ve başında kalpakla gördüğünü anlatır. 

Atatürk, İstanbul’dan başlayan ve Samsun’da sona eren yolculuk esnasında görevli bir askerdi ve giyimi de buna uygundu ancak Samsun’a ayak bastığı günden birkaç gün sonra asker değil, sivil olarak hareket edecekti.

Atatürk’ün Samsun’a çıkışında gördüğü manzara pek parlak değildi. Şehirde İngiliz işgal kuvvetleri vardı. Pontusçular sokaklarda kol geziyordu. Halk kendisini koruyamayacak durumdaydı. Atatürk bugün müze haline getirilen Hıntıka Palas’ta kaldıkları süre içinde hep bu sorunları düşündü, yolculukta geçirdiği uykusuz geceler sona ermemişti; şimdi de burada uykusuz geceler başlıyordu. Ama, O’nda ve O’nun gibi düşünenlerde bu azim oldukça hiçbir engel aşılmaz değildi.

Kısaca vermeye çalıştığımız bu yolculuk Türk Milleti için bir dönüm noktası oldu ve kurtuluşun başlangıcıydı. Millî Mücadele’yi başlatmak üzere Samsun’da Anadolu topraklarına bastığı 19 Mayıs 1919 tarihinin önemi nedeniyle de 19 Mayıs’ı Türk gençliğine armağan etti. Yazımızın başında da belirttiğimiz gibi gençlik kavramı genel anlamda fikirlerdeki yeniliği anlatmaktadır.

Atatürk“Gençler! Benim gelecekteki emellerimi gerçekleştirmeyi üstlenen gençler!Bir gün bu memleketi sizin gibi beni anlamış bir gençliğe bırakacağımdan dolayı çok memnun ve mesudum” derken Türk gençliğine olan güvenini de anlatmıştır.

Atatürk’ün şu sözleri hepimiz için bir rehber olmalıdır:

“Beni görmek demek, mutlaka yüzümü görmek değildir. Benim fikirlerimi benim duygularımı anlıyorsanız ve hissediyorsanız, bu kâfidir” demiştir.

Atatürk’ü anlamak, yaşadıklarını ve fikirlerini bilmekle mümkündür. Dolayısıyla Türkiye Cumhuriyeti’nin kurulmasında yaşanan zorlukları her zaman göz önünde tutarak, 19 Mayısları Atatürk’ün emanetinin 'ne olduğunu' anlayarak sahip çıkmak, ülkesini seven bir vatandaşın en önemli görev ve hizmeti olacaktır...

Mustafa Kemal Atatürk, genç nesillere ve kadınlara böyle sesleniyordu:

“Bütün ümidim gençliktir.” 

Ey yükselen yeni nesil, istikbal sizindir. Cumhuriyet’i biz kurduk, O’nu yükseltecek ve sürdürecek sizlersiniz.

“Ey kahraman Türk kadını, sen yerde sürünmeye değil, omuzlar üzerinde göklere yükselmeye layıksın.”

“Ey Türk Gençliği! Birinci vazifen, Türk istiklâlini, Türk Cumhuriyetini, ilelebet, muhafaza ve müdafaa etmektir.”

“Sizler, yani yeni Türkiye’nin genç evlatları! Yorulsanız dahi beni takip edeceksiniz… “

“Okul sayesinde, okulun vereceği ilim ve fen sayesindedir ki, Türk milleti, Türk sanatı, Türk iktisadiyatı, Türk şiir ve edebiyatı bütün güzellikleriyle gelişir.”

“Benim naçiz vücudum elbet bir gün toprak olacaktır, ancak Türkiye Cumhuriyeti ilelebet payidar kalacaktır.”

