31 Mart 2019 yerel seçimlerinin ardından Ticaret Bakanlığı tarafından yayınlanan genelge ile belediyelerin iştirak şirketlerine yönetici atama yetkisi belediye başkanlarından belediye meclislerine devredilmişti. Danıştay’ın son verdiği karar ile belediye başkanlarının yetkileri ellerinden alınmış oldu. Gelecek Partisi Genel Başkan Yardımcısı Selçuk Özdağ konuyla ilgili Twitter'dan yapmış olduğu açıklamada “İktidar, muhalif belediyeler başarılı olmasın diye iştiraki olan şirketlere yapılan atamaları belediye başkanlarının elinden alarak belediye meclislerine veren bir genelge yayınlamıştı. Maksat, bu şirketlerin rantının iktidarın kontrolünde kalması, muhalif belediye başkanlarının çalışamaz hale getirilmesiydi. Bunun hukuka da, demokrasiye de aykırı olduğunu söylemeye gerek yok. Normal bir hukuk devletinde bu talebin kabul görmesi, bu açık hukuk ihlalinin giderilmesi gerekirdi” ifadelerini kullandı.
Gelecek Partisi Genel Başkan Yardımcısı Selçuk Özdağ’ın Twitter'dan yapmış olduğu açıklama şu şekilde:
Siyaset topluma hizmet için yapılır. Partiler birbirleriyle rekabet edebilirler ama bu rekabet hiç bir zaman -hizmeti engelleme- şeklinde olmamalıdır. Bu, hem siyaseti çirkinleştirir, hem de haksız rekabete neden olur. İktidar, muhalif belediyeler başarılı olmasın diye iştiraki olan şirketlere yapılan atamaları belediye başkanlarının elinden alarak belediye meclislerine veren bir genelge yayınlamıştı. Maksat, bu şirketlerin rantının iktidarın kontrolünde kalması, muhalif belediye başkanlarının çalışamaz hale getirilmesiydi. Bunun hukuka da, demokrasiye de aykırı olduğunu söylemeye gerek yok. Muhalif belediyeler bu haksız tasarrufu yargıya götürüp, yürütmenin durdurulması talebinde bulundular. Normal bir hukuk devletinde bu talebin kabul görmesi, bu açık hukuk ihlalinin giderilmesi gerekirdi. Ama öyle olmadı, yargı yürütmenin durdurulması talebini reddetti. Bu şu demek, belediyeleri saray iktidarı alırsa belediye başkanlarının her türlü yetkisi var, muhalefet alırsa başkanların elleri kolları bağlı olacak. Üstelik yargı da bu işi meşrulaştırma işlevi görecek. CB Sn. Erdoğan, Merkez Bankası başkanını görevden alırken ve daha bir çok tasarrufunda halk oyuna vurgu yaparak, seçim kazanmış olmayı her türlü tasarrufunun meşrulaştırıcı nedeni olarak göstermişti. Bir çok konuşmasında, halk bize yetki verecek ama Merkez Bankası başkanını görevden alamayacağız, halk bizi seçecek ama elimiz kolumuz bağlı olacak, istediğimizi yapamayacağız, gibi ifadeler kullanmıştı. Ama şimdi aynı halkın seçtiği belediye başkanlarının yetkileri kısıtlanıyor, çalışacağı kadroları bile seçme hakkı ellerinden alınıyor. Yargı da bu eşitliksiz uygulamayı -yürütmenin durdurulması- talebini reddederek onaylıyor. Devletin birinci varlık nedeni adalettir. Adalet her türlü bozulmayı, çürümeyi, haksızlığı engelleyecek, devlet çarkının doğru dönmesini sağlayacak en önemli mekanizmadır. Yargı doğru çalıştığı müddetçe ancak, o ülkenin geleceğine güvenle bakmak mümkün olabilir. Siyasallaşan bir yargı sadece adalet duygusunu tahrip etmekle kalmaz, devlete olan güveni de örseler, demokrasiyi işlemez, halkın tercihlerini, yapılan seçimleri anlamsız hale getirir.