ENPOLİTİK: Hocam, nasılsınız? Günleriniz nasıl geçiyor?
AY: Sağlığımız yerinde ama, pandemi nedeniyle milletimizin sıkıntıda olması, müzik ile geçinenlerin çok zorlanması bizleri üzüyor. Müzik sektörü çok darbe yedi; solisti, orkestrası, ışıkçısı, menajeri, danışmanı, tesisatçısı, aranjörü, kayıtçısı, makyajcısı, kıyafet sorumlusu, bestecisi v.b. görünen solist ve orkestra ama geri planda çok kişi var. Elbette, müzik insanlarının bir çatı altında birleşmemesi, bu tür olağandışı hallerde maddi bakımdan zorlanmasına sebep oluyor.
ENPOLİTİK: Siz müzik eğitimcisi olarak pandemi döneminde ne yaptınız?
AY: 5 Mart’ta aniden okullarımızı terk etmek zorunda kaldık. 3 hafta denmişti, ama salgın nedeni ile sürekli hale geldi. Derslerimizi uzaktan eğitimle yapmaya çalıştık. Elbette, Konservatuvar eğitiminin ve Güzel Sanatlar Eğitimi’nin ve Uygulamalı Bilim Alanları’nın çok zorlandığı bir gerçek, ama önce sağlık dedik. Bana göre, bizlerde başarı %50’lerde oldu. Çünkü, bağlantı sorunları, hız problemleri, öğrencilerin bunu kullanmaları v.b. işin ciddiyetini azalttı. Şimdi maalesef yine çevirim içi yapıyoruz. Umudumuz, Bahar Y.Y. da yüz yüze eğitime geçmek… Öğrencilerimizi ve okulumuzu özledik.
ENPOLİTİK: Yazılarınız sitemizde devam etti? Yine; müzik-güzel sanatlar-eğitim-kültür alanında birçok soruna parmak bastınız… Dönüşler alıyor musunuz?
AY: Elbette!..Bazı yazılarıma eleştiri de alıyorum. Bu çok hoşuma gidiyor. “Ya, Göktan Hoca yazmış işte” diyenlerden hoşlanmıyorum. Yazımda eksik varsa, bana yazılsın ki, doğrusunu bulalım. Ben açık fikirliyim, alanın insanıyım, hiç kimse için leyhte-aleyhte yazmıyorum. Eksikleri de alkışlarımı da esirgemiyorum. Kurumsal olarak “Devletin yaptıklarını”, “Kurumların çıkardığı yönetmeliklerin uygulanmasını” istiyorum. Uygulanmıyorsa; “ya yaptırım yapılsın ya da yönetmelik kaldırılsın” görüşündeyim.
ENPOLİTİK: “Akademik ilanlarla” ilgili çok doğru tespitleriniz var, ama hala yanlışlara devam ediliyor. Neden?
AY: Birincisi liyakat kayboldu, ehliyetsiz, çok genç-acemi kişiler rektör olmaya başladı. 2.si Genel Sekreterler akademisyenden atanmaya başlandı bu Devletteki devamlılığı kesti. Çünkü, bir akademisyenin her yönetmeliği bilmesi gerek ki, mümkün değil. Genel Sekreterlik çok toplantı yapacak, derslerine kim girecek, asistanı.. Olmaz, kanun ve yönetmeliklere göre Öğr.Üy. yanında girebilir, bağımsız ders veremez.(Olağanüstü haller dışında)
Bakınız aynı durum, Bakanlıklarda yaşanıyor. Müsteşarlıklar kaldırıldı, Bakan Yard. İhdas edildi, ama hepsi siyasilerden atanınca, Kurumdaki Devlet hafızası ve devamlılığı kayboldu. Müsteşarlıklar kurumun “beyniydi” ve kolay kolay değiştirilmezdi.
İlanlara gelince, yönetmelikler açık, diyor ki; ilanlarda “alanda veya benzer/yakın alanlarda lisans-Y.lisans ve Dr./Sy. mezuniyetini” şart koşacaksın. Yani “ alanda lisansı önceliyeceksin.” Üniversiteler, Arş.Gör. ve Öğr.Gör. ilanlarında bunu harfiyen uygularken, Dr.Öğr.Üy./Doç./Prof. ilanlarında uygulamıyorlar. Bazıları, yeni açılan özel alanlar Arş.Gör.’de bunu yapıyor. Bazıları, öyle şartlar koyuyor ki, şahsın sadece adı yazılmıyor. Ben de diyorum ki, Sn. YÖK, ya yönetmelikleri uygulamayanlara yaptırım yap, ya da yönetmelikleri kaldır, isteyen istediği gibi şart koşsun.