FENERBAHÇE STADINDAKİ KUTLAMA

Bugünkü 19 Mayıs’tan farklı olarak ise Gençlik ve Spor Bayramı, ilk olarak 24 Mayıs 1935’te “Atatürk Günü” adı altında, Beşiktaş Spor Kulübü’nün girişimleri ile Fenerbahçe Stadı’nda kutlanır. Beşiktaş’ın sponsorluğunda olsa da tüm Türkiye’yi ilgilendiren bu ilk kutlamaya Galatasaraylı ve Fenerbahçeli yüzlerde sporcu da büyük bir coşkuyla katılır. Böylece, gün bir spor günü haline gelir. Bu organizasyondan sonra gerçekleşen Spor Kongresi’nde Beşiktaş Kurucu Üyesi Ahmet Fetgeri Aşeni söz alarak Atatürk Günü’nün 19 Mayıs Gençlik ve Spor Bayramı” adı altında her yıl kutlanmasını teklif eder. Onun bu teklifi kabul edilir ve Atatürk’ün bizzat verdiği onayla da yasa haline getirilir. 20 Haziran 1938 tarihli kanunla Gençlik ve Spor Bayramı adını alan milli bayrama, 12 Eylül Darbesi’nden sonra Atatürk’ü Anma, Gençlik ve Spor Bayramı adı verilir.

Bu tarihçeyi daha canlı izleyebileceğiniz iki kaynak sunuyoruz size; Biri Türk Tarih Kurumu’nun, biri de TED Ankara Koleji’nin eseri.

19 Mayıs şiirleri ve 19 Mayıs şarkıları, Kurtuluş Savaşı’nın başlangıç heyecanını yansıtan marşlardan oluşuyor. Bu marşlar 19 Mayıs gününe kadar büyük bir azimle çalışan gençlik korolarının yanı sıra ünlü şarkıcıları tarafından da seslendiriliyor. Coşkulu kliplerle taçlandırılan bu performanslar televizyon ve bilgisayarlarla 19 Mayıs ruhunu bütün evlere tek tek taşıyor...

En ünlü 19 Mayıs şarkısı hiç şüphesiz, sözleri Ruhi Su’ya ait olan Gençlik Marşı:

Dağ Başını Duman Almış

Gümüş Dere Durmaz Akar

Güneş Ufuktan Şimdi Doğar

Yürüyelim Arkadaşlar

Sesimizi Yer, Gök, Su Dinlesin

Sert Adımlarla Her Yer İnlesin

Bu Gök, Deniz Nerede Var

Nerede Bu Dağlar Taşlar

Bu Ağaçlar Güzel Kuşlar

Yürüyelim Arkadaşlar

Sesimizi Yer, Gök, Su Dinlesin

Sert Adımlarla Her Yer İnlesin

Dağlar Taşlar Güzel Kuşlar

Ya Bu İnsanlar İnsanlar

Güneş Ufuktan Şimdi Doğar

Yürüyelim Arkadaşlar

Sesimizi Yer, Gök, Su Dinlesin

Sert Adımlarla Her Yer İnlesin

1938 GENÇLİK VE SPOR BAYRAMI KUTLAMALARI VİDEOSU

19 Mayıs gösterileri her yıl birbirinden etkileyici görüntülere ve artık klasik haline gelmiş etkinliklere ev sahipliği yapar. Okullar arası gösterilerin yanı sıra uçak gösterileri, yürüyüşler ve koşular da 19 Mayıs kutlamalarına dahil edilir.

En eski 19 Mayıs kutlama kayıtlarından biri 1938 yılına aittir. Atatürk’ün de bizzat teşrif ettiği gösterilerde gençlerin yürüyüşlerini ve spor gösterilerini buradan izleyebilirsiniz Bu 19 Mayıs, sağlık durumu kötüye giden Atatürk’ün son 19 Mayıs’ı olacaktır...
Her yıl kutlamalarla birlikte gerçekleşen bir de 19 Mayıs Yol Koşusu var. Yine SOLOTÜRK pilotlarının Samsun’da askeri uçaklarla yaptığı göz alıcı gösteriler de 19 Mayıs’ın klasikleri arasında yer almaktadır. 

haber: enpolitik