Gelecek Partisi Genel Başkan Yardımcısı ve 24-25-26. dönem Manisa Milletvekili Doç. Dr. Selçuk Özdağ, katıldığı Halk TV yayınında, gündeme ve yaşanan baskı iklimine dair önemli açıklamalarda bulundu.
Beş gün ekran karartma cezası alan Halk TV ve ceza alan Tele1’e geçmiş olsun dileklerinde bulunan Özdağ, basın başta olmak üzere her alanda yaşanan baskı ve antidemokratik uygulamalara da tepki gösterdi. Basın organlarına çifte standart uygulandığını söyleyen Özdağ, “Maalesef bir çifte standart var. Hükümeti destekleyen kanallarda her türlü eleştiri, iftira, ihlal yapılırken, onlarla ilgili müeyyideler görülmezlikten gelinmekte ve görülse bile çok ufak cezalarla savruşturulmakta. Muhalif kanallarda eleştiri yapıldığı zaman ise en ağır cezalar işleme sokulmakta. Bir parti devleti olmaya doğru gidiyoruz” dedi.
Özdağ’ın konuşmasından satır başları şu şekilde:
AK Parti 2002 yılında fikir özgürlüğü adına yola çıktı. Bu konular ile ilgili sınıfta kalmış durumda maalesef. Erdemli kişiler ve toplumlar eleştirilerden rahatsız olmazlar. Gelinen noktada AK Parti ve koalisyon hükümeti maalesef farklı fikirlere tahammül edemediklerini görüyoruz. Farklılıklarımız bizim zenginliğimiz.
'Bunun adı demokrasi değildir'
Bürokrasi özgür ve özgün bir şekilde faaliyette bulunamıyor. Bu durum Türkiye’nin konumuna yakışmıyor. Koalisyon hükümeti istiyor ki eleştirilmesinler, sorgulanmasınlar, ne yaparsak doğrudur sesinizi çıkartmayın diyorlar. Bunun adı demokrasi değildir. Dünya fikir özgürlüğüne, basın özgürlüğüne doğru evrilirken Türkiye’nin üçüncü dünya ülkesi sınıfına evrilmiş olması ciddi şekilde bizi rahatsız ediyor.
'Türkiye’de demokrasi, hukukun üstünlüğü, fikir ve inanç hürriyeti askıya alınmak isteniyor'
Hükümete sesleniyorum, lütfen eleştirilere kulak verin, sağduyulu bir şekilde Türkiye’yi yönetin. Bütün demokratlara sesleniyorum, fikir özgürlüğünü, basın özgürlüğünü, inanç hürriyetini ve teşebbüs hürriyetini hakim kılmak adına herkes hukuki ve meşru zeminlerde sesini yükseltmeli. Bir yandan meşru zeminde hukuki zeminde yazılarıyla, sözleriyle, tavır ve davranışlarıyla “Yeter artık” demeli. Artık Türkiye’de demokrasi, hukukun üstünlüğü, fikir ve inanç hürriyeti askıya alınmak isteniyor. Hukuk, adaletle buluşsun diyoruz. Herkes konuşabilmeli, herkes fikirlerini hür bir ortamda söyleyebilmeli. Demokrasilerde sevgi iklimi, farklılıklara tahammül iklimi vardır.