Sitemiz enpolitik genel yayın yönetmeni ve köşe yazarı Canboray Soykan, bugün “Joe Biden & Kamala Harris” başlıklı yazısını kaleme aldı.
ABD’de başkanlık seçimlerine üç aydan kısa bir süre kala Demokrat Parti'nin başkan adayı Joe Biden, Kalifornia Senatörü Kamala Harris'i başkan yardımcısı adayı olarak seçtiğini duyurdu. Böylece Harris, başkan yardımcılığı için yarışan ilk siyahi kadın oldu. Sitemiz enpolitik köşe yazarı Canboray Soykan, bugünkü köşesinde konuyla ilgili, “Biden’ın ilerleyen yaşı, bozulan sağlığı ve yeri geldiğinde kendisini bile durdurmasını istediği başkan yardımcısı arayışı Trump’ın aksine icracı, aktif bir başkan yardımcısını istediğini gösteriyor. Biden eğer seçimi kazanırsa yemin ettiğinde 79.yaşına yaklaşmış olacak. Bu durumda Biden’ın seçilmesiyle birlikte başkan yardımcılığını yürütecek olan isim ABD’ye dolayısıyla da tüm dünyaya yön verecek. Daha da ileri gideyim Biden kazanması durumunda görev süresini doldurmadan istifa edip koltuğu başkan yardımcısına devredebilir. İşte tüm bu faktörler bu ismi her yerde konuşulur ilan ediliyor. 11 Ağustos 2020’de belki de Harris, dünyanın en prestijli koltuğunun gelecek sahibi olarak ilan edildi” dedi. Soykan yazısının devamında, “Biden, Harris seçimiyle birlikte üzerinde ısrarla durduğu birlik mesajını pekiştirmeyi hedefledi, siyahilerden gelecek desteği garanti altına almayı hedefledi, göçmenlerden gelecek desteği garanti altına almayı hedefledi, kadınlara selam çakmayı hedefledi ve devletin üst kademesinde görev yapmış bir ismi yardımcısı olarak seçerek etkin bir başkan yardımcısı profili hedeflediğini gösterdi” ifadelerini kullandı.
Sitemiz enpolitik köşe yazarı Canboray Soykan’ın yazısının tamamı şu şekilde;
Yarışın adı kondu: Trump & Pence vs. Biden & Harris
2020 Zaten dünya için enteresan gelişmelere gebe bir seneyken, pandemi süreciyle birlikte meydana gelen hadiselerle birlikte anlatılmaz yaşanır diye nitelendirebileceğimiz bir seneye dönüştü. 2020’nin Dünya için enteresan gelişmelere gebe olmasının en önemli nedenlerinden biri de hiç şüphesiz ki 3 Kasım 2020’de gerçekleştirilecek olan ABD Seçimleri. 3 Kasım’da ABD’de başkanlık, temsilciler meclisi, senato ve valilik seçimleri gerçekleştirilecek. Kısacası bu sene, ABD’de yönetim dengelerinin değişeceği bir sene olacak. Bundan önce ABD seçimleriyle ilgili iki farklı yazı kaleme almıştım, bu üçüncüsü oluyor. O günlerde önseçimleri ve o şartlardaki olası senaryoları konuşuyorduk. Artık yarışın adı konmuş durumda Cumhuriyetçilerde Başkan Donald Trump ve Başkan Yardımcısı Mike Pence ikinci dönem için yarışırken; Demokratlardaysa Başkan Adayı Joe Biden ve Başkan Yardımcısı Adayı Kamala Harris, Beyaz Saray’ı geri almak için varını yoğunu ortaya koyuyor.
Demokratlar neden Joe Biden’ı seçti ?
Demokratik Parti 2020 önseçimleri adaylar yönünden belki de son yılların en renkli ve en zengin önseçimleriydi. Esasında yarışın başında bu önseçimlerin çok daha çekişmeli geçmesi bekleniyordu; öyle olmadı. Sanders’ın kelebek ömürlü liderliğinin ardından Biden ipleri elini aldı ve ezici üstünlük kurmayı başardı. Demokratik Parti tabanının önceliği Trump’ı oradan indirmekti, Trump’ı oradan indirme fikri ajandanın ilk maddesiydi. Dolayısıyla taban başkan adayını belirlerken ‘’Trump’ın karşısında kimin şansı daha yüksek ?’’ sorusunu sordu. Bu sorunun yanıtında da parmaklar Biden’ı işaret etti.Biden’ın öne çıkmasının nedenleriyse; Biden’ın diğer adaylara kıyasla kendisini ortada konumlandırıyor olmasıydı.Biden’ın diğer adaylara kıyasla daha popüler olmasıydı, Biden’ın uçta olarak tanımlanıp seçmeni korkutacak hiçbir vaadi olmamasıydı. Biden’ın tarihin en popüler başkanlarından biri olan Barack Obama’nın yakın dostu, yardımcısı olmasıydı. Biden’ın Demokratik Parti yönetiminin önde gelen isimleri tarafından destekleniyor olmasıydı ve Biden’ın şahsi kanaatlerini öne çıkaran bir kampanyadan ziyade Trump’ın karşısında herkesi kanatları altında toplayabilecek uzlaştırıcı aday kimliğiyle hareket ediyor olmasıydı.
