Karar gazetesi yazarı Taha Akyol, 'Millî Mücadele’de Mustafa Kemal Paşa uyguladığı diplomasi ile Millî Mücadele’yi 'yedi düvele karşı savaş' macerasından uzak tuttu. Düşmanları azaltarak, dostları çoğaltarak askeri harekatın başarı şartlarını hazırladı. Hiçbir zaman ‘yedi düvele karşı’ yalnızlığı marifet sanmamalıyız' düşüncesini dile getirdi.
Akyol, 'Birinci Dünya savaşından kalan 'yedi düvel' söylemi İngiltere, Fransa, Rusya ve İtalya’dan oluşan İtilaf Devletleriyle savaştığımızı ifade eder. Cepheler de fazla yayılmıştı: Romanya’da Galiçya, doğuda Kafkasya, güneyde sıcaktan kavrulan Sina çölü… En lüzumsuzu da Galiçya… Bir gerçek olan kahramanlıklarımızı ifade etmek için 'yedi düvele karşı' denildi.Unutmayalım ki bizim de müttefiklerimiz vardı: Almanya, Avusturya-Macaristan İmparatorluğu ve Bulgaristan. Hiçbir zaman ‘yedi düvele karşı’ yalnızlığı marifet sanmamalıyız.' ifadesini kullandı.
Karar gazetesi yazarı Taha Akyol'un yazısının tamamı şu şekile:
Milli Mücadele’de Mustafa Kemal Paşa uyguladığı diplomasi ile Milli Mücadele’yi “yedi düvele karşı savaş” macerasından uzak tuttu. Düşmanları azaltarak, dostları çoğaltarak askeri harekatın başarı şartlarını hazırladı.
Birinci Dünya savaşından kalan “yedi düvel” söylemi İngiltere, Fransa, Rusya ve İtalya’dan oluşan İtilaf Devletleriyle savaştığımızı ifade eder.
Cepheler de fazla yayılmıştı: Romanya’da Galiçya, doğuda Kafkasya, güneyde sıcaktan kavrulan Sina çölü… En lüzumsuzu da Galiçya…
Bir gerçek olan kahramanlıklarımızı ifade etmek için “yedi düvele karşı” denildi.
Ama unutmayalım ki bizim de müttefiklerimiz vardı: Almanya, Avusturya-Macaristan İmparatorluğu ve Bulgaristan.
Hiçbir zaman ‘yedi düvele karşı’ yalnızlığı marifet sanmamalıyız.
‘DÜŞMANLARI AZALTMAK’
Sivas Kongresinde, bütün işgalci İtilaf devletlerini suçlayan bildiri taslağına Mustafa Kemal müdahale etti. Yunan işgaline ve Ermenistan projesine şiddetle karşı çıkan, “müdafaa ve mukavemet” deyimiyle de silahlı direniş işareti veren bir bildiri yayınlandı.
Bazı delegeler Amerikan mandasını önerdiğinde Mustafa Kemal tek kelime etmedi fakat önergeyi oylamaya koymayarak manda kararını engelledi.
Sonra, Rauf Bey’in (Orbay) bulduğu formülle, ABD Başkanı Wilson’a diplomatik bir mektup yazıldı.
Amerikalı General Harbourd’la Mustafa Kemal Paşa ve Rauf Bey görüştüler; dönüşte Harbourd Ermenistan projesinin reddini isteyen dengeli bir rapor yazdı.
Milli Mücadele döneminde Mustafa Kemal’in İngiltere ve Fransa’dan “düşman” diye bahseden bir açıklaması yoktur.
“İç cephe”nin, yani ülke içinde milli birliğin ne kadar önemli olduğunu anlatırken şöyle bir konuşması vardır:
“Başta en alçak düşman olan İngiliz, asıl bu cepheyi yıkmak için üç seneden beri ve asırlardan beri çalışmaktadır…”
Bu konuşmanın tarihi 6 Mart 1922’dir, gizli oturumda yaptığı konuşmadır; evet, gizli oturumda.
DOSTLARI ÇOĞALTMAK
Mustafa Kemal’in “emperyalizm” kavramı geçen konuşmaları bu dönemdedir. Lenin Rusya’sından ciddi destek aldı.
İslam dünyasındaki hilafet hareketlerinin desteğini alarak İngiltere üzerinde ağır bir siyasi baskı kurdu.
Milli Mücadele’nin ilk uluslararası antlaşması Kazım Karabekir tarafından bugünkü doğu sınırlarımızı çizen 3 Aralık 1920 tarihli Gümrü antlaşmasıdır. İkincisi Suriye sınırımızı çizen ve Fransa ile imzalanan 20 Ekim 1921 tarihli Ankara İtilafnamesi’dir.
Güneydeki Fransız işgali sona erdikten sonra Mustafa Kemal, Ankara’da Fransız temsilciliğinin “Milli Gün” törenlerine katıldı, Fransız İhtilalini öven konuşmalar yaptı.
Dünya görüşü de Fransız İhtilali’nden çok etkilenmişti zaten.
İtalya ile ilişkiler baştan beri çok sert değildi. Roma’da Ankara hükümeti temsilcilik açmıştır; ilk temsilcimiz Câmi Bey’di...
İngiliz parlamentosunda Türkiye lehine konuşmalar başlamıştır.
Kutül Amare’de Türk ordusuna esir düşen ve Enver Paşa tarafından itibarlı bir misafir muamelesi yapılan General Townshend, Türkiye’ye gelerek Konya’da Mustafa Kemal’le, Ankara’da Rauf Bey’le görüşmüş, dönüşte, Büyük Taarruz öncesi Avam Kamarası’nda Milli Mücadele’yi destekleyen konuşmalar yapmıştı.
BÜYÜK ZAFER
Mustafa Kemal Büyük Taarruz öncesi Yusuf Kemal (Tengirşenk) ve Fethi (Okyar) Beyleri Paris ve Londra’ya gönderdi, işgalsiz barış isteğimizi anlatmak, diplomasi yapmak için…
Mustafa Kemal Paşa ve Fevzi Paşa 16 Ağustos’ta Doğu Cephesi Kumandanı İsmet Paşa’ya taarruz emrini verdiler. İsmet Paşa’nın cevabı:
“Sandıklı’daki cephane ve erzak deposu tamamlanmadı… Havan topu ve sahra obüsleri gelmedi… Mermi stokumuz yetersiz… Askerin çarığı eksik… En az 500 kamyona ihtiyaç var…”
Toplar, son parti makineli tüfekler ve kamyonlar 25 Ağustos sabahı ulaştı. Fransa ve İtalya’dan satın alınmış, denizden Mersin’e getirilerek cepheye taşınmıştı…
İngiliz Kurmay Albay Hoare Nairne, Yunan mevzilerini teftiş ettikten sonra Londra’ya rapor yazmıştı:
“Türklerin taarruza kalkışması, boyunlarını kemende uzatması demektir!”
Türkler 26 Ağustos sabahı taarruza kalktılar…
30 Ağustos’ta Büyük Zafer’i kazandılar, 9 Eylül’de İzmir’e girdiler.
Bize Lozan’da tescil edilen bağımsız bir ülke bıraktılar.
Bir o kadar önemlisi, “çelik zırhlı duvar”ı yıkan bir milli şuurla birlikte okuyanların çok şey öğreneceği muazzam dersler bıraktılar.
Hepsini rahmet ve şükranla anıyorum.