Veysi Dündar: Bunun bilimsel adı da sübyancılık ve pedofilidir!

Veysi Dündar: Bunun bilimsel adı da sübyancılık ve pedofilidir!

Gazeteci yazar Veyis Dündar, Türkiye gündemine durup durup yeniden yerleştirilmeye çalışılan 'çocuk yaşta evlilik' konusunda yazdı. Yeniden Refah Partisi Genel Başkanı Fatih Erbakan’ın verdiği bir demeçte 'Anadolu'da yıllardan beri büyüklerimiz 14,15,16 yaşında evlenmiş, mutlu yuva kurmuşlardır. 15 yaşında biri cinsel olgunluğa eriştiğine göre rızası geçerlidir' dedi. Erbakan'ın bu demeci sosyal medyada her kesimden ciddi tepki alırken, çocuklar üzerinden son zamanlarda sık sık geliştirilen bu dil ve zihin yapısı ile nereye varılmaya çalışıldığı merak ediliyor. 

Bugünkü yazısını çocuk yaşta evliliklere ayıran Dündar, 'Ne Derseniz Deyin Bu; Çocuk Evliliğidir!' başlıklı yazısında şunları kaydetti:

'Çocuk evlikleri konusunda toplumumuzun derin bir yarası vardır. Ülkemizin bütününde sosyolojik anlamda ve kadınlarımızın dünyasında en travmatik sorunlarından biridir. Önüne gelen bu konuda yazıyor, konuşuyor. Geleneksel ve erkek egemen dünyanın hassas ve sıkıntılı bir konusudur bu. Tüm bunların gerçekliğinde iktidar da zaman zaman bu sorunun yasal anlamda yaşanan sorunlarını aşmak iddiasıyla ataklar yapmaktaysa da, şükür ki kadın hareketlerinin çetin mücadeleleri sonucunda bugüne kadar bir sonuca varamadılar. 
Bu konu bayramdan sonra meclis açıldığında gündeme gelecek ilk konulardan olacağa benziyor.
Böyle olunca her farklı alandan, çizgiden gelenekçi ve erkek egemen dünyanın bu konu üzerinde nasıl da hararetle ortaklaştıklarını, sahip çıktıklarını görüyoruz.

Son konuşanlardan biri de Yeniden Refah Partisi Genel Başkanı Fatih Erbakan’ın verdiği bir demeçte; “Anadolu'da yıllardan beri büyüklerimiz 14,15,16 yaşında evlenmiş, mutlu yuva kurmuşlardır. 15 yaşında biri cinsel olgunluğa eriştiğine göre rızası geçerlidir' dedi. Ülkenin bu zihin yapısı vebalıdır. 
Çocuk yaşta cinsellik yaşayabileceği iddia edilen çocuklar için tartışılması gereken, düşünülmesi gereken bütün mesele cinsellikleri midir?
Bu çocukların kaybolan yaşamları, gelişmesine engel olunan kişilikleri, kendileri hakkında sağlıklı karar veremeyecek durumdayken çalınan tüm yaşamları, eğitimleri. Daha ne diyeyim? Ya çalınan ömürler..!

Erbakan’ın dediği gibi ’14-15 yaşlarında evlenip de öyle mutlu mesut kadınlar yok ülkemizde. 
Bilakis oyunlarına bile doyamadan büyük dramlarla evlendirilip, kaderlerine teslim olmaktan başka çare bulamayan mutsuz milyonlarca kadınımız, annelerimiz var ülkemizin her bir yanında.
Oysa “Kızların 12-18 yaş arası fiziksel ve mental olarak yeterince gelişmediği tüm dünya da yasa ve sağlık otoriteleri tarafından kabul edilmiştir.” Bu net bir kaidedir.

Bu arada toplumca başka derdimiz yokmuşçasına bu tarz konular neden dile gelir? Halkın birincil ve yaşamsal onca sorununa çözüm aranması, asıl sorunların giderilmesi noktasında ortaklaşılması gerekirken, bazı zihniyetlerin öncelikli sorunu çocukların yaşamlarını çalmak ve buna yasal kılıf uydurmak üzerine çalışıyor. İbretle şahit olmaktayız.

Bir önceki Adalet Bakanı Bekir Bozdağ’ın cümlesi geldi aklıma. Ne demişti?
“Bunlar tecavüzcü değil. Bunlar cinsel istismar suçunu zorla işlemiş olan kişiler değil. Tamamen ailelerin ve küçüğün de rızasıyla yapılmış işler.” Tarih 18 kasım 2016... Mantalite değişmiyor maalesef.

Özbekistan ve Kırgızistan gibi ülkelerde bir adet vardır. Kaçırabildiğin kadınla evlenebiliyorsun. Ülkemizde bazı bölgelerde hala devam eden bu sakıncalı adet şimdi yasallaştırılarak kadınlar aleyhine olacak sonuçların meşrulaştırılmaya çalışılması, ne çocuk sağlığı, ne aile sağlığı, ne de toplum sağlığı açısından kabul edilemez.

Tabula Rasa; “Zihin, doğuştan üzerinde hiçbir harf bulunmayan, hiçbir ide barındırmayan boş bir kâğıttır!” demektir. Çocuk yaşta evlendirilmeye çalışılan tüm kızların, evlilik, eş olma, çocuk doğurma vb durumları için “Tabula Rasa” durumunda, boş bir sayfa hükmündedirler. Bu nazarla yaklaşılması gerekmez mi?

18 yaşına kadar ismine kayıtlı hiç bir şeyi almaya yetisi bulunmayan (elektrik, su, doğalgaz, kiralık ev, simkart vb); adına ergen, çocuk, bebe, tıfıl ne derseniz deyin, evlendirilmek istenmeleri, sapık hislerin baskın gelmesidir. Bunun bilimsel adı da sübyancılık ve pedofilidir.

Ülkenin kanayan başka bir yarası daha var. Gündeme getirmeye çekindiğimiz, ayıpladığımız, mahcup olduğumuz. Ülkede üstü örtülü o kadar çok, ensest ilişki var ki, çocuk yaştaki evliliklerin yarattığı dram ve travmalardan çok daha ağır sonuçları oluyor.

Sapıklıklara kılıf uydurmaya çalışmayalım...
Bir kız çocuğunun kadına dönüşmesinde; sadece cinsel geleceği değil, yaşamını özgürce kurabileceği, kendi ayakları üzerinde, kimseye muhtaç kalmadan eğitim, sosyal ve ekonomik her anlamda sağlıklı adımlarla kendini idare edebilme rüştüne sahip olana kadar, çocuk yaşamlarına evlilik iddiasıyla müdahale edilmemelidir.
Sağlıklı birey demek, sağlıklı toplum demektir.
Ruhsal, psikolojik ve anatomik her açıdan sağlıklı kadınlar, hepimizin mutlu geleceği demektir…