Biden önde ama vaziyet bambaşka bir yere gidebilir
Bu saydığım nedenlerin yanı sıra önseçimin Biden - Sanders çekişmesine dönüşmesinden sonra, Sanders’ın ABD siyaseti için solda konumlandırabilecek vaatlerinin partinin merkez kanadını oldukça rahatsız etmesi göz ardı edilemez. Bu rahatsızlık neticesinde de iş ‘’Establishment vs. Progressive’’ yani ‘’Yenilikçi vs. Geleneksel’’ çekişmesine döndü. Mevzu buraya gelince de belli noktalarda ayrılığa düşen merkez kanat adaylarının (Klobuchar, Buttigieg, Blooomberg) Sanders’ın sol fikirlerine karşılık; Biden’ın arkasında dimdik durması dönüm noktası oldu. Biden ilerleyen yaşı, çok da tıkırında olmayan sağlığına rağmen partisini en avantajlı aday olduğuna ikna etti. 13 Ağustos 2020 İtibariyle de anketlerin çoğu Biden’ı doğrular nitelikte sonuçlar veriyor. Biden bugün Trump’ın önünde görünüyor; tabii burada pandemi sürecinin etkisi yadsınamaz. Pandemi dönemiyle birlikte mevcut iktidarların itibar kaybetmesi birkaç ülke dışında dünyanın her yerinde yaşandı. Biden’ın aktif saha çalışmaları ve mitinglerden uzaklaşıp video mesajlar üzerinden kampanyasını yürütmesi de ona büyük eksiler yazan gaflarının sayısını hatırı sayılır derecede azalttı. Seçime seksen iki gün kaldı ve ben hala bu seçimin yakın geçeceğini düşünüyorum, münazaralarda vaziyetin bambaşka bir yere gidebileceğini düşünüyorum. Düşünüyorum ama bu detayları seçime yaklaştıkça sizlerle paylaşmak istiyorum, bu yazıda şu günlerde tüm dünyanın konuştuğu ismi; California Senatörü Kamala Harris’ı konuşalım istiyorum.
Başkan yardımcısı adayı seçimi neden bu kadar önemli ?
Tüm dünya Biden’ın, Harris seçimini konuşuyor; eğer ABD siyasetiyle fazla içli dışlı değilseniz içinizden ‘’Ne oluyor kardeşim, ne bu tantana ?’’ diye geçiriyor olmanız muhtemel. Uyarmalıyım ki cidden önemli bir tantana bu. ABD’de Başkan ve başkan yardımcısı arasındaki işbölümü anayasada yalnızca genel hatlarıyla tarif edilir. İşleyişte aksama çıkarmaması adına görevlerin paylaşımı seçilen başkan ve başkan yardımcılarına bırakılır. Yani bir başkan yardımcısının icracı mı yoksa sembolik mi olacağı dönemin şartlarıyla birlikte görevdeki başkanın inisiyatifiyle belirlenir. ABD’de eğer başkan görevindeyken ölürse, görevden alınırsa veya bir şekilde görevden çekilirse herhangi bir erken seçim yapılmaz; mevcut başkan yardımcısı yemin ederek Oval Ofis’teki makamına geçer. Biden’ın ilerleyen yaşı, bozulan sağlığı ve yeri geldiğinde kendisini bile durdurmasını istediği başkan yardımcısı arayışı Trump’ın aksine icracı, aktif bir başkan yardımcısını istediğini gösteriyor. Biden eğer seçimi kazanırsa yemin ettiğinde 79.yaşına yaklaşmış olacak. Bu durumda Biden’ın seçilmesi durumunda başkan yardımcılığını yürütecek olan isim ABD’ye dolayısıyla da tüm dünyaya yön verecek. Daha da ileri gideyim Biden kazanması durumunda görev süresini doldurmadan istifa edip koltuğu başkan yardımcısına devredebilir. İşte tüm bu faktörler bu ismi her yerde konuşulur ilan ediliyor. 11 Ağustos 2020’de belki de Harris, dünyanın en prestijli koltuğunun gelecek sahibi olarak ilan edildi.
