Gelecek Partisi Seçim ve Hukuk İşlerinden sorumlu Genel Başkan Yardımcısı, eski Sakarya Milletvekili Ayhan Sefer Üstün “Ak Parti transferlerle gözünü dünyaya açmış bir partidir. Daha ilk kuruluşunda, 2001 yılında meclisin en büyük transfer operasyonunu gerçekleştirmiştir. O gün bağımsızlardan, MHP’den, DYP’den, ANAP’dan transfer ettiği milletvekilleriyle TBMM’de 51 kişilik grup kurmuştur. Ayrıca Ak Parti belediye başkanları transferinde de birinciliği hiç kimseye kaptırmamıştır” dedi.
Medya Faresi'nden Hülya Karabağlı'ya konuşan, Gelecek Partisi Seçim ve Hukuk İşlerinden Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı, eski Sakarya Milletvekili Ayhan Sefer Üstün, özellikle seçimler yaklaştıkça hareketliliğin artacağı ve kopuşların bloklar halinde olacağının ifade edildiği bir ortamda, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın öncelikle kendi grubunun dağılmasını önlemek ve kendi grubuna operasyon çekmek için Bahçeli’nin Anayasa’ya aykırı antidemokratik fikrine dört elle sarılmış gözüktüğünü söyledi.
Üstün, “Oysa Ak Parti transferlerle gözünü dünyaya açmış bir partidir. Daha ilk kuruluşunda, 2001 yılında meclisin en büyük transfer operasyonunu gerçekleştirmiştir. O gün bağımsızlardan, MHP’den, DYP’den, ANAP’tan transfer ettiği milletvekilleriyle TBMM’de 51 kişilik grup kurmuştur. Son döneme gelene kadar da her dönemde en fazla milletvekili transferini Ak Parti yapmıştır.
Keza daha 2 ay önce İYİ Parti Antalya milletvekili, Ak Parti grubunda Ak Partili milletvekillerinin coşkulu alkışları arasında Erdoğan ‘ın rozet takmasıyla AK Partiye transfer olmuştur. Ayrıca Ak Parti belediye başkanları transferinde de birinciliği hiç kimseye kaptırmamıştır” diye konuştu.
Gelecek Partisi Genel Başkan Yardımcısı Ayhan Sefer Üstün, cumhur ittifakının, seçim sisteminde yapılacak değişiklikle Gelecek Partisi ve Deva Partisi’nin olası bir baskın seçime katılmalarını engelleneceğine dönük adımları medyafaresi.com’a değerlendirdi.
“Sayın Erdoğan Ak Parti grubuna operasyon çekiyor”
AK Parti, Bahçeli’nin gündeme getirmesiyle milletvekillerinin bulundukları partilerden istifa etmesini ve başka partilere geçmelerini önleyecek yasal düzenleme hazırlıklarına başladıklarını kamuoyuna duyurdu.
Görünürde bu adımın, Gelecek Partisi ve yeni kurulan partilerin olası bir erken seçimde seçime katılmalarını önlemek için yapıldığı sonucu çıkmakla birlikte, atılan adımın başkaca da hedefleri olduğu açıkça anlaşılmaktadır.
Zira seçime katılmanın mevcut mevzuata göre birçok ihtimali ve imkanı mevcuttur. Hangi önlemi alırlarsa alsınlar, hangi tarihte yaparlarsa yapsınlar Gelecek Partisi yapılacak ilk genel seçimlere katılacaktır. Bu hususun önlenemeyeceğini Sayın Erdoğan ve etrafındakiler bilebilecek durumda olmaları gerekir. Öyleyse Bahçeli’nin teklifine neden kurtarıcı gibi sarıldılar.
Bunun birkaç nedeni var:
Birincisi; Ak Parti grubundan birçok milletvekilinin yeni kurulan partilere geçeceği yönündeki iddialar gün geçmiyor ki basında haber olmasın. Ak Parti kendisi transfer yolunu sonuna kadar kullanırken kendi grubundan milletvekilinin başka partilere gitmesinden çekiniyor ve endişe duyuyor.
