2019 KPSS mağduru öğretmenlerin mağduriyeti hala giderilmedi

2019 KPSS mağduru öğretmenlerin mağduriyeti hala giderilmedi

2019 KPSS’de sıralama olarak başarı göstermiş ancak puanların beklenmeyen bir şekilde düşük gelmesiyle ve puan üstünlüğüne dayalı karma alım nedeniyle büyük bir mağduriyet yaşayan öğretmenler halen seslerini duyurmaya çalışıyo

Konuya ilişkin açıklama yapan mağdur öğretmenler maruz kaldıkları haksızlığı şu şekilde dile getirdiler.

İşte mağdur öğretmenlerin açıklamaları:

Aynı İsimde Farklı İki Sınav

2017 ile 2018 KPSS sınavlarının soru sayıları aynı, standart sapmaları birbirine çok yakın iken 2018 ile 2019 KPSS sınavları arasındaki soru sayısı farklı, standart sapmaları arasındaki fark da çok fazladır. Dolayısıyla bu iki senenin sınavlarının adları aynı olsa da birbirinden farklıdır ve bu sınavlar ayrı ayrı değerlendirilmelidir. Ve bunlar beraber kullanılacaksa bilimsel açıdan test eşitleme ve veya puan dönüştürme işlemi yapılarak denkleştirilmelidir. Bu yönetmeliğe aykırı bir durum değil aksine yönetmeliğin daha adil uygulanmasına sebebiyet verecektir.

Başarı Cezalandırılmamalıdır

2019 KPSS sınavında 2018 KPSS sınavına göre daha başarısız olan adaylar öğretmen atamalarında sınavın iki yıl geçerli olmasını ve başarı yüzdeliğine göre değil de puan sıralamasına göre atama yapılmasını istemektedirler. Fakat bu durum bazı branşlarda geçen sene 1500. sırada olan bir aday bu sene 300. olan adayın puan sıralaması baz alındığında önüne geçmesine sebep olmaktadır. Yani bu sene daha başarılı olan adaylar puanlarının düşük gelmesi sebebiyle daha başarısız sayılacaklardır. Peki bu adil olmayan, hukuka aykırı düşen durumu bir yönetmelikle savunmak ne kadar doğru?

ÖSYM mi MEB mi sorumlu?

ÖSYM’nin görev, yetki ve sorumlulukları 6114 sayılı Kanunda belirtilmiştir. Anılan Kanun hükmünde, ilgili mevzuat hükümleri uyarınca kamu kurum ve kuruluşlarının kadro ve pozisyonlarında görev almaya veya görevde yükselmeye yönelik sınavları ve gerektiğinde yerleştirme işlemlerini ilgili kurumun talebine bağlı olarak yapmak ÖSYM’nin görevleri arasında sayılmıştır. Bu kapsamda, Kamu Personel Seçme Sınavları, Kamu Görevlerine İlk Defa Atanacaklar İçin Yapılacak Sınavlar Hakkında Genel Yönetmelik hükümleri uyarınca ÖSYM tarafından yapılmaktadır.

Yine Anılan Kanun hükmünde, hizmetin gereklerine uygun ölçme, seçme, değerlendirme ve yerleştirme yöntemlerini belirlemek ÖSYM’nin görevleri arasında sayılmıştır. Ayrıca sınav, ölçme, değerlendirme ve yerleştirme işlemlerinin, güvenilirlik, gizlilik, tarafsızlık, bilimsellik ilkeleri çerçevesinde ve adaylara fırsat eşitliği sağlayacak biçimde yapılması sınavlara ilişkin temel ilkeler kapsamında öngörülmüştür.

Bu kapsamda birbirinden farklı olan 2019 KPSS sınavı ile 2018 KPSS sınavının bir tutularak öğretmen atamalarının puan sıralamasına göre yapılması adaylar arasındaki fırsat eşitliğine aykırı bir durumdur.

Bu durumu düzeltmek MEB ve ÖSYM’nin ortak sorumluluğudur.

Yönetmelikler Kanunların, Kanunlar Anayasanın Önüne Geçemez

Anayasanın 10 uncu maddesinde eşitlik ilkesine yer verilmiş olup 894; Anayasa Mahkemesinin 25/12/2014 tarihli ve E:2013/111, K:2014/195 sayılı Kararında da belirtildiği üzere, eşitlik ilkesinin amacı, aynı durumda bulunan kişilerin kanunlar karşısında aynı işleme bağlı tutulmalarını sağlamak, haklı bir nedene dayanmayan ayrım yapılmasını ve ayrıcalık tanınmasını önlemektir. Kanunlar, eşitlik ilkesine uygun bir şekilde, aynı veya benzer durumda bulunanlar için haklarda ve ödevlerde, yararlarda ve yükümlülüklerde, yetkilerde ve sorumluluklarda, fırsatlarda ve hizmetlerde eşit davranılmasını sağlayacak kurallar içermelidir. Bu anlamda, 2018 ve 2019 KPSS sınavlarına giren adayların puanlarının hesaplanmasında iki sınavı ortak bir paydada buluşturacak bilimsel bir denkleştirme işleminin yapılması eşitlik ilkesinin gerçekleşmesi için önemlidir. Keza bu denkleştirme yapılmadan, adayların başarı yüzdeliklerine göre değil salt puanlarına göre sıralama yapılması ve sonrasında öğretmen atamalarının bu sıralamaya göre yapılması hususu göz önünde bulundurulduğunda, adaya sağlayabileceği imkan ve fırsatların elinden alınmasına ve fırsat eşitliğinin bozulmasına sebep olmaktadır. Halbuki, ilgili mevzuat ile KPSS ye ilişkin usul ve kuralları kılavuz yayınlamak suretiyle belirlemekle yetkili kılınan ÖSYM’nin, getirdiği kurallarda adayların haklarını koruyucu, Kanun hükmünde de ifade edildiği üzere sınav, ölçme, değerlendirme ve yerleştirme işlemlerini, adaylara fırsat eşitliği sağlayacak biçimde eşitlik ilkesine ve üst hukuk normlarına uygun yapması gerekir.

