Kamu ve üniversitelerden alacaklarını tahsil edemeyen ve mal varlıklarının bankalarda ipotekli olduğunu belirten tıbbi cihaz üreticileri, şimdi de alacaklarından yüzde 30 ile 60 arasında feragat etmesi endişesi ile karşı karşıya kaldı. Tüm Tıbbi Cihaz Üreticileri Derneği (TÜDER) Başkanı Mustafa Daşcı yaptığı açıklamada, feragat gerçekleşirse üretici ve bayilerin faaliyetlerini sürdürmelerinin mümkün olmayacağını belirterek, son çareyi Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'a seslenmekte bulduklarını ifade etti.
ERDOĞAN'IN GEÇECEĞİ YOLA PANKART ASILDI
Sektörde yaşanan sıkıntıları gündeme getirmek ve sorunlarına çözüm bulmak isteyen TÜDER, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'la görüşmek ve randevu almak için Ankara'da Cumhurbaşkanlığı geçiş yolu üzerinde bulunan TOBB Üniversitesi'nin bulunduğu yerdeki üst geçidin iki tarafına pankart astı.
TÜDER tarafından asılan pankarta; “Sayın Cumhurbaşkanım,Yıllardır ödeme almadan, 2014 yılından itibaren üniversite hastanelerinin, 14 aydır ise kamu hastanelerinin tıbbi cihaz ihtiyaçlarını karşılıyoruz. Devletimizin hep yanında olduk, fedakarca hizmet ettik. Bugüne kadar sabırla bekledik. Ulusal ve uluslararası sorunlarımızın yanına biz de bir sorun oluşturmak istemedik. Artık bütün varlıklarımız bankaların elinde, kurtuluşumuz ise sizin elinizde. Sayın Cumhurbaşkanım, sorunlarımızı size anlatabilmek için sizden randevu talep ediyoruz. Bizi kabul ederek şereflendirirseniz sektör olarak minnettar oluruz.” İfadelerine yer verildi.
Sorunları ilgili bakanlıklarla görüşemedikleri için pankartlı bir yönteme başvurduklarını dile getiren Tüm Tıbbi Cihaz Üreticileri Derneği (TÜDER) Başkanı Mustafa Daşcı, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'dan çağrılarına olumlu yanıt vermesini beklediklerini ifade etti.
“ÖDEMELER 30 GÜNDEN 16 AYA ÇIKTI''
Dernek Başkanı Daşçı, daha önceden kamu hastanelerinde geri ödemelerin 30 gün içinde yapıldığını, ancak şuanda bunun 16 aya çıkartıldığını dile getirerek, sektörün büyük sıkıntı yaşadığını söyledi. Daşçı açıklamasında şu ifadeleri kullandı; “Kamu hastanelerinde önceden kendi ihtiyaçlarını kendisi alıyordu. Ödeme süresi 30 gündü. Daha sonra toplu alımlar başladı. Hastanelere sadece ihtiyaçları soruldu. Türkiye'deki tüm hastanelerin ihtiyaçları bir teknik komisyon tarafından teknik şartnameler hazırlandı. 1. basamak, 2. basamak ve 3. basamak sağlık hizmetleri çok farklı hizmetler. Birinin kullandığını diğerine çok lüks gelir. Şartnamelerin hepsi 3. basamak sağlık hizmetine göre hazırlandı. Daha sonra 2. basamaktakilerde bir israf söz konusu oldu. Bakanlık bu şekilde alımların daha ekonomik olduğunu görünce Kamu Hastaneler Kurumu kuruldu. Kamu Hastaneleri Kurumu aracılığıyla tüm illerde Kamu Hastaneleri Genel Sekreterliği oluşturuldu. Kamu hastanelerinde mal ve ekipman alımıyla ilgilenen bir ekip var. İl Sağlık Müdürlüklerinde de aynı ekip var. Bu iki ekip yetmiyormuş gibi birde kamu hastaneleri genel sekreterliklerine aynı ekip kuruldu. Dolayısıyla bir malı almak için yaptığın harcama malın bedelinin çok üzerine çıkıyor. Bu nedenle 30 günlük ödemeler 50,80, 120, 210, 280 güne ve şuanda 16 aya çıktı. Elbette ki bu da sektörü büyük sıkıntıya soktu.”
Daşcı, 2008 yılında Sağlık Uygulamaları Tebliği'ne (SUT) belirlenen ürünlerin fiyatlarının güncellenmediğini, güncellenmeyen fiyat üzerinden tıbbi cihaz üreticilerinin alacaklarından yüzde 60'lara varan iskonto istendiğini ifade etti.
“BİZE OYALAMA TAKTİĞİ YAPIYORLAR''
Yaşanan sıkıntıları dile getirmek için ilgili bakanlıklarla görüşme talep etmelerine karşın bakan yardımcılarıyla görüştüklerini ve kendilerine bir oyalama taktiği yapıldığını öne süren Daşcı, “Kamu hastanelerinde yaşadığımız sıkıntıları dile getirmek için Sağlık Bakanı ile görüşemiyoruz, bakan yardımcılarıyla görüşebiliyoruz. Maliye Bakanlığı’nda da aynı. Bizden rapor talep diyorlar. Bize oyalama taktiği yapılıyor. Zaten devlet şu anda büyük sermayeli kuruluşlarla çalışmak istiyor. Bizim büyük firmalarla rekabet etme şansımız yok. Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan'ın görüşme talebimize olumlu yanıt vermesini bekliyoruz. Eğer sıkıntılarımıza çare bulunmazsa sektör büyük bir çıkmazın içine girecek'' dedi.
GELECEK PARTİSİ'NDEN TAM DESTEK
Uzun zamandır ülkenin gündeminde yer alan ve Genel Başkan Prof. Dr. Ahmet Davutoğlu, Genel Başkan Yardımcısı Doç. Dr. Selçuk Özdağ ile medikal sektör temsilcilerinin mağduriyetlerini dile getiren Gelecek Partisi, TÜDER'in ses getiren eyleminde yine üst düzey yönetimiyle katılım göstererek hükümete çağrı yaptı.
Aylar öncesinde tahsil etmesi gerektiği halde hükümetin yanlış ve yanlı tutumları nedeniyle gerçekleşmeyen ödemelerinin dövizdeki rekor artışların da etkisiyle iflas ve üretim yapamama noktasına getirdiği medikal üretici ve satıcı firmaların yakın zamanda hastanelerde ameliyat yapılamamasına neden olacak bu krizin çöümü için hükümetin ne zaman harekete geçeceği ise merak konusu.
kaynak: sözcü