Karar gazetesi yazarı İbrahim Kahveci, Türkiye'nin geçmiş birikimlerinin, son yıllarda da geleceğinin satıldığına işaret ederek, 'Hesaplarda görülmeyen o kadar Amerikan dolarlı ihaleler olmuş ki; kimse bilmiyor. Soruyorlar “nedir bunlar” diye. Diyorsun ki “ticari sır söyleyemem”.
O ticari sır dediklerin evlatlarımızın, torunlarımızın geleceği. Onların gelirlerini verdiğin bir kaç müteahhidin parası. Nasıl ticari sırdır ki; parayı ödeyecek olana bilgi verilmiyor. Yani Türk Milleti bu parayı ödeyecek ama Millette bilgi verilmiyor.' ifadelerini kullandı.
Karar gazetesi yazarı İbrahim Kahveci’nin “Yerli ve milli dolar aktörleri” başlıklı yazısının tamamı şu şekilde;
Yerli ve milli dolar aktörleri Yerli ve Milli...
Şer güçlere yedirmeyiz. Küresel çetelere karşı elbette kendi ülkemizin yanındayız... Vs vs...
Söylem nedir?
Eylem nedir?
Kendi ülkende köprü yapıyorsun, Amerikan doları ile fiyatlandırıyorsun. Otoyol yapıyorsun, Amerikan doları ile fiyatlandırıyorsun. Milletinin gideceği hastane yapıyorsun, Amerikan doları ile fiyatlandırıyorsun. Havalimanı yapıyorsun, Amerikan doları ile fiyatlandırıyorsun. Enerji garantisi veriyorsun, Amerikan doları ile fiyatlandırıyorsun. Garantiler Amerikan doları ya da bazılarında da Avrupa eurosu.
Hepsini bir elin parmakları ile sayılı Hazine Garantili Müteahhit almış. 20-25 yıl Amerikan doları ile paraları garantilenmiş. Yetmemiş, bu paraları Amerikan’ın enflasyon endekslerine bağlamışsın ve oradaki artış kadar bir de dolar bazında zamlar yapıyorsun. Sonra da yerli ve milli diyorsun.
***
Şer güç, sömürücü güç veya bilmem ne diye suçladığın IMF bile sana gelmiş demiş ki: “Sakın ola kendi ülkende, kendi vatandaşlarından borç alırken kendi paranı kullan; Amerikan doları kullanma.”
Sen ne yapmışsın? 2019 başında başlamışsın kendi vatandaşından, kendi ülkenden bile Amerikan doları ile borç para almaya. Oysa kendi ülkende yabancı para ile borçlanmaları bitirenleri de hain olarak görmüşsün.
Bak şimdi;
Hazine garantilerin dayanmış 150 milyar dolara...
Kendi vatandaşından almaya başladığın yabancı para borçları da gelmiş 24 milyar dolara...
Ama yerli ve milli.
***
Bu ülkenin geçmiş birikimleri satıldı.
Mevcut durumu borçlandırıldı
Ve son yılarda da geleceği satılıyor.
Hesaplarda görülmeyen o kadar Amerikan dolarlı ihaleler olmuş ki; kimse bilmiyor. Soruyorlar “nedir bunlar” diye. Diyorsun ki “ticari sır söyleyemem”.
O ticari sır dediklerin evlatlarımızın, torunlarımızın geleceği. Onların gelirlerini verdiğin bir kaç müteahhidin parası.
Nasıl ticari sırdır ki; parayı ödeyecek olana bilgi verilmiyor. Yani Türk Milleti bu parayı ödeyecek ama Millette bilgi verilmiyor.
***
İstanbul-İzmir otoban ve köprü işine başlıyorsun: “Yapım maliyeti 6 milyar dolar” diyorsun. O zamanlar 1 dolar 1,8 TL. Kur yükselince maliyet TL bazında atar ama dolar bazında azalır.
Ama kurdeleyi keserken diyorsun ki “11 milyar dolara mal oldu”.
Bu nasıl bir hesaptır? Bu hesabı kim tutuyor? Millete bu hesap kalem kalem veriliyor mu?
Bu fatura evlatlarımızın, torunlarımızın ödeyeceği faturadır.
***
Millet fakirlikten dolayı evlenemiyor
Millet fakirlikten dolayı çocuk bile yapamıyor
Ama derdiniz hala KANAL İSTANBUL.
Milletin derdi ile dertlenmek, Milletin geleceğini düşünmek, Milletin nefes almasını ve ekonomik durumunu düzeltmek hiç dert olmuyor mu?
Varsa beton, yoksa beton. Onlar da Hazine garantili müteahhitlere...
***
Kanal İstanbul söylendiği kadar kârlı ise Hazine garantisi vermeden hangi müteahhit isterse yaparsa yapsın. Ama biliyorum ki bu olmaz.
Maliyet için 34 milyar TL de dediniz, 74 milyar TL de. Ama 120 milyar dolar diyen de çıktı.
Gelir için verilen rakamlar yıllık 150200 milyon dolardan 10-15 milyar dolara kadar çıkıyor.
Bu hesapları kim yapıyor? Nedir bu aradaki büyük farklar? Bu işler bakkal hesabı ile mi olur? Devlet aklı dediğimiz şey nerededir?
Aslında işlerimiz böyle de oluyor.
Bir diyoruz ki kredi vermeyen bankayı yakarım. Sonra diyorsun ki vermesen de olur.
Bir diyorsun ki yabancıya TL yok. Sonra diyorsun ki, n’olur gelin TL alın.
Bir Putin tek dostumuz; alırız S-400’leri meydan okuruz.
Bir bakıyoruz Trump ile aramızı kimse bozamaz...
Kısaca söyleme değil eyleme bakalım. Gerçekten bu ülkede tutarlı ve milli bir duruş var mı, yok mu? Bu ülke hepimizin; iyi ve güçlü olması bizim değil asıl evlatlarımızın varlığı için önemli. Aynaya kendinize değil, evlatlarınızın, torunlarınızın gözüne bakın. Ve öyle karar verin.