Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın Bireysel Emeklilik Fonu’nda toplanan yaklaşın 155,3 milyar liranın özel sektöre kaynak olarak kullanılabileceğini açıklaması sektör temsilcilerinde ve vatandaşlarda tedirginlik yarattı. Uzmanları
Sözcü gazetesinde yer alan habere göre, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın Bireysel Emeklilik Sistemi'nde toplanan milyarlarca lirayla özel sektöre kaynak sağlanabileceğini söylemesi sistemde bulunanlar açısından büyük tedirginlik yarattı. Toplam 6.8 milyon katılımcısı bulunan BES'in büyüklüğü ağustos sonu itibarıyla 145.2 milyar liraya ulaşmış durumda. Bu birikime bir de 2017'de başlatılan Otomatik Katılım Sistemi'nde (OKS) biriken 10.1 milyar lira eklenince emeklilik fonlarının büyüklüğü 155.3 milyar liraya ulaşıyor. Devlet BES'i özendirmek için 2013 yılından bu yana katılımcılara ödedikleri tutarın yüzde 25'i oranında katkı veriyor. BES katılımcıları, Erdoğan'ın son açıklamalarının ardından birikimlerine dair endişe yaşamaya başladı.
ÇIKIŞLAR BAŞLADI
Hemen herkesin aklına gelen en büyük kaygı, vatandaşın alın terinden biriktirdiği emeklilik tasarrufların şirketlere kullandırılması ve kaynağının kısa sürede heba edilmesi. Bankacıların verdiği bilgiye göre, insanlar BES fonlarını bozdurmaya başladı bile. Fondaki birikimler ile kredi olarak ne şekilde kaynak sağlanabileceğine yönelik ayrıntılar henüz netleşmedi. Ancak uzmanların verdiği bilgiye göre, sistemde biriken para ile uzun vadeli ve düşük faizli kredi olarak finansman sağlanabilmesi mevcut kanun ve fon yapısı ile mümkün değil.
Toplanan fonların prim yatıranların çıkarlarının aleyhine piyasayı ucuz kredi ile fonlamak için kullanılabileceği riski gerçekleşirse, bunun kanun değiştirilmeden yapılmasının mümkün olmadığı söyleniyor. Diğer yandan bu kaynak zannedildiği gibi bir kasada beklemiyor. Paranın yüzde 46'sı kamu tahvil-bonoları ile kira sertifikalarında değerlendiriliyor. Yani zaten bu para önemli ölçüde kamu kaynağı olarak kullanılıyor. Dolayısıyla BES fonlarının özel sektöre kaynak olmasının, Hazine'nin borçlanma imkanını da daraltacağı kaydediliyor.
VATANDAŞIN MÜLKİYET HAKKINA TECAVÜZ
Tartışma yaratan konuya muhalefetten de sert tepki geldi. CHP İstanbul Milletvekili Aykut Erdoğdu, “Hükümetin iştahı, kaynakları tükettikçe vatandaşın diğer birikimlerine yöneliyor. Çalışanların kıdem tazminatlarını gözüne kestiren hükümet, işçi kesiminin tepkilerinden korkup bu fikri rafa kaldırdı. Bugün ise anlıyoruz ki, sırada vatandaşın emeklilik birikimleri var. Böyle bir hareket vatandaşın mülkiyet hakkına tecavüz olur. Uluslararası finansal ilkelerin dışına çıkılmadıkça sistemden ucuz kaynak yaratma olanağı çok kısıtlı” açıklamasını yaptı.
DEVLETE GÜVENİ SARSAR
İYİ Parti Genel Başkan Yardımcısı Cihan Paçacı da “Eğer devlet olarak siz buna el koyup, üç beş tane yandaş firmaya kredi olarak düşünürseniz bu, devlete güveni sarsar. Panik yaratıp, bireysel emeklilikten çıkmayı hızlandırabilir” diye konuştu.
CUMHURBAŞKANI ERDOĞAN NE DEMİŞTİ?
Cumhurbaşkanı Erdoğan 7 Eylül'de Beştepe Millet Kongre ve Kültür Merkezi'nde düzenlenen kamuya ait sigorta şirketlerinin varlık fonu altında toplandığı Türkiye Sigorta tanıtım törenine katıldı. Erdoğan burada yaptığı konuşmada, “Devletin desteği ve teşvikiyle fon tutarı 154 milyar liraya ulaşan Bireysel Emeklilik Sistemi'nde yapılacak atılımlarla reel sektöre uzun vadeli ve düşük maliyetli büyük bir kaynak sağlanabilecektir” dedi.
GEÇMİŞTE NE OLDU?