Ayrıca İdarenin, İyi Yönetim İlkeleri açısından özellikle kişilerin haklarına ilişkin kurallar getirirken, kuralın gerekçeli ve amacı gerçekleştirmeye hizmet eder nitelikte olması gerekir. Bu açıdan İdarenin adayların öğretmen atamasında adil, fırsat eşitliği ilkesine uygun bir seçim yapabilmesi amacı göz önünde bulundurulduğunda, mevzubahis yönetmelik maddesi amacı gerçekleştirmeye dönük olmayan orantısız bir uygulama olduğu, bu anlamda sağlanmak istenen faydayı yada ulaşılmak istenen hedefi gerçekleştirmeye yönelik olmadığı görülmektedir.

Tüm bu gerekçeler çerçevesinde anlaşılmaktadır ki, Kamu Görevlerine İlk Defa Atanacaklar İçin Yapılacak Sınavlar Hakkında Genel Yönetmeliğinin 11. Maddesi Anayasanın 10. Maddesi ve 6114 sayılı kanunun ilgili maddesi ile çelişmektedir. Normlar hiyerarşisinde alt sıralarda yer alan yönetmelik CBK ile korunsa dahi, anayasaya aykırı olamaz.

Sonuç Olarak Olması Gereken

ÖSYM nin ilgili yönetmelik uyarınca uyguladığı kurallar makul, gerekçeli ve orantılı olması, amaca ve hizmetin gereklerine uygun, adayların haklarını koruyucu ve adaylara fırsat eşitliği sağlayacak biçimde, eşitlik ilkesine ve üst hukuk normlarına uygun yapılması gerekmektedir.

Bu sebeple

ÖSYM’nin

Bu sene için  2018 ve 2019 KPSS puanlarının bilimsel yollarla denkleştirme yapılarak 2018 KPSS puanı olan adayların bu yıldaki gerçek başarı sıralamalarının belirlenerek eşitliği sağlaması,

MEB’in de bu denkleştirmeyi ÖSYM’den talep etmesi gereklidir.

Toplum vicdanını sızlatan ve tepkilere yol açan bu durumun çözümüne yönelik gerekli girişimlerde bulunması,

Kamuoyunu resmi kanallar yoluyla bilgilendirerek huzuru tesis etmesi,

Bütün bu talepler iletilmesine rağmen MEB yetkilileri atamanın adil olması için yapılması gereken bilimsel işlemi ÖSYM’den talep etmemiş, klavuza önceden konulmamış(ÖSYM de TYT de uyguladığı yöntem olan dönüştürme işlemi için MEB yetkililerini uyarmamış) ve açıkça görev ihmalleri sebebiyle 40 BİN ÖĞRETMEN ATAMASI HAKSIZ SIRALAMALI YAPILMIŞ  VE BİNLERCE ÖĞRETMEN ATANAMAMIŞTIR.

TALEP; Bizler 2019 yılı için kimseye özel atama ve ayrıcalık istemiyoruz. Sadece hakettiğimiz başarının korunmasını istiyoruz. Bu istek bizim hayallerimiz, ideallerimiz ve adalete olan inancımız için son şansımız. Bu son şansımızın gözardı edilmemesini istiyoruz. Mağduriyetimizle ilgili dava açılmıştır. Dava danıştay 12.dairede devam etmektedir. Davanın takipçisi olup, konunun herhangi bir engellemeye uğramaması konusunda biz 2019 KPSS mağdurlarına destek ve yardımlarınız ile bizi yalnız bırakmamanızı umuyor, BASIN AÇIKLAMASI,MECLİSTE VE TV KANALLARINDA  kamuoyunda dile getirilmesi ve ek atmanın yapılması  konusunda bize yardımcı olunmasını arzu ediyoruz.

BİLİMSEL AÇIDAN MAĞDURİYET

Bütün Türkiye geneli sınavlar farklıdır ve sınava giren grupların performansları, ortalamalar, standart sapmalar, soruların güçlüğü hepsi puanları etkiler.

Farklı iki sınavın puanları birlikte kullanılacaksa mutlaka bilimsel açıdan eşitlemesinin yapılmasını Türkiye’nin önde gelen Üniversitelerinde Akademisyenler savunmuşlardır ve bu konudaki makaleler ektedir. Ayrıca ÖSYM denkleştirme yöntemlerinden puan dönüştürmeyi 2 yıldır YÖK ün talebiyle uygulamakta ve YÖK bunu adil olmak için uygulanıldığını web sitesinde ilan etmiştir. MEB de talep etseydi mağduriyet asla olmayacaktı.

Diğer bir denkleştirme yöntemi TYT de 2 yıl uygulandı, sınavı yapan kurum ÖSYM klavuza da yazdı, ancak bilimsel olan bu yöntem KPSS de uygulanmadı. Burada ÖSYM ve MEB arasında koordinasyon eksikliği gözükmektedir.

Yukarıda görüldüğü gibi 2018 ve 2019 çok yakın olan iki kişinin kendi sıralamasındaki konumları arasında büyük fark vardır. 2018 de bu puanı alan kişinin atanmaya dair hiçbir umudu yokken ve 2019 daki kişinin atamasına kesin gözle bakılırken karma alım yüzünden büyük bir haksızlık ve dengesizlik olmuştur. İşler tam tersine dönmüştür.'' sözleri ile sorunlarını dile getirdiler.