Toraks Derneği uyardı: Birinci dalganın ikinci zirvesine hızla yaklaşıyoruz

Toraks Derneği uyardı: Birinci dalganın ikinci zirvesine hızla yaklaşıyoruz

Türk Toraks Derneği koronavirüs vakalarında ciddi artış oluğuna dikkat çekerek, “Pandeminin kontrolünün kaybedildiği kaygısı taşınmakta ve birinci dalganın ikinci zirvesine doğru hızla yaklaşıldığını düşünmektedir” diye uyar

Dernek'ten “Toraks Uyarıyor” başlığıyla yapılan açıklamada, Dernek, üyelerinden koronavirüs vakalarının arttığına yönelik bilgiler geldiğii ve hastanede yatan, yoğun bakım tedavisi gereken hastaların sayısında ciddi yükselişler olduğu belirtilerek, “Bu bilgilerden yola çıkarak pandeminin kontrolünün kaybedildiği kaygısı taşınmakta ve birinci dalganın ikinci zirvesine doğru hızla yaklaşıldığını düşünmektedir” denildi.

1 Haziran itibariyle atılan ‘normalleşme adımları’ ile beraber  düğün, sınav, toplu taşıma, toplu ibadet, turistik seyahat olayların fiziksel mesafeyi ortadan kaldırdığı hatırlatılan açıklamada, süreçte tespit edilen ‘yanlışlar’ şöyle sıralandı:

“Hastanelerdeki pandemi servisleri azaltılmış, bazı hastaneler pandemi hastanesi olmaktan çıkarılmıştır.  Bilimsel olarak PCR testinin hastaların sadece yüzde 40’ını saptayabildiği bilindiğinden, resmi rakamlara yansıyan hastalık ve ölüm sayılarının var olanın yarısından azı olduğu düşünülmektedir. Bu testin bile uygulanma şartları daraltılmış, hastalığı yayma olasılığı olan bireylere bile belirtisi yoksa test yapılmama kararı alınmıştır. Bu uygulama ile yakınması olmayan, teması nedeniyle enfeksiyon riski yüksek olan kişiler arasından yeni hasta bulma şansı yitirilmiştir.”

‘BAKANLIĞI PANOSUNA YANSIMADI’

“Haziran ve Temmuz aylarında hasta sayıları artmış, ancak hasta yatırma kriterleri değiştirilince koronavirüsle ilgili sayıların Sağlık Bakanlığınca günlük olarak paylaşıldığı ‘turkuaz panoya’ yansımamıştır. Artan hasta sayısı konusunda ayrıntılı olarak bilgilendirilmeyen vatandaşlar, pandeminin ciddiyetini kavrayamamış ve bir kısmı ise sürecin bu denli uzamasını neden gösterip süreci inkâr mekanizmaları geliştirmişlerdir.”

Dernek hastanelerdeki yatılı hasta ve yoğun bakım hastasının kapasitenin üstünde olduğunu ifade ederek, şunları sıraladı:

-Artan hastalık yükü konusunda kamu yöneticileri kamuoyuna yeterli bilgilendirme yapmamaktadırlar.

-Tedavideki ilaç protokollerinde hâlâ hidrosiklorokin bulunması güncel litaratür ile uyumlu değildir. Son dönemde bazı illerimizde güncel tedavi rehberinde önerilen favipiravir dâhil ilaç bulmakta sıkıntı yaşandığı bilgileri tarafımıza ulaşmaktadır.

-Koronavirüs çoklu organ hastalığı iken birçok hastanede sadece göğüs hastalığı uzmanları tek sorumlu hekim olarak kabul edilmektedir. Bu da ilgili hekimlerin insanüstü iş yüküne maruz kalmasına yol açmaktadır.

‘HEKİMLER İSTİFASINI İSTİYOR’

-Sağlık çalışanlarında tükenmişlik izlenmektedir. Son 1 haftada çok sayıda Göğüs Hastalıkları hekimi Alanya, Batman, Manisa başta olmak üzere, istifaları vermekte, emekliliklerini istemektedir.

-Sağlık çalışanları Covid-19 olmaya ve yaşamlarını kaybetmeğe devam etmektedirler. Covid-19, sağlık çalışanları için, halen meslek hastalığı olarak kabul edilmemiştir.

-Hekimler, canlarını hiçe sayarak pandemi mücadelesini sürdürürken, ‘Tıbbi hizmetlerin kötü uygulanmasından doğan sorumluluk’  kanun teklifi verilmiştir. Teklif hekimler için ağır para ve hapis cezası içermektedir. Pandemi nedeniyle canı pahasına çalışan hekimlere böyle bir yasanın reva görülmesi ayrıca umutsuzluk ve haksızlığa uğrama duygusuna yol açmaktadır.

YAPILMASI GEREKENLERİ MADDE MADDE AÇIKLADI

Dernek, Sağlık Bakanlığı’na çağrıda bulunarak, yapılması gerekenleri madde madde şöyle açıkladı:

1. Test sayısı artırılmalıdır.

2. Pandemi ile mücadele bireylere bırakılmamalıdır.

3. Pandemi hastane planlaması tüm paydaşları içermelidir.

4. Favipravir gibi tedavide önemi olan ilaçlara ulaşım problemi çözülmelidir.

5. Koronavirüs sağlık çalışanı için meslek hastalığı kabul edilmelidir. Hastalık ve ölüm durumlarına özgü hak artırıcı düzenlemeler yapılmalıdır.

6. Kamu pandemi yönetimi şeffaf ve gerçekçi veriler sunmalıdır. Hayatını bu mücadeleye adamış hekimlerin görüşleri alınmalıdır. 

7. ‘Tıbbi hizmetlerin kötü uygulanmasından doğan sorumluluk’ kanun teklifi geri çekilmelidir. Hekimlerin çalışma koşullarını iyileştirme çalışmalarına ağırlık verilmelidir.

8. Bütün epidemiyolojik veriler sağlık çalışanları ve kamuoyu ile paylaşılmalıdır.