Gelecek Partisi Genel Başkan Yardımcısı Selçuk Özdağ, Ahmet Davutoğlu’nu ‘Serok Ahmet’ sözlerini söyleyen MHP lideri Devlet Bahçeli’ye yanıt verdi.
Selçuk Özdağ Devlet Bahçeli için sert konuştu. Bahçeli’ye ‘eski kuşak’ politikacı diyen Selçuk Özdağ, “En çekilmez olan; vizyonsuz ve eski kafalı genç siyasetçiler midir yoksa hem vizyonsuz hem de eski kafalı yaşlı olanları mıdır? Bunu milletimiz değerlendirecektir” dye sordu.
Selçuk Özdağ, Davutoğlu’nu ‘serok Ahmet’ diyerek marjinalleştirmeye çalışan MHP Genel Başkanı Devlet Baheli’yi şu sözlerle eleşttirdi:
“Sayın. Ahmet Davutoğlu’nun Diyarbakır konuşmasına tepki gösteren Sn. Bahçeli ‘Marksist literatürü ortaokulda öğrenmiş kerameti kendinden menkul Serok Ahmet’in Diyarbakır’da PKK üslubuyla konuşması, sözde Kürt sorununu yeniden diline dolayıp anadilde eğitimden bahsetmesi emperyalist tutsaklığın ulaştığı hazin düzeyi göstermesi bakımından skandal bir örnektir.’ derken itham eden suçlayan o meşhur tarzı ile tam da çok şey konuşup aslında hiçbir şey söylemeyen o bilindik üslubunu dillendirmiş.” dedi.
Selçuk Özdağ'ın sosyal medya hesabından yaptığı açıklama şu şekilde;
MUHALEFETE “MUHALEFET” YAPMANIN DAYANILMAZ CAZİBESİ !!!
EY SİYASETÇİ TİTRE VE KENDİNE GEL !!!
Son zamanların gündem başlıklarından gençler ve “Z Kuşağı” konusu toplumun birçok kesimi tarafından tartışılmaya devam etmektedir.
2-) Ancak göz ardı edildiğini düşündüğümüz esas konunun, siyaseten zamanını doldurmuş “eski kuşak” politikacılar ile sadra şifa olmayan mugalata tarzı siyaset anlayışlarının milletimizin yakasından biran önce düşmesi gerçeğidir.
3-) Taşıdıkları tumturaklı sıfatların ağırlığı bir tarafa asgari dürüstlük ve sözünün arkasında olmak gibi temel insani özelliklerin bile mumla arandığı bu tarz siyaset anlayışının bu millete ve geleceğine ne tür bir katkısı olabilir ki?
4-) Toplum ve de gençler siyaseti kimin yaptığından ziyade ne söylendiği ile ilgilenmekte, siyasetçilerin genç olup olmaması ile değil fikirlerinin ve gelecek vizyonlarının genç ve dinamik olup olmaması ile alakadar olmaktadır.
5-) En çekilmez olan; vizyonsuz ve eski kafalı genç siyasetçiler midir yoksa hem vizyonsuz hem de eski kafalı yaşlı olanları mıdır? Bunu milletimiz değerlendirecektir.
6-) Sn. Ahmet Davutoğlu'nun Diyarbakır konuşmasına tepki gösteren Sn. Bahçeli 'Marksist literatürü ortaokulda öğrenmiş kerameti kendinden menkul Serok Ahmet’in Diyarbakır’da PKK üslubuyla konuşması,
7-) Sözde Kürt sorununu yeniden diline dolayıp anadilde eğitimden bahsetmesi emperyalist tutsaklığın ulaştığı hazin düzeyi göstermesi bakımından skandal bir örnektir.'
8-) Derken itham eden suçlayan o meşhur tarzı ile tam da çok şey konuşup aslında hiçbir şey söylemeyen o bilindik üslubunu dillendirmiş.
