Milli Eğitim Bakanlığı bir genelgeyle, okulların 31 Ağustos’ta 2020-2021 Eğitim-Öğretim yılına açılacağını ilan etti. Sağlık Bakanlığı Bilim Kurulu da bu genelgenin ardından Covid-19 Salgın Yönetimi ve Çalışma Rehberi yayınladı.
Buna göre 31 Ağustos’ta okulların açılması için sınıfta her öğrenciye 4 metrekare, kantin gibi toplu alanlarda ise 1 metre sosyal mesafe şartı ve velilerden imzalı taahhütname istedi.
MEB’in ilkokul, ortaokul, lise, imam hatipler, meslek liseleri ve özel okulların öğrenci sayısı, derslik sayısı ve bir dersliğe düşen öğrenci sayısı istatistikleri incelendiğinde ise bu talebin imkansızlığı ortaya çıktı.
EBA TV YETERLİ OLMADI
Konuyu gündeme getirenler arasında CHP Genel Başkan Yardımcısı Ankara Milletvekili Yıldırım Kaya da bulunuyor. Konuyla ilgili yazılı bir açıklama yapan Yıldırım Kaya 2019-2020 eğitim öğretim yılının ikinci yarısının pandemi nedeniyle uzaktan eğitimle yapıldığını hatırlatarak “Hazırlıklı olmamamız, altyapı yetersizliği, öğrencilerimizin ekonomik nedenlerle uzaktan
eğitime erişim sorunları gibi nedenlerle EBA TV üzerinden yapılan eğitim yeterli olmadı. Öğrencilerimizin yüzde 30'u yararlanabildi” dedi.
MEB’in 2020-2021 Eğitim Öğretim yılının 31 Ağustos'ta başlayacağını açıkladığını ancak pandemi koşullarında eğitim öğretimin nasıl yapılacağını açıklamadığını ifade eden Kaya şunları kaydetti:
* Covid-19 salgınına karşı yeterli güvenlik tedbirleri alındı mı?
* Yüz yüze eğitimin yapılamadığı koşullarda eğitim EBA TV üzerinden mi yapılacak?
* Bunun için alt yapı eksiklikleri tamamlandı mı?
* Öğretmenler kendi okullarından, kendi sınıflarından, kendi öğrencilerine yönelik mi ders verecekler?
SORULARI MEB’E SORDUK YANIT SAĞLIK BAKANLIĞINDAN GELDİ
“31 Ağustos’ta açılması planlanan okullarda alınması gereken önlemlere ilişkin Milli Eğitim Bakanlığı’na yaptığımız çağrıya ve sorduğumuz sorulara yanıt Sağlık Bakanlığından geldi.” Kaya açıklamasında şu ifadelere yer verdi:
* Sağlık Bakanlığı, “Salgın Yönetimi ve Çalışma Rehberi”nde 31 Ağustos’ta okullarda alınması gereken önlemleri açıkladı.
* Açıklanan önlemlere göre; okullardaki tüm sorumluluk velilerin üzerine yüklenerek bir taahhütname imzalatılıyor. Öğrenci ve öğretmenlere maske takma şartı getiriliyor.
* Okul girişlerinde, sınıflarda, koridorlarda el antiseptiği bulundurulacağı, temassız ateş ölçer ve maske olacağı belirtiliyor.
* Okul içerisinde bulunacak kişi sayısı öğrenci ve öğretmenler de dahil 4 metrekareye bir kişi düşecek şekilde düzenleneceği, sınıf düzeni 1 metre sosyal mesafe olacak şekilde yapılacağı açıklandı.
* Milli Eğitim Bakanlığı’nın mevcut bütçesi ile açıklanan tedbirlerin nasıl karşılanacağı, ek bütçe verilip verilmeyeceği; öğretmen, okul ve derslik ihtiyaçlarının nasıl karşılanacağı konusunda bir açıklama yapılmadı.
* Milli Eğitim Bakanı Ziya Selçuk da şu ana kadar “Ben bu bütçeyle tüm bu tedbirleri nasıl alacağım?” demedi. Saray hükümetinin başından da bu konuda bir açıklama gelmedi.
* Konuya ilişkin TBMM'ye Milli Eğitim Bakanı Ziya Selçuk tarafından yanıtlanması için bir soru önergesi verdik. Kaç öğrencimizin 2020-2021 eğitim öğretim yılında eğitime başlayacağını, toplam olarak okullarımızda kaç metrekare sınıf olduğunu, kaç dersliğe ihtiyaç olduğunu, ek bütçe talep edilip edilmediğini, öğretmen ataması yapılıp yapılmayacağını sorduk. Ancak soru önergemize bu zamana kadar bir yanıt alamadık.
