İmamoğlu, İBB'deki bir yılını anlattı

İmamoğlu, İBB

İBB Başkanı İmamoğlu, 23 Haziran 2019'da tekrarlanan seçimlerin yıl dönümünde 'Birlikte Başardık' sloganıyla gerçekleştirilen 1'inci yıl Değerlendirme Toplantısı'nda konuştu. 'İstanbul'a reva görülenler unutulmamalı. Yapılan algı

İstanbul Büyükşehir Belediyesi Başkanı 23 Haziran 2019'da tekrarlanan seçimlerin yıl dönümünde 'Birlikte Başardık' sloganıyla gerçekleştirilen 1'inci yıl Değerlendirme Toplantısı'nda konuştu, 'Bizim kredi almamız engellenmese Başakşehir hattı için toplamda 300 milyon liranın bizden kesilmesi yerine biz 20 yıllık vade ile ve çok daha ucuza yapabiliriz. Bir taraftan bizim ucuza ve çok uzun vadeli dış kredi kullanmamız engelleniyor, diğer taraftan da bizim naktimize el konularak bizim adımıza güya metro inşaatı yapılıyor' dedi.

Resmen işbaşı yaptıkları 30 Haziran 2019 günü İBB kasasında personelin maaşını ödeyecek para olmadığına belirten İmamoğlu, vadesi geçmiş yaklaşık 6 milyar liralık bir borçla ve önceki yönetimin yaptığı bütçeden kaynaklanan 7,9 milyar liralık bütçe açığı ile İBB'yi teslim aldıklarını ifade etti. 

İmamoğlu'nun açıklamaları şöyle: 

Sözcü'den Özlem Güvemli'den aktardıklarına göre İmamoğlu'nun açıklamasında satır başları şöyle:

'Yüz yıllardır dünyanın en önemli devletlerinden birine sahip olmuş bu millete Avrupa'nın en büyük ve en kadim şehirlerinden İstanbul'a bu süreci reva görülenler unutulmamalıdır. Kendi israf düzenlerini sürdürebilmek adına hesap vermekten tümden uzaklaşmış olanların, bu ülke vatandaşlarına yaşattığı o karanlık günler unutulmamalıdır.

Bizim vergilerimizle kurulmuş ve hepimize ait olan Anadolu Ajansı'nın yozlaşmış yöneticilerinin 31 Mart gecesi seçmen iradesini manipüle etmek adına yaptığı algı operasyonlarını unutmamalıyız.

'O 6 MAYIS 2019 GÜNÜ UNUTULMAMALI'

Kabul edilebilir hiçbir hukuki kanıt yokken ve ülkede sadece İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı seçimlerini yenilemeye karar verdiği o 6 Mayıs 2019 günü unutulmamalıdır. Ama asıl unutulmaması gereken, bu kirli oyunlar değildir. Asıl unutulmaması gereken 16 milyon İstanbullunun bu oyunlara verdiği cevaptır. 16 milyon İstanbullu yeni bir başlangıca karar verdi.

İstanbul'da kent yaşamı artık 4 kavram üzerinde yükselecek, 4 kavramın ağırlığı hayatın her alanında hissedilecek: ‘Eşitlik, dayanışma, üretim, özgürlük.’ Eşitlik derken, kadın – erkek eşitliği yolunda adımları, eğitimde fırsat eşitliği yolunda adımları, belediye kaynaklarının dağıtımı konusunda belirli vakıf ve derneklerin kayrılmasına son veren adımları, kamusal kaynakları adil şekilde dağıtan adımları ve farklı inançlara eşit muameleyi kastediyorum.

'YÜKLÜ BİR BORÇ DEVRALDIK'

Dayanışma derken, toplumsal yardımlaşma duygularını harekete geçirdiğimiz askıda fatura uygulamasını, ihtiyaç sahibi çocuklara ücretsiz süt dağıtımını, üniversitelilere verdiğimiz eğitim desteğini, İstanbul Gönüllülerinin fedakar çabalarını yaygınlaştırmayı ve toplamda bir milyon aileye yaklaşan ayni ve nakdi yardımlarımızı kastediyorum. Üretim derken, süt üreticilerinin ve çiftçilerin desteklenmesini, istihdam ofislerini, İSMEK'te üretime dönük yeni yapılanmayı kast ediyorum.

Toplamda 14 milyarlık acil çözüme muhtaç bir kara delikle İBB yönetimini devraldık. Üstelik bize ödenmesi gereken 1 milyar liranın üstündeki nakit Maliye Bakanlığı payı, tarihte görülmemiş bir şekilde, göreve gelmemizden 15 gün önce bizden önceki yönetime avans olarak kullandırılmıştı. Madem kazanacağımızı biliyordunuz neden seçimi iptal ettiniz?

'İSRAF DÜZENİNE SON VERDİK'

Fakat biz bu durumu kimseye şikayet etmedik. Enkaz edebiyatı yapmadık. Milletin moralini bozmak istemedik. Tersine, bu büyük hasarı onarmak üzere derhal çalışmalara başladık. Hızlı bir mali disiplin ve etkili bütçe yönetimi uygulamasına geçtik. İsraf düzenine son verdik. Örneğin bir avuç dernek ve vakıfa sağlanmış olan toplamda 700 milyonu bulan israfa son verdik.

Gelirlerimiz planlı bütçemizden 5 milyar, bir önceki yıl aynı dönemden ise 1.5 milyar lira daha düşük noktaya geriledi. Aldığımız tasarruf tedbirleri ve etkin bütçe yönetimiyle giderlerimizi yöneterek, neredeyse denk bütçe seviyesine geldik.

'KREDİ ALMAMIZ ENGELLENDİ'

Örneğin, kredi taleplerimiz konusunda kamu bankalarının engellenmesi. Örneğin, Ulaştırma Bakanlığına devredilen Başakşehir gibi metrolara ilişkin ödemelerin, maliye payımızdan kaynağında, peşin peşin ve aylık 50 milyonluk dilimlerle kesilmesi.

Bizim kredi almamız engellenmese Başakşehir hattı için toplamda 300 milyon liranın bizden kesilmesi yerine biz 20 yıllık vade ile ve çok daha ucuza yapabiliriz. Bir taraftan bizim ucuza ve çok uzun vadeli dış kredi kullanmamız engelleniyor, diğer taraftan da bizim naktimize el konularak bizim adımıza güya metro inşaatı yapılıyor.

Biliyorsunuz her bölgede olduğu gibi bizim bölgemizde de bir kalkınma ajansı var. İstanbul Kalkınma Ajansı adlı bu kuruluşa yasa ile belediyemizin de bir aidat ödemesi gerekiyor. İşe bakın ki, bizden önceki yönetimler aidatları ödememiş, kimsenin de sesi çıkmamış.

Ama yönetim bize geçince ve hiçbir yasal dayanağı olmadığı halde Kalkınma ajansı ve Belediyeler Birliğine ait 123 milyon liralık aidat Maliye tarafından kaynağında kesilerek ilgili kurumlara aktarılabiliyor. Üstelik yürüyen davalar söz konusu iken. Bunlar tuhaf işler. Hakkaniyete ve devlet ciddiyetine uymayan işler.'