Salgına karşı aralıksız mücadele eden sağlık çalışanları tükenme noktasında geldiklerini söyledi. Bandırmalı hemşire İpek Çetinkuş, “Alkış yetmiyor, insanlar artık bizi anlamalı. Çocuğuma yaklaşamıyorum. Bize rutin test yap?
Cumhuriyet'ten Sibel Bahçetepe'ye konuşan Muğla’da kamu hastanesinde çalışan bir sağlık çalışanı, meslekte 25. yılı odluğunu ve bu süreçte ailesinden uzakta yaşadığını belirterek şunları anlattı:
'Başka gelirim olsa bırakırım''Çocuklarımı akrabalarıma gönderdim, annem vardı, onu da yolladım yanımdan. 15- 20 gün böyle yaşadık ki eylül de de bu sıkıntıyı had safhada yaşayacağız. Ek ödeme tavan dedikleri, müjde dedikleri ödemeyi aynı işi yapmamıza rağmen adil dağıtmadılar. Ben 800 lira ek ödeme aldım. Çok çok üstünde alanlar oldu. Bazı yerlerde 1 kuruş hatta sıfır alanlar oldu, iş barışını bozdu. Hastanede çalışan temizlik personeli, güvenlik elemanını hiçbir ücret almaması insanlarda moral bozukluğuna neden oldu. İmkânım olsa bu işi bırakırım, çocuklarımın eğitiminden dolayı işi bırakamıyorum. Ufak bir gelirim olsa mesleği bugün bırakacağım. Yolumuz çıkmaz sokak.'
'Gelirler adaletsiz dağıtıldı'Diyarbakır’da kamuda çalışanı sağlıkçı gelirin adaletli dağıtılmadığını ve herkesin mutsuz olduğunu aktardı. Radyoloji teknikeri olduğunu söyleyen sağlıkçı mesleği bırakmayı istediğini kaydederek, 'Bu süreçte bu bu mesleğin yapılmayacağını daha da iyi anladım, can güvenliğimiz yok. Günlük minimum 200 film çekiyoruz. Özlük haklarımız yok, personel arasında kadro farkı var. Ek ödeme Covid-19 kliniğinde çalışan kişiler dışında kimseye verilmedi. Biz Covid-19’luların filmini çekiyoruz ama verilmedi. Yüksek radyasyona maruz kalıyoruz, ne kadar çok hastanın filmini çekersek o kadar çok sağlığımızdan eksilecek. Zaman zaman hastanelerde PCR testi kiti olmuyor, o zaman tomografiye hasta yönlendiriliyor. En çok etkilenen biz olduk. Her yere esnek çalışma getirildi bize getirilmedi. Aralık ayından bu yana 8 aydır 5 gün izin kullanmışım, haftalık izin de yok. Mutsuzuz.
'Bizler yorulduk ve tükendik'- Balıkesir Bandırma Sağlık ve Sosyal Hizmet Emekçileri Sendikası temsilcisi ve hemşire İpek Çetinkuş: 35 yıllık hemşireyim. Bu mesleğe başlarken hepimiz yaşatmak için yemin ederek başladık. Sahada her yere koştuk, pandemi servisinde çalıştık, filyasyon yaptık, esnek çalışma dediler bizi es geçtiler. 24 saat nöbet tuttuk, fazla mesai ücretlerini bile vermediler. Yoğun bir şekilde çalışıyoruz. Anestezi hemşiresiyim, entübasyon işlemini yapan, hastanın ağzına girip akciğerlerine tüp sokan mavi kod ekibindeyim. Bire bir temas halindeyim. Korona sürecinde psikolojim çok bozuldu. Aynı şehirde oturan annem ile hiç görüşmedim sadece telefonla görüştüm. Oğlum yanımda onunla da aynı evde farklı odalarda yaşadık, yemek yapıyordum tepsiyle odasına bırakıyordum.
Ölümleri, acıları, hastaların gözlerindeki korkuyu gördüm. Bizler yorulduk ve tükendik. Öyle bir pozisyona getirildik ki sanki bizim derdimiz sadece paraymış gibi görülüyor ne yazık ki. 100 lira alıyorsam 200 lira ek ödeme ödendi 3 aylık süreçte, bir kez 1200 ek ödeme aldım, o zaman da fazla mesaim kesildi. İnsanlar bizi alkışladılar, çok teşekkür ederim ama alkış yetmiyor, bizi anlamaları gerekiyor. Sağlık çalışanlarına rutin test yapılmalı, hastalık meslek hastalığı sayılmalı, korona ile mücadele bir savaşsa eğer bu savaşta ölüyorsak geride kalanların bir nebze de olsa hayat mücadelesinde destek olabilecek bir tazminat verilmeli.
'Özlük haklarını iyileştirin'- Cerrahpaşa Tıp Fakültesi’nde çalışan Tüm Radyoloji Teknisyenleri ve Teknikerleri Derneği Başkanı Heybet Aslanoğlu: Sağlık çalışanları özellikle 1 haziran sonrasında normalleşme sürecinin iyi yönetilememesi nedeniyle verdiği emeklerin boşa gittiğini, bu nedenle umutsuzluk, yılgınlık ve birçok sağlık çalışanında tükenmişlik söz konusu oldu. Covid-19 ile ilgili hiçbir tedbirin ve yaptırımın olmaması sağlık emekçilerinin çabalarını boşa çıkardı. Gelinen süreçte yeniden başa dönüyoruz. İstifa eden sağlık çalışanlarının sayısı da dikkate alınacak düzeydedir. Salgın koşulları da eklendiğinde daha fazla sağlık emekçisine ihtiyaç duyulmakta.
İktidar yeterli sayıda sağlık personeli istihdamını sağlayarak sağlık çalışanının iş yükünü azaltmalı, daha az enfekte olmasını sağlamalıdır. 500 binin üzerinde atanmayı bekleyen sağlık mezunu varken sağlık personeli sayısı bakımından OECD ülkelerinin gerisinde olmak kabul edilebilir bir durum değildir. Sadece kamu değil, özel sektör ve taşeronda çalışan sağlık çalışanlarının ekonomik ve özlük hakları iyileştirilmelidir. Covid-19 iş kazası ve meslek hastalığı sayılmalıdır. Sağlık emekçilerinin sesine kulak verilmeden izlenecek her yol ve yöntem Covid-19 ile mucadelenin başarısını zorlaştıracaktır. Benim aldığım ek ödeme 00.1 kuruştu. Biz alkış istemiyoruz, tavandan ek ödeme istemiyoruz. Sesimize kulak verin, tükendik.