9-) Yani AK Parti iktidarı tarafından da bir zaman önce Kürtçe başta olmak üzere farklı anadillere sahip vatandaşlarımızın dil kursu,enstitü ve seçmeli dersler vs. imkânlarından yararlanması için yasal düzenlemeler yaptığı gibi.
10-) Sn. Davutoğlu’nun ”Bu bağlamda tüm demokratik ve kalkınmış ülkelerde olduğu gibi ana dilin eğitimde ve sosyal hayatta öğretilmesi, kullanımının ve vatandaşlarımızın bu vatana duydukları aidiyet bilincini güçlendireceğine, toplumsal barış ve dayanışmamızı tahkim edeceğine
11-)inanıyoruz” Sözü çok açık ve net iken Sn. Bahçeli’nin kelime oyunları ile gerçeği saptırması bir siyasetçi için politik bir tercih olabilir ancak akademik ünvanlı birine yakışıp yakışmadığını bu camianın takdirlerine havale ediyoruz.
12-) Sn. Bahçeli, “…CHP’nin çatısı altında kendilerine ikbal arayanların zillete düşmeleri acziyettir, teslimiyettir, melanettir…' sözünü zannımızca aynaya bakarak terennüm etmiş olmalı.
13-) Zira dün ağza alınmayacak sözlerle itham edip suçladığı AK Parti ve Genel Başkanı ile birlikte yolculuk yapıp, onun çatısı altında bulunmaktan imtina etmeyen kendisinden başkası değil.
14-) Sn. Bahçeli; tabanının gazını aldığını düşünürken partisinin dertli ve vatansever seçmeni bu çelişkiler yüzünden başka mecralara yönelmektedir.
15-) Bundan dolayıdır ki daha düne kadar FETÖ’cü ve gayri milli olarak itham ettikleri İYİ Parti’yi eve dönün çağrısı yapmaktadırlar. Buradan sormak istiyoruz: dün söyledikleriniz mi doğru değildi bugün söyledikleriniz mi?
16-) Memleket meselesi olduğunda mangalda kül bırakmayan Sn. Bahçeli aslında taşın altına elini koymaktan ziyade taşın altına elini koyan devlet adamlarının gölgesinde sorumluluk almadan yetkili olmaya çalışan bir siyasetçi profili çizmektedir.
17-) Tıpkı başbakan yardımcısı olduğu dönemde Öcalan’ı kurtarmak için idam cezasını kaldıran yasal düzenlemeye sessiz kalarak zımni destek verdiği gibi. Akabinde 57. Hükümet ortaklığında Öcalan ile İmralı'da devam eden müzakerelerde de sessiz kaldığı gibi.
18-) Ve yine geçen sene yapılan yerel seçimlerde A. Öcalan’ın mektubunun hükümetin onayı ile kamuoyuna deklare edilmesi ile Osman Öcalan’ın TRT ekranlarına çıkarılmasına sessiz kalması gibi.
19-) Ve Çin zulmü altında soykırıma uğrayan Uygur Türkleri için çıkıp yeri göğü inleten o gür sesi ile bu kardeşlerimizin yanında durduğunu, sahip çıktığını görememek, Çin Yönetimini eleştirememek Türk milliyetçisi olduğunu iddia eden bir siyasetçi için nakısa değil midir?
20-) Bu tavrı ile Rus sevdalısı Çin aşığı Aydınlıkçı Perinçekgillerden azade nasıl bir siyasi argümanlarının olduğunu bu millete izah etmek durumundadırlar.
21-) Kalbi ve vicdanı vatan sevdası ile dolu, dertli ve yürekli Türk Milliyetçileri başta olmak üzere milletimiz tüm bu çelişkileri görmekte ve tek tek not etmektedir.
22-) Sanılmasın ki işine gelmediği her 1 vatansevere terörist demekle kara çalmakla bu siyaset sürüp gidecek. Seçim zamanı bu millet herkese hak ettiğini hediye edecektir. Sandık geliyor, gelecektir. Millet en doğru kararı vermek için sabırsızlıkla o günü beklemektedir.