Geçtiğimiz mart ayında “Ekonomide Gelecek Modeli” toplantısı için kameralar karşısına geçen Gelecek Partisi Genel Başkanı Ahmet Davutoğlu ve ekonomi kurmayları; Ticaret Politikaları Başkanı Mustafa Mente, Hazine ve Maliye Politikaları Başkanı Serkan Özcan ve Genel Başkan Başdanışmanı İbrahim Turhan bu kez de Ekonomi Değerlendirme Toplantısı için basın mensuplarının karşısına çıktı.
Davutoğlu ve ekonomi kurmayları, Hazine ve Maliye Bakanı Berat Albayrak’ın geçen hafta açıkladığı Yeni Ekonomi Programı’na (YEP) ilişkin değerlendirmelerin yanı sıra kurdaki artışı ve ekonominin genel gidişatını değerlendirdi.
Toplantıda ekonomi yönetimine sert eleştirilerde bulunan Davutoğlu, 'Ekonomi yönetiminin açıkladığı bu yeni ekonomi programının varsayımları tam bir cehalet örneğidir' derken, Serkan Özcan dolar maliyetini 'Son 9 aylık dönemde yaşanan kur artışı ile kamu borcundaki artış, bütün milletimizin topladığı toplam vergi gelirlerinden 50 milyar TL daha fazla bir yükle karşı karşıya bıraktı toplumu' açıkladı.
İbrahim Turhan da ekonomide 'yerlilik ve millilik masalı'nın çöktüğünü savunurken, Mustafa Mente, 'Ekonomi Bakanı'nın yeni açıkladığı ekonomik program, Türkiye'de iddiasızlığın, vasatın ve iflasın ifadesi olmasının ötesinde başka bir anlam ifade etmiyor' ifadelerini kaydetti.
Basın toplantısından öne çıkan açıklamalar şöyle:
Gelecek Partisi Genel Başkanı Ahmet Davutoğlu:
'Ortada net bir cehalet var. Ekonomi yönetiminin açıkladığı bu yeni ekonomi programının varsayımları tam bir cehalet örneğidir.
Herhangi bir esnafın bile umursadığı kuru Sayın Bakan umursamıyormuş. Kuru önemsemiyorsanız kuru aşağıda tutmak için 100 milyardan fazla dövizi neden sattınız?
Bir akademisyen olarak söyleyeyim, tez savunan öğrenci, bir cümleyi çok tekrar ediyorsa ya özgüveni yoktur, ya da cehaletini örtmeye çalışıyordur. Her cümleye 'Burası çok önemli' diye başlayan birisi de, neyin önemli olduğundan habersizdir.
Açıkladıkları yeni ekonomik program tutarsız ve stratejik perspektiften yoksun. Türkiye'yi nereye götüreceği belli olmayan bu program, kurumsal akla değil bireysel bir akla dayanıyor.'
Gelecek Partisi Hazine ve Maliyet Politikaları Başkanı Serkan Özcan:
'Size dağıtmak için bültenimizi hazırlarken Merkez Bankası'nın 45 milyar dolar yabancı para pozisyon açığı vardı, bu sabah 54 milyar dolara çıkmış. Bu tabloyu yaratan bir siyasetçinin 'Dolara bakmıyorum' dediği bir ortamda ekonomiye, verilere güven olur mu?
Son 9 aylık dönemde yaşanan kur artışı ile kamu borcundaki artış, bütün milletimizin topladığı toplam vergi gelirlerinden 50 milyar TL daha fazla bir yükle karşı karşıya bıraktı toplumu.
Bir ülke, yaşanan kur değişiminden dolayı topladığı vergilerden fazla açık içerisine düşerse o ülkede sosyal güvenliğe, sağlık sistemine gidecek para gitmez. İşsizin, ihtiyaç sahibinin yardımına koşamaz. Çünkü o borçla meşguldür.
Hükümet ekonomiyle ilgili çok değil 6 ay önce, bir sene önce savunduğu ne varsa şu anda tersini yapıyor. Peki hepimizin şunu sormaya hakkı yok mu? Biz o zaman bu finans baronlarının önünde diz mi çöküyoruz? Hükümet 'yerli ve milli' olmaktan vazmıgeçti?
Ülkemiz ekonomi cahili bir ekip tarafından yönetildiği için arka kapı operasyonlarıyla kurun değerini dengelemek için 120 milyar dolarlık bir döviz satışı yaptılar. Buna rağmen dolar 8 liraya dayandı. Paramız pul oldu.'
Gelecek Partisi Genel Başkan Başdanışmanı İbrahim Turhan:
'Finans çeteleri dediler, Türkiye'ye yönelik operasyonlar dediler, 'yerlilik ve millilik' dediler. Tek yanlı propagandayla oluşturmaya çalıştıkları o masal, o efsane bugün çökmüştür. Hiç olmazsa çıkıp özür dilesinler.
Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi'ne geçilmeden önceki yıl (2017) Türkiye'nin küresel ekonomi içindeki ağırlığı yüzfr 1.05'ti. Bugün yeni ekonomik programın öngördüğü yüzde0.84. Bunun anlamı sadece bu yıl için kişi başına 2.140 dolar daha az para girmesi.'
Gelecek Partisi Ticaret Politikaları Başkanı Mustafa Mente:
'Türkiye refahın ve huzurun arttığı, herkesin yatırım yapmak istediği bir yer iken bugün herkesin kaçtığı, yatırıma gelmediği, parasının pul olduğu bir ülke oldu. Açıklanan program da bu fakirleşmenin ve iddialardan vazgeçmenin itirafı haline geldi.
2023 ihracat hedeflerini yeni ekonomik programla güncellediler, eskisinin yarısı kadar bile değil. Türkiye uzun süredir yatırım yapılmayan bir ülke. Ne yurt içindeki yatırımcı yapıyor, ne de yurt dışından geliyor. Bu ihracat hedefi bile böyle tutturulamaz.
Ekonomi Bakanı'nın yeni açıkladığı ekonomik program, Türkiye'de iddiasızlığın, vasatın ve iflasın ifadesi olmasının ötesinde başka bir anlam ifade etmiyor.'