Karar yazarı İbrahim Kahveci, 2019 yılı Gelir Dağılımı ve Yaşam Koşulları sonuçlarına yer verdiği yazısında, 'Bu sefer zenginler kaybetti. Zenginler derken burada en üst yüzde 5’i kastediyorum. Gerçi en üstün bir alt yüzde 5’i de kaybetmiş görülüyor. Asıl burası ilginç... Hatırlarım defalarca yazdığımı. Mıy mıy mıy ile giderseniz siz de batacaksınız diye seslenmiştim iş dünyasına. Hatta asıl onlar tehlikede' diye yazdı.
Kahveci, yazısına şöyle devam etti: “En çok da inananlar battı demiştim bir keresinde. Çünkü onlar uçuyoruz sanıyordu. Siyaseti dinleyerek tüm riskleri sonuna kadar aldılar ve birçoğu da battı. Zaten siyasetin bozun dolarları dediğine inanalar da battı. 3,50’den dolar bozdurtan siyaset, şimdi kur yükselişini “Rekabetçi kur” diye gururla söylüyor. Eeee, o zaman neden rekabetçi kura geçerken Vatandaşlarına “Boz Doları” kampanyası yaptırdınız? Bu zararı kim ödeyecek?'
Karar yazarı İbrahim Kahveci'nin 'Orta sınıf yoksa demokrasi olur mu?' başlıklı yazısının tamamı şu şekilde:
2019 yılı Gelir Dağılımı ve Yaşam Koşulları sonuçları açıklandı.
Bu sefer zenginler kaybetti. Zenginler derken burada en üst yüzde 5’i kastediyorum. Gerçi en üstün bir alt yüzde 5’i de kaybetmiş görülüyor. Asıl burası ilginç...
Hatırlarım defalarca yazdığımı. Mıy mıy mıy ile giderseniz siz de batacaksınız diye seslenmiştim iş dünyasına.
Hatta asıl onlar tehlikede.
“En çok da inananlar battı” demiştim bir keresinde. Çünkü onlar uçuyoruz sanıyordu. Siyaseti dinleyerek tüm riskleri sonuna kadar aldılar ve birçoğu da battı.
Zaten siyasetin bozun dolarları dediğine inanalar da battı. 3,50’den dolar bozdurtan siyaset, şimdi kur yükselişini “Rekabetçi kur” diye gururla söylüyor.
Eeee, o zaman neden rekabetçi kura geçerken Vatandaşlarına “Boz Doları” kampanyası yaptırdınız? Bu zararı kim ödeyecek?
Sandık mı? Yok hocam Vatandaş para ödemeye razı, oy değiştirmez öyle üç kuruşa. İlkesel bir duruşu vardır burada.
Kimin ilkeselliği yoktur peki?
Bakın krizde 2,6 milyon lise altı eğitimli işini kaybetti. Lise altı eğitimlilerin çocuk sayısı 2015’e göre yüzde 23 azaldı. Üniversite mezunlarının ise tersine çocuk sayısı yüzde 17,5 arttı. Çünkü lise altı kesimde 2,6 milyon kişi işini kaybederken 700 bin üniversiteli iş buldu.
İşi olan evlat sahibi oldu.
Oldu ama bunlar nankörler demiştim. Hatırlarsanız “Nankör okumuşlar” diye yazmıştım bu durumu.
İşte bu nankör okumuşlar aynı zamanda ilkeselliği zayıf kesim oluyor. Durumu göre, şartlara göre oylarını da değiştirebiliyorlar.
Bakınız son gelir dağılımı verisi de 2019 yılında orta sınıfın belini az da olsa topladığını gösteriyor. Belini toplar toplamaz da yerel seçimi etkilediler zaten.
***
2006 yılında nüfusun yüzde 55’ini oluşturan alt grup gelirin yüzde 25,48’ini alıyordu. Bu oran 2018 yılında yüzde 27,35’e ve 2019 yılında da yüzde 28,13’e yükseldi.
Her şartta gelir artışı olan bir kesim.
En üst yüzde 5’lik varlıklı kesim ise 2014 yılında yüzde 19,56’ya kadar düşen paylarını 2018 yılında yeniden yüzde 22,36’ya taşımayı başarmışlardı. Ama 2019 yılının tek kaybedeni işte bu en varlıklı kesim oldu. Gelirden aldıkları payları yüzde 22,36’dan 21,08’e geriledi.
Bu sefer orta sınıfın da payı 50,30’dan 50,79’a çıktı ama henüz eski yılların uzağında. Mesela 2006 yılında orta sınıfın payı yüzde 53,12 seviyesindeymiş.
ÇOK OKUYANA AZ MAAŞ
Fert başına gelirin eğitim durumuna göre değişimine bakıyoruz.
2006 yılında alınan ücretleri 100 kabul edersek durumun ne olduğunu daha iyi ifade edebiliriz.
2006 yılında 100 olan maaşlar Lise altı eğitimlilerde 2019 yılında 390 olmuş. Lise ve dengi mezunlarında ise 326 seviyesine çıkarken, üniversite mezunlarında bu oran 342’de kalmış.
Bu ne anlama geliyor?
Üniversite mezunlarının gelir düzeyi lise altı eğitimlilerin yüzde 14 gerisine düşmüş oldu.
Bunlar çok basit gelişmeler olarak yorumlanabilir elbette. Ama orta sınıfın erimesinin ülkede demokrasinin sorgulanması, adaletin yerleşmesi açısından ne kadar önemli olduğunu bilmemiz gerekir.
Rahmetli Turgut Özal’ın Orta-Direk olarak ifade ettiği bu sınıf, ülke bekasının asıl mihenk taşıdır. İşte bu açıdan baktığımızda sorunun derinliğini görebiliyoruz.
Altta grafik sanırım tüm gerçeği ifade ediyor. Söze gerek var mı?