Aliya İzzetbegoviç, 8 Ağustos 1925’te Bosna Hersek Bosanki Samac’ta dünyaya geldi. İslami duyarlılığa sahip bir ailede büyüyen İzzetbegoviç, Saraybosna’da bir Alman lisesinde eğitim aldı. O dönemde bilime verdiği önem ve disiplinli olmasıyla tanındı.
Lise yıllarında İslami konulara ilgisiyle dikkat çeken İzzetbegoviç, arkadaşlarıyla birlikte Müslüman Gençler Kulübü’nü kurdu.
Henüz 16 yaşındayken kurduğu kulüp, ilerleyen zamanlarda düşünce kulübü olmaktan çıktı ve aktivite kulübüne dönüştü. Kulübün üyeleri 2. Dünya Savaşı sırasında ihtiyaç sahiplerine yardım etti, hayır ve eğitim faaliyetleri düzenledi. Böylece herkesin dikkatini çeken bir kuruluş haline geldi.
Yöneticilerin hedeflerinden biriydi
13 Ocak 1946'da Yugoslavya yeniden bağımsızlığına kavuştu. Ancak İzzetbegoviç, politik İslam’ı savunduğu için dönemin komünist yöneticilerinin hedeflerinden biriydi. 1949’da İslamcılık suçlamasıyla hapse girdi.
5 yıl sonra hapisten çıksa da iktidara gelen Tito zamanında sıkıntıları biraz daha arttı. İzzetbegoviç, Müslümanların meseleleriyle ilgilenmesi için görevlendirilen Hasan Duzu ile ilişki kurarak onunla çalışmalar yürütmeye başladı. Tito'nun 1974'te yeni bir anayasa hazırlamasından sonra, bazı İslami kurumlar yeniden işlev kazandı.
Sade ve öz şekliyle İslam’ı gelecek nesillere kazandırmayı hedefledi
İzzetbegoviç’in oğlu babasının makalelerini toparlayıp, 1983'te 'İslami Manifesto' adlı bir kitapta yayımladı. Bu kitabın yayımlanması ise büyük ses getirdi. İzzetbegoviç, Avrupa’nın ortasında İslami bir cumhuriyet kurma gerekçesiyle tutuklandı. Çıkarıldığı mahkemede 14 yıl hapis cezasına çarptırıldı. Mahkumiyeti, kitabının bütün Bosna'da duyulmasını sağladı. İzzetbegoviç, 1988'de çıkarılan bir afla serbest bırakıldı.
5 yıllık hapis süresince düşünmeye, fikir üretmeye daha çok fırsat buldu. Bunun yanı sıra eserinden dolayı hapse atılmış olması, fikirlerinin çevrede daha çok yankı uyandırmasına neden oldu. Hapiste olduğu dönemde 'Doğu ve Batı Arasında İslam' adlı kitabı da yayımlandı. Kitap kısa zamanda geniş bir kitleye ulaştı. Kitabıyla İslam’ı gelecek nesillere sade ve öz bir şekilde kazandırmayı hedefledi.
Bosna Hersek’in ilk Cumhurbaşkanı
“Bilge Kral” olarak da anılan Aliya İzzetbegoviç, Bosna Hersek Özerk Cumhuriyeti’nde Demokratik Eylem Partisi adıyla bir siyasi parti kurdu. Bu parti Bosna-Hersek'te 5 Aralık 1990'da gerçekleştirilen genel seçimleri kazandı. Böylece Aliya İzzetbegoviç cumhurbaşkanı oldu. Bu seçim partinin girdiği ilk seçim olmasına rağmen büyük bir başarı elde edildi.
Savaş yıllarında halkına önderlik etti
1992’den 1995’e kadar süren Bosna Savaşı’nda halkına önderlik eden Aliya İzzetbegoviç, bağımsız bir Bosna için mücadele etti. Bu savaş 100 binden fazla insanın hayatını kaybetmesine neden oldu. Ayrıca 1 milyonu aşkın insan göç etmeye zorlandı. Cumhurbaşkanı Aliya İzzetbegoviç askeri güce ve imkana sahip Sırplarla, askeri imkandan yoksun ve dış desteğe sahip olmayan Bosna Hersek’i karşı karşıya getirmemek için önce oldukça temkinli bir politika izledi.
O yıllardaki direniş ve savaş İslami bilinçlenmenin artmasını sağladı. Sırpların isteklerini kabul etmeleri için Müslümanlara baskı yapıldı. Siyasi baskılar ve eşit olmayan savaş şartları karşısında İzzetbegoviç sunulan anlaşmayı kabul etti. Savaşın devam etmesi Bosna Müslümanlarının soykırımla karşı karşıya kalması demekti. 1995’te İzzetbegoviç’in Dayton Anlaşması'nı imzalamasıyla savaş sonra erdi.
Hastalık nedeniyle 14 Mart 1996 yılında görevini bırakmak zorunda kalan “Bilge Kral” 19 Ekim 2003’te hayatını kaybetti.
SÖZLERİ
- Hayvanlar açken tehlikeli olur. İnsanlarsa tokken tehlikeli oluyorlar.
- Din ahlaktır; onu hayata geçirmek ise terbiyedir.
- Biz de zalimlerden olursak, zulme karşı savaşmamızın bir anlamı kalmaz. Kitaba uyacağız.
- Bir şahsın yüceltilmesi hadisesi, geçmişte ve bugün var ama İslam'a kesinlikle yabancıdır! Çünkü bu bir çeşit putçuluktur!
- Çok yaşadım ve çok yoruldum. Şimdi sevgilime kavuşmak istiyorum.
- Özgürlük verilmez, alınır.
- Kur'an ve İslam sadece hocalara bırakılmayacak kadar önemlidir.
- İyi insan olmadan iyi Müslüman olamayız.
- Biz ölüyoruz ama onlar da kazanmıyorlar.
- İlimle din, birbirinden ayrıldığı takdirde, din insanları geri kafalılığa, ilim ise ateizme sürükler.
- Düşmanına benzediğin zaman, savaşmanın anlamı kalmaz.
- Bu adil bir barış olmayabilir; fakat süren bir savaştan daha iyidir.
- Bütün yücelik ve şükran Allah'a aittir ve insanların gerçek kalitesini ancak Allah tespit edebilir.
- Ben Müslümanım ve Müslüman olarak kalmaya kararlıyım. Bu hayatımın sonuna kadar böyle devam edecek. Çünkü İslam benim için iyi ve asil olmanın en doğru ifadesidir.
- Olduğunuz gibi kalın. Dininizi, milliyetinizi koruyun. Kimliğinizi kaybetmenin bedeli köleliktir.
- Müslümanlar, hayatta nasıl uygulanacak sorusundan kaçmak için Kur'an'ın nasıl okunması gerektiği hususunda geniş bir ilim ürettiler.
- Bazıları dini bağlılıklarının kendilerini tefekkürden azade kıldığına inanırlar.
kaynak: trt
haber: enpolitik