Kimdir bu Kamala Harris ?
Kamala Harris, 20 Ekim 1964’te California’da Jamaikalı bir babanın ve Hintli bir annenin kızı olarak dünyaya geldi. Göçmen bir ailenin en büyük evladı olduğundan, siyahi olduğundan gençliği boyunca insan hakları konusunda hassas olarak yetişti, politikayla içli dışlı oldu. 1986’da Harward’dan Ekonomi ve Siyaset Bilimi çift ana dalı yaparak mezun oldu. Siyasete 1990’da girdi, bir dizi yerel seçim yenilgisinden sonra 2003’te gerçekleştirilen seçimlerde San Fransico’nun bölge savcısı olarak seçildi. Bu görevinde California içinde tanınan Harris, 2010’da da California eyaletinin başsavcılığına seçildi. Savcılık görevleri süresince özellikle düşük ve orta gelirli vatandaşların hakları için mücadele etti. Bu yönüyle takdir toplarken; siyahilere yönelik sert yaptırımlarıyla, idam cezasından yana durmasıyla da tepki çekti. 2016’da Gerçekleştirilen seçimlerde de Demokratik Parti’nin California Senatörü olarak seçildi. Senatoda yaptığı konuşmalarla, komisyonlardaki görevleriyle ve sorgu oturumlarındaki performansıyla siyasette hızlıca yükseldi. Siyasi yorumcular tarafından kendisi hakkında ‘’Obama’nın dişi versiyonu’’ benzetmeleri yapıldı ve 2020 Demokratik Parti Başkan Adaylığı için en güçlü isimlerden biri olduğu telaffuz edildi. Harris, 2020 Demokratik Parti Önseçimlerine ciddi iddiayla girse de oyları kademeli olarak düştü ve seçimden maddi yetersizlikler nedeniyle çekildi. Anketlerde %8-9 civarında destek aldığı görülen başkan adaylığı kampanyasını önseçimler başlamadan sonlandırdı. Çekilmeden önceki anketlerde %2-2,5 civarında oy potansiyeli görünüyordu. Bugün itibariyle de sert dille eleştirdiği Biden’ın başkan yardımcısı adayı olarak yarıda bıraktığı kampanya işlerine geri dönüyor.
Peki Neden Kamala Harris ?
Biden’ın başkan yardımcısı adayı seçimi konusunda bir kadını tercih edeceği geçtiğimiz mart ayından bu yana belliydi. Kurguladığı strateji gereği Biden’ın, Obama’yla ilişkisini öne çıkardığı da, Obama’nın yakaladığı zemine benzer bir zemini bulmak için çabaladığı sır değildi. Biden’ın ve partinin üzerinde etkisi olan kuvvetli isimlerin – buna Clinton ve Obama da dahil – siyahi bir başkan yardımcısı adayı görmek istediği; Biden’ın da bu fikre sıcak baktığı sır değildi. Hal böyle olunca hem kadın, hem siyahi olmak üzere eldeki isimler değerlendirildi; Harris seçildi. Harris, ABD’de başkan yardımcılığına aday gösterilen 3.kadın oldu ama ilk siyahi ve Asya kökenli kadın oldu. Biden, Harris tercihiyle birlikte herkesi kucaklıyoruz mesajını farklı perspektiflerden vermeye çalıştı. Siyahi, Asya kökenli bir isim, kadın bir isim bunlar da yetmezmiş gibi önseçimlerin başında kendisine en sert şekilde muhalefet eden isimlerden biri. Biden, Harris seçimiyle birlikte üzerinde ısrarla durduğu birlik mesajını pekiştirmeyi hedefledi, siyahilerden gelecek desteği garanti altına almayı hedefledi, göçmenlerden gelecek desteği garanti altına almayı hedefledi, kadınlara selam çakmayı hedefledi ve devletin üst kademesinde görev yapmış bir ismi yardımcısı olarak seçerek etkin bir başkan yardımcısı profili hedeflediğini gösterdi. Obama 2008’de adaylığı kazandıktan sonra gönlünden sürpriz bir sol kanat ismini yardımcısı olarak duyurmak geçiyordu. Bu isim de o dönem Virginia Valisi olan Tim Kainedi. Fakat Obama bir strateji uyguladı; o dönemde toplum nezdinde bu hamlesinin kendisine ağır bir fatura çıkarabileceğini düşünerek güvenli bir tercihe yöneldi. Merkez kanadını arkasına tamamıyla alabilmek için Joe Biden’ı seçti. Obama, güvenli sularda yüzmeyi tercih etmişti; Biden da aynen öyle yaptı sol kanattan bir isimle yürümek istemedi. Ve açıkçası Biden, kendi Biden’ını aradı aradığını da Harris’te buldu. Tabii bunda Harris’ın, Biden’ın merhum oğlu Beau’nun yakın arkadaşı olmasının etkisini de araya sıkıştırmak gerekir.