BAKANLIK BİLGİLERİ 1 YILDIR VEREMEDİ
Milli Eğitim Bakanlığının kendi inisiyatifindeki, öğretmen, öğrenci, okul ve derslik sayısı bilgilerini bir yıldır veremediğini dile getiren CHP’li Kaya, “Biz de değerlendirmelerimizi Milli Eğitim Bakanlığının açıkladığı Örgün Eğitim 2018-2019 verilerine göre yapacağız” diyerek şu bilgileri paylaştı:
Türkiye’de örgün eğitim alan okul öncesi eğitim, ilköğretim ve ortaöğretim düzeyinde toplam 18 milyon 108 bin 860 öğrenci bulunuyor.
* Öğrencilerin 15 milyon 88 bin 592’si resmi, 1 milyon 440 bin 577’si özel, 1 milyon 579 bin 691’i açık öğretim kurumlarında okuyor.
* 1 milyon 564 bin 813’ü okul öncesi eğitimde, 5 milyon 267 bin 378’i ilkokulda, 5 milyon 627 bin 75’i ortaokulda, 5 milyon 649 bin 594’ü ortaöğretimde bulunuyor.
* 3 milyon 250 bin 334’ü genel liselerde, 1 milyon 793 bin 391’i mesleki ve teknik liselerde, 605 bin 869’u da imam hatip liselerinde eğitim alıyor.
* 2018-2019 eğitim öğretim yılı rakamlarına göre örgün eğitim kurumlarında görev yapan 1 milyon 77 bin 307 öğretmenimiz var.
Öğretmenlerin, 907 bin 567’si resmi okullarda, 169 bin 740’ı özel okullarda görev yapıyor. Öğretmenlerin, 51 bin 143’ü okul öncesi eğitimde, 300 bin 732’si ilkokulda, 354 bin 198’i ortaokulda, 371 bin 234’ü ortaöğretimde çalışıyor.
* Örgün eğitimde 66 bin 849 okulumuz var. 54 bin 36’sı resmi, 12 bin 809’u özel, 4’ü ise açık öğretim okulu, 10 bin 669’u okul öncesi 24 bin 739’u ilkokul, 18 bin 935’i ortaokul.
* 12 bin 506 ortaöğretim kademesinde öğretmen görev yapıyor. Örgün eğitimde toplam 706 bin 15 derslik bulunuyor. Resmi okullarda 571 bin 351 derslik, Özel okullarda ise 134 bin 664 derslik mevcut.
“BU ŞARTLARIN UYGULANMA KOŞULLARI YOK”
Kaya, öğretmen ve derslik kapasitesine bakıldığında Sağlık Bakanlığı’nın açıkladığı “Okullarda içeride bulunacak kişi sayısı öğrenci ve öğretmenler de dahil 4 metrekareye bir kişi düşecek şekilde düzenlenecek. Sınıf düzeni 1 metre sosyal mesafe olacak şekilde yapılacak.” açıklamasının uygulanma koşullarının olmadığını ifade etti.
Türkiye genelinde ortalama bir hesap yapıldığında 18 milyon 108 bin 860 öğrenci için toplam 706 bin 15 dersliğimiz bulundunu ifade eden Kaya açıklamasını şöyle sürdürdü:
* Her dersliğe ortalama 26 öğrenci düşüyor. 15 milyon 88 bin 592 resmi okulda okuyan öğrencimiz için 571 bin 351 dersliğimiz var.
* Her dersliğe ortalama 27 öğrenci düşüyor. Sağlık Bakanlığının açıklamasına göre her öğrenci için 4 metre kare ayırdığımızda her dersliğin en az 26×4=104 metrekare olması gerekiyor. Türkiye'de bu koşulları sağlayan kaç dersliğimiz var?
* Sosyal mesafenin sağlanması için dersliklerde 15 öğrencinin ve en az 80 metrekare şartının sağlanması gerek. Mevcut duruma göre Sağlık Bakanlığı'nın ortaya koyduğu 1 metrekare sosyal mesafe şartını sadece imam hatip liseleri sağlıyor.
* Ayrıca tüm okulların ikili öğretime geçtiği varsayıldığında yüz binlerce öğretmene ihtiyaç duyulacaktır. Öğrenci sayısı 184 bin olan birleştirilmiş sınıflarda eğitime nasıl devam edilecek?
* Taşımalı eğitime devam eden 1 milyon 372 bin 211 öğrencinin eğitimine nasıl devam edilecek? İkili eğitim ve normal eğitim yapan okullarda eğitime nasıl devam edilecek? Kapalı olan 17 bin köy okulundan bu dönemde yararlanılacak mı?
* Kütüphane, laboratuvar gibi alanların dersliğe dönüştürüldüğü, prefabrik binalarda eğitimin verildiği, 1500-2000 öğrencisi olan okullarımızda bu tedbirler nasıl hayata geçirilecek.
* Bu koşulları sağlamak için bizim dersliklerdeki öğrenci sayısını ortalama olarak yarı yarıya düşürmemiz gerek. Bu durumda bile en az 250 bin dersliğe ihtiyacımız olacaktır.
* 50 kişilik sınıflarımızın olduğunu, üstelik bu okullarımızda ikili eğitimin de yapıldığını biliyoruz. Bu koşullarda Sağlık Bakanlığının açıkladığı şartlarda eğitim verilmesine imkan var mı?
