27 Mayıs'ın 60. yıldönümünde Adnan Menderes ve arkadaşlarını kabri başında anan Gelecek Partisi Genel Başkanı Ahmet Davutoğlu, burada basın mensuplarına yaptığı açıklamada, Demokrasi ve Özgürlük Adası projesinde ilk adımı Başbakan olduğu dönemde attığnı hatırlattı ve 27 Mayıs mahkemelerinin aldığı kararların tümden geçersiz sayılmasını sağlayacak bir yasal düzenleme talep etti.
Davutoğlu açıklamasında, '27 Mayıs yargılamaları, Yassıada yargılamaları hukuk sistemimize kara bir dönem olarak geçmiştir. Artık çok geçmeden bir daha böyle bir yargılamanın olmaması için, bir daha sizi isteyen buraya getiren irade böyle istiyor denmemesi için, bu ülkede, 27 Mayıs sonucunda, Yassıada mahkemeleri ile ortaya çıkan kararların, tümden yok sayacak, ke-en lem yekun ilan edilecek bir TBMM kararına ihtiyaç vardır. Çünkü o günkü darbe sadece rahmetli şehidimiz Adnan Menderes'e değil bütün bir TBMM’ye oradaki iradeye dönük olarak gerçekleşmiştir. TBMM acilen toplanarak, bu kararların tümüyle geçersiz sayılacağı ve bu kararlardan doğan hak ihlallerini tazmin edecek, telefai edecek karar almalıdır. Türkiye’de darbe girişiminin hiçbir zaman baki olamayacağını etkisinin kalıcı olamayacağını, göstermelidir. Biz Gelecek Partisi olarak bunun takipçisi olacağız.” demişti.
Hürriyet gazetesi yazarı Abdulkadir Selvi, bugünkü yazısında “Yassıada mahkemesinin kararlarının yok sayılması için meslek büyüğüm Yavuz Donat çağrı yaptı. Meclis Başkanı Mustafa Şentop ise hukuk tarihimize yüz karası olarak geçen Yassıada kararlarının yok sayılması için harekete geçti.” şeklinde kaydetti.
Selvi'ye konuşan Şentop, “Yassıada’daki kararların bir mahkeme kararı olduğu, yine idam kararlarının onaylanmasının hukuki bir işlem olduğu şeklinde bir yanlış tablo var karşımızda. Ne yaparsanız yapın, olan olmuş, yaşananları ortadan kaldırmak mümkün değil. Ama hukuk tarihimizde, hafıza kayıtlarımızda bu yapılan zulmün ve vahametin düzeltilmesi doğru olur diye düşünüyorum. Konuyu hukukçu arkadaşlarla da istişare ettik. Bazı formüller üzerinde duruyoruz” dedi.
İki adımdan söz eden Şentop, 'İlki şu: Tabii burası bir mahkeme midir? Önce hukuken onu tartışmak gerekecek. Yüzyıllardır, evrensel bir temel hukuk kuralıdır, tabii hâkim-kanuni hâkim ilkesi. Yani herkes, iddia edilen bir suç varsa, suç konusu fiilin işlendiği tarihte yargılaması hangi mahkemeye tabiyse o mahkemede yargılanır. Bu hukukun en temel ilkelerinden biridir. Bu ilke ihlal edilmiş. Sonradan bir mahkeme kurulmuş, orada bir yargılama yapılmış. Konu bu açıdan tartışılabilir. Yassıada’nın mahkeme olup olmadığı tartışılabilir. Ve buna dair bir adım atılabilir.” diye konuştu.
İkinci adımın idamla ilgili olduğunu belirten Şentop, “Diğeri de, idamla ilgili karar verme yetkisi parlamentoların. Bu da genel kabul gören bir ilkedir. Bizim hukuk sistemimizde de o zaman böyledir. Ama Milli Birlik Komitesi kendisini parlamento kabul ederek, idamlara karar veriyor. Bu karar da sonuç olarak şeklen bir parlamento kararının yerine geçen bir karar olduğu için, bunun da bir Meclis kararıyla düzeltilmesi düşünülebilir. Nasıl Yassıada’daki izler silinmişse, hukuk hayatındaki, hukuk tarihindeki izlerini de silmemizin doğru olacağını düşünüyorum.” ifadelerini kullandı.