Kamala Harris’ın avantajları ve dezavantajları
Harris, etnik mensubiyeti nedeniyle 2016’da sandığa gitmeyerek kritik eyaletlerde Demokratik Parti’yi hezimete uğratan seçmenleri oy vermeleri konusunda harekete geçirebilir. Harris, farklı kademelerde yürüttüğü çalışmaları nedeniyle azımsanamayacak düzeyde devlet tecrübesine sahip bu özelliği de onu oldukça etkili bir başkan yardımcısı yapmakta hayati role sahip. Öte yandan Biden’ın yaşı gereği eski performansı yok, eskisi kadar karizmatik değil ve olumlu bir profil çizemiyor. Harris güçlü hitabeti, seçmen nezdindeki karizmasıyla kampanyaya yabana atılmayacak düzeyde dinamizm katabilir. Harris, seçim kampanyalarına alışkın bu yüzden de oldukça kontrollü, zor yıprandığı gibi karşıdakini kolay terletebilir. Bu özelliği münazaralarda Pence karşısında onu seçmen nezdinde parlatabilir. Harris, Biden’ın yaratmaya çalıştığı Obamavari rüzgarın oluşmasında imajı nedeniyle katkıda bulunabilir.
Öte yandan; Harris’ın önseçimlerde tutunamamasının en önemli sebebi kendisine bir çizgi belirleyememiş olmasıydı. Bir açık oturumda partinin sol kanadına boncuk dağıtırken, bir başka konuda oldukça gelenekçi yaklaşımlar sergiliyordu. Harris, senatoda yaptığı gibi iki kanat arasında işbirliği yapmayı hedeflemişti ama bu strateji elinde fena patladı. Harris, medya tarafından bir duruş sergileyememekle ve nabza göre şerbet vermekle suçlandı. Bu zamana kadar pragmatik davranan Harris’ın bu algıyı kırması için kendisini bir çizgide konumlandırması; bundan sonra siyasi hayatı boyunca o çizgiyi koruması gerekecektir. Biden’la düzenledikleri ilk basın açıklamasındaki konuşmasından sol kanada göz kırptığı izlenimini aldım; bu da Biden’a karşı mesafeli duran sol kanadın gönlünü hoş etmek için atılan bir adım olsa gerek. Harris eğer kendisini tutarlı kılamazsa Clinton’ın başına gelen örselemelerin benzerlerinden nasibini pekala alabilir. Bir başka konu da Harris’ın savcılık görevlerindeyken polisin yanında durması; kimileri bu durumun Cumhuriyetçi tabanı memnun edeceği kanısında ben buna pek katılmıyorum. Harris’ın ilerici duruşuna ve çıkışlarına karşın polisi koruyup kollaması, idam cezalarından yana durması gibi detaylar siyahi seçmenlerden beklenen dönütün alınamamasına sebebiyet verebilir. Harris’ın önseçimlerde Biden’ı zehir zemberek bir dil kullanarak eleştirmesi, onu ırkçı olmakla itham etmesi ve bunu açık oturumda yapması bu ortaklığın zorlama olduğu düşüncesini akıllara kondurabilir. Ve biz 2016’dan sonra hep birlikte öğrendik ki ABD seçmeninin adaylarda aradığı önemli bir kriter de samimiyet.
Seçim yakın, hiçbir şey bitmiş değil.
Ne sonuç çıkacağını bilmiyoruz ama bildiğimiz bir şey var; o da Kamala Harris’ın bugün tüm dünyada konuşulduğu.
Bugün tüm dünyanın Kamala Harris’ı araştırıyor, dünya Kamala Harris’ı konuşuyor.
Herkes bir şeyler söylüyor, ya siz ?
Şimdi sıra sizde !
Sizce Joe Biden için Kamala Harris doğru tercih midir ?
Sizce Joe Biden doğru ismi mi seçmiştir ?
Sizce Joe Biden kendi Joe Biden’ını bulmuş mudur ?
Sizce Biden, Biden’ını bulmuş mudur ?
Ne dersiniz ?