* Tekli eğitimin verildiği okullarda ikili eğitime geçilse bile, dersliklerde sosyal mesafe kurallarının uygulanmasına imkan yok. Bu durumda üçlü eğitime mi geçilecek? Bunu sakın aklınızdan dahi geçirmeyin.
CHP OLARAK ÖNERİLERİMİZ
Açıklamasında CHP’nin pandemi döneminde eğitimin sağlıklı yapılması hususunda önerilerini de sıralayan Kaya, şunları kaydetti:
* Resmi okullarımızın tamamına sadece pandemi kurallarının uygulanması ile görevlendirecek 54 bin36 öğretmen ataması yapılmalıdır. Öğretmenlerimize pandemi konulu kısa süreli hizmet içi eğitim verilerek hemen göreve başlatılmalıdır.
* Okullarda ikili eğitime geçilmesi durumunda ve yeni dersliklerle eğitime başlanması halinde, acil öğretmen ihtiyacının en az 250 bine çıkacağını öngörebiliyoruz. Bu ihtiyaca göre öğretmen atamasının hızla yapılması gerek.
* Öncelikli olarak; okulların temizliği ve hijyenik ortamın sağlanabilmesi için yardımcı personel ihtiyacı karşılanmalıdır.
* İşte bu nedenledir ki acil olarak, Milli Eğitim Bakanlığı saray hükümetinin kuşa çevirdiği bütçesinin artırılması için TBMM'ye talepte bulunmalıdır.
* Meslek liselerinin boş kalan sınıfları bu süreçte kullanılmalıdır. Özellikle de İmam Hatip Liseleri ve ortaokullarında boş kalan derslikler olduğunu biliyoruz. Bu okulların dersliklerinin kullanılması yoluna gidilmelidir.
* Uygun kamu binaları derslik olarak kullanılmalıdır. Uygun kamu binaları bulunamıyorsa kiralama yoluna da gidilebilinir. Bu süreçte 17 bin köy okulu eğitim ve öğretime açılarak, bu okullarda da eğitim yapılabilir.
* Bunlar yapılamayacaksa; öğrencilerin okullarından ve arkadaşlarından uzaklaştırmamak için okul bahçelerine prefabrik derslikler kurulması da alternatif çözümlerden biri olarak değerlendirilmelidir.
Bu konuda yaptığımız piyasa araştırmasına göre 108 metrekarelik bir prefabrik dersliklerin maliyeti ortalama 57 bin liradır.
İSRAF EKONOMİSİNDEN VAZ GEÇİLİRSE
İhtiyaç duyulan toplam derslik sayısı göz önünde bulundurulduğunda toplam maliyetin 14 milyar lirayı aşacağını ifade eden Kaya, “Şimdi ‘Bu para nereden karşılanacak?’ diye sorulabilir” diyerek açıklamasını şöyle sürdürdü:
1. Dolar bazında garanti ödemesi yaptığınız beş yandaş müteahhidin her birine 50 bin prefabrik yaptırabilirsiniz, onlar da giderlerini vergiden düşerler.
2. 16 makam uçağının 13'ünü satarsınız, sarayın fuzuli harcamalarını kısarsınız.
3. “Biz Bize Yeteriz” kampanyasında toplanan parayı bunun için harcarsınız.
4. Londra'daki bir avuç tefeciye, saat başı 2 milyon dolar faiz ödemekten vazgeçersin. Kısacası, israf ekonomisinden vazgeçilirse, okullarımızın bahçelerine prefabrik derslikler kurarak bu süreci daha güvenli atlatabiliriz.
SARAY SALTANATININ EĞİTİMLE İLGİSİ…
“Pandeminin ne zaman biteceğini öngöremediğimizden kalıcı önlemler almamız eğitimimiz için büyük avantaj sağlayacaktır” diyen Kaya, açıklamasını şöyle noktaladı:
* Milli eğitim Bakanı Sayın Ziya Selçuk, açıklan takvimi yasal zorunluluklar nedeniyle ilan ettiklerini, teknik koşulların yerine getirilip getirilemeyeceğini; okulların açılacağı hafta ne olacağının bugünden bilinmeyeceğini, Ağustos’un sonundaki tabloya göre hareket edileceğini açıkladı.
* Millet ittifakı’nın belediyeleri de okulların dezenfekte edilmesi, öğrencilerin dezenfektan ve maske ihtiyacı konusunda her türlü desteği vermeye hazır olduğunu bir kez daha kamuoyuna ve Milli Eğitim Bakanımız Ziya Selçuk'a duyurmak istiyorum.
* Saray saltanatının eğitimle ilgisi kendi çocuklarının ve torunlarının eğitimi kadardır. Onlar kendi çocuklarının en iyi okullarda ve uygun koşullarda eğitim alması sağlamak için çaba gösterirler.
* Halkın çocuklarının eğitimiyle ilgilenmezler. Bizim mücadelemiz tüm çocuklarımızın can güvenliğini sağlayarak; laik, demokratik, bilimsel ve kamusal eğitim almalarını sağlamaktır.