Özellikle seçimler yaklaştıkça hareketliliğin artacağı ve kopuşların bloklar halinde olacağı ifade ediliyor. İşte öncelikle kendi grubunun dağılmasını önlemek ve kendi grubuna operasyon çekmek için Bahçeli’nin anayasaya aykırı antidemokratik fikrine dört elle sarılmış gözüküyor.
“Son 20 yılda mecliste en fazla milletvekili transferini Ak Parti yaptı”
İkincisi; Son 20 yılda mecliste en fazla milletvekili transferini Ak Parti yapmasına rağmen, Sayın Erdoğan kendi parti grubundan milletvekili transferini önlemek için her zaman bir yasal düzenleme yapma hevesi içerisindeydi.
Hatta bu düşüncesini hayata geçirmek için 2017 yılında yapılan anayasa değişikliği teklifine ,‘ Milletvekilinin partisinden istifa etmesi durumda, milletvekilliğinin düşeceği ve onun yerine yedek milletvekilinin yerine geçeceği ‘ hükmünü antidemokratik bir öneri olarak teklif metnine yazdırmıştı. Teklifin geneline pek ses çıkartamayan milletvekilleri öfkesini bu maddeden çıkartmışlar ve aşırı tepki göstermişlerdi.
Teklifin tamamı riske gireceği görüldüğünden yedek milletvekillliği önerisi metinden tamamen çıkarılmıştı. Şimdi Bahçeli’nin teklifi fırsat bilinerek o gün anayasaya konulamayan bu öneri anayasaya aykırı bir şekilde yasal düzenlemeyle hayata geçirilmek istenmektedir.
“Ortada ahlaka ve demokrasiye aykırı bir durum varsa Ak Parti 20 yıldan beri bu eylemlerin içerisindedir'
Üçüncüsü; ilkesizlik her alanda kendini göstermektedir. Bir husus kendine yarıyorsa sonuna kadar kullanılabilir. Dün meşru görülen bugün gayrimeşru görülebilir. Milletvekili istifası ve transferi hususunda da aynı ilkesiz tavrı sergilenmektedir.
Oysa Ak Parti transferlerle gözünü dünyaya açmış bir partidir. Daha ilk kuruluşunda, 2001 yılında meclisin en büyük transfer operasyonunu gerçekleştirmiştir. O gün bağımsızlardan, MHP’den ,DYP’den, ANAP’den transfer ettiği milletvekilleriyle TBMM’de 51 kişilik grup kurmuştur.
Son döneme gelene kadar da her dönemde en fazla milletvekili transferini AK Parti yapmıştır. Keza daha 2 ay önce İYİ Parti Antalya milletvekili, Ak Parti grubunda Ak Partili milletvekillerinin coşkulu alkışları arasında Erdoğan ‘ın rozet takmasıyla AK Partiye transfer olmuştur. Ayrıca Ak Parti belediye başkanları transferinde de birinciliği hiç kimseye kaptırmamıştır.
' Bu anlayışa göre bugün meşru olan yarın gayrimeşru olabilir'
Ak Parti Grup Başkanı Sayın Bostancı, milletvekili iradesini hiçe sayan bu antidemokratik yasa hazırlığının gerekçesini izah ederken milletvekilinin partisinden istifa etmesini ve diğer partilere geçmesini ‘‘çeşitli oyunlarla gerçekleştirilen ahlaka ve demokrasiye aykırı bir eylem…’’ olarak tarif etmiştir.
Ortada ahlaka ve demokrasiye aykırı bir durum varsa Ak Parti 20 yıldan beri bu eylemlerin içerisindedir. Ancak ifade ettiğimiz gibi ilkesizlik artık ilke haline gelmiştir. Bu anlayışa göre bugün meşru olan yarın gayrimeşru olabilir.