1986 yılında Fakir Fukara Fonu (FakFukFon) olarak bilinen Sosyal Yardımlaşmayı ve Dayanışmayı Teşvik Fonu, hem Turgut Özal hem de sonraki hükümetler tarafından çeşitli sermaye çevrelerine proje destek ve teşvikleri adı altında kaynak aktarmak için kullanıldı. 2011 Sayıştay denetiminde bu fonda biriken 7.7 milyon liralık promosyon gelirinin valiler ve kaymakamlar tarafından pastane, kuruyemiş, kozmetik, çiçek, şoför, mobilya, dekorasyon gibi harcamalarda kullanıldığı ortaya çıktı.
KONUT EDİNDİRME YARDIMI’NIN DA AKIBETİ DE AYNI
İşçi ve emekçileri konut sahibi yapmak için ücretlerden zorla yapılan kesintilerle oluşturulan Konut Edindirme Yardım Fonu'nun (KEY) akıbeti de farklı olmadı. Milyonlarca kişi hiç ödeme almadı ve tek bir işçi bile bu fon sayesinde ev sahibi olamadı. 1988'de kurulan Zorunlu Tasarruf Fonu için işveren ve devlet payının yanında işçilerden yapılan yüzde 2'lik zorunlu kesinti yapıldı. 2006 yılında fon tasfiye edildiğinde, fonun kamu bankalarına düşük faizle yatırıldığı ortaya çıktı.
BU PARAYA DOKUNMAK ANAYASA'YA AYKIRIDIR
CHP İstanbul Milletvekili, Mali Müşavir Özgür Karabat, “Vatandaş BES'teki parasını dilediği gibi kullanır ve bu parayı sisteme yatırırken özel sigorta şirketleriyle bir sözleşme yapar. Sözleşmeye aykırı biçimde, tasarruf sahibinin rızası alınmadan bu paranın kullanılması başta anayasaya aykırıdır. Anayasanın 35'inci maddesi açıkça mülkiyet hakkını tanıyor ve düzenliyor” dedi. Karabat, böyle bir adımın özel mülkiyet hakkının ihlali anlamına geleceğini savundu.
SİSTEMİN VARLIK AMACIYLA ÇELİŞİYOR
Bireysel Emeklilik Tasarruf ve Yatırım Sistemi Kanunu'na değinen Çalışma Ekonomisi Uzmanı Avukat Dr. Murat Özveri, “Bireysel emeklilik fonunda birikmiş tasarrufların ucuz kredi olarak piyasaya aktarılması, yasanın amacına aykırıdır. Ne var ki bugüne kadar kurulan tüm fonlarda hiç gözetilmeyen amaç, katılımcılarının refahının artırılmasıdır. Yine bu amacın göz ardı edilip fondan ucuz kredi olarak kullanılması yasaya aykırı olacaktır” dedi.
PROF. YILMAZ: TASARRUFUN PLANI KATILIMCIYA AİTTİR
İstanbul Üniversitesi İktisat Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Binhan Elif Yılmaz ise BES'in iç borçlanmada Hazine için önemli bir kaynak olduğuna değinerek, “Özel sektöre kaynak olması, Hazine'nin borçlanma imkanını daraltacaktır” dedi. Yılmaz, “BES, tasarruf sahiplerinin kendi adlarına yaptıkları birikimi ifade eder. Tasarrufların yöneleceği plan ve portföy değişikliği, katılımcının kendisine ait bir karardır” yorumunu yaptı.
‘EL KOYMA ALGISI' ÇIKIŞA YOL AÇAR
BES'te biriken fonların kredi olarak kullandırılmasının sistemden kaçışa neden olabileceğini kaydeden Sinop Üniversitesi Öğretim Üyesi İktisat Doçenti Utku Altunöz, şu yorumu yaptı: “Önemli nokta şu; kaynak üretim ve yatırıma mı yoksa daha önceki deneyimler gibi şirketlere sermaye olarak kullanıma mı gidecek? Diğer bir kaygım ise yasal düzenlemeler sonucunda bu düşünce hayata geçirilirse toplumda bireysel tasarruflara el koymanın yolu açıldı algısı oluşur mu?”
‘KREDİ' AÇIKLAMASI TEDİRGİNLİK YARATIYOR
BES'in zaten hem kamu hem özel sektör için uzun vadeli bir finansman kaynağı olduğunu kaydeden Bilgi Üniversitesi Öğretim Görevlisi Ekonomist Murat Sağman, “BES'ten hisse senedine yapılan alımlar şirket için zaten dolaylı bir finansman kaynağı. Buradaki mesele bunun kredi şeklinde olmaması. Tedirginlik buradan kaynaklanıyor. Bu konu hakkında mutlaka düzeltme gelecektir. Her BES tasarrufçusu birikimleri ile ilgili mutlaka güven ister” yorumunu yaptı.