ENPOLİTİK: Pandemi döneminde yeni kitabınız yayınlandı. Adı da özel olmuş; “Müzikte Yanlış Bilinen Doğrular” Ne demek istiyorsunuz?
AY: İlk kitabım, Pan Yay. Tarafından basılmış “Folklor’a Giriş (1990/1999)” ilk baskısı 6 ay içinde 3000 adet satmıştı. Uzun yıllar hazırladığım yayınları kitaplaştıramadım. Bunu da 5 yıl önce hazırlamıştım, ama her yıl yeniliyor, eklemeler yapıyorum. Böylece 120 madde oldu. Çünkü, müzik yayınevleri; “müzik camiası kitap okumuyor, sadece türkü-şarkı okuyor-çalıyor. O nedenle baskı da çekiniyoruz” diyorlardı.
Bir ara, bu kitabı İngilizce-Türkçe bastırmak istedim. Ancak; “İngilizce bilen müzik bilmiyordu, müzik bilen İngilizce!” Kendim bastırsam çok para isteniyordu.
Nihayet, Pandemi döneminde, Kitapyurdu Yay. imkanları ile bastırmak nasip oldu.2. kitabım da bu ay yayınlanacak, ismi “Müzik Eğitimi Kurumları ve Konservatuarlar”
Sorunuza gelince, herkes babasından öğrendiği gibi müzik terimlerini anlatıyor. 48 Konservatuvar var, ama dillerimiz farklı, öğrenci zorlanıyor. Madem ki, üniversite sistemi içinde bulunuyorsunuz, ilk önce “Terminolojinizi” oluşturmak zorundasınız. İşte bu gerçekten yola çıkarak, terminolojisindeki “yanlış bilinenlerin doğrularını yazmaya” çalıştım. Eleştirilere her zaman açığım.
ENPOLİTİK: Örnek verebilir misiniz?
AY:
1/ “Metot; Yöntem. Bir işi yaparken izlenecek yol.”
“Metot”, “Metodu”, “Metoduna” “Metod, Metotla, Metotu, Metotuna” değil…
2/ Sanatçı/Yorumcu/İcracı v.b. isimleri doğru kullanılmalıdır.
Dr. Alaeddin Yavaşça, Dr.Selahaddin İçli, Münir Nurettin Selçuk, Ercümend Berker, M.Sabahattin Ergin,Tülun Korman, A.Adnan Saygun, Nevit Kodallı, Orhon Seyfi Orhon, Cüneyd Orhon v.b.
3/ “Makam”, “dizi”, “ayak”; “Makam ayağı”, “Makam dizisi”, “Makam ayağı dizisi” değil,
4/ “Ney üflemek”; “Ney çalmak” değil,
5/ “Türk Halk Müziği”, “Türk (Sanat) Müziği”, “Klasik Türk Müziği”; “Geleneksel Türk (Sanat) Müziği”, “Geleneksel Türk Halk Müziği”, “Alaturka Türk Müziği” değil,
6/ “Şarkılarda icra teknikleri, üslup ve yorum”; “Seste ileri icra” değil,
7/ “Çalgıda icra ve tavır teknikleri”; “Çalgıda ileri icra” değil,
8/ Konsonans, “uyumluluk”, Dissonans; “uyumsuzluk” anlamındadır.
9/ Modülasyon: eser içerisinde ton aktarımıdır. Türkçe’de karşılığı “göçürme” dir.
10/ “Akort”, “Akort etmek”, “Akordunu yapmak”; “Akord, Akortunu yap” değil.
Akort: Çalgılar için kullanılır. İki telden biri, diğerinin dörtlüsü olacak şekilde akort edildiğinde, aynı zamanda ikinci tel birincinin beşlisi olur. Bağlama düzeni akordu: re-sol-la, Bozuk düzeni akordu: la-re-sol v.b.
11/ Armoni (Harmoni): müzikte, farklı notaların aynı anda kullanılmasıyla ortaya çıkan ses uyumudur. Akorları, akorların kurulumunu, akor yürüyüşlerini ve akorlar arasındaki ilişkileri inceleyen müzik dalına denir.
12/ “Kös”; “Kös davulu” değil,
13/ Mehteran: “Mehterler” demektir. “Mehteran”; “Mehteran takımı” değil,
14/ Efsane: Eski çağlardan beri söylenegelen, olağanüstü varlıkları, olayları konu edinen hayali hikayedir. “Efsane”; “Mitolojik efsane” değil,
15/Solo: Bir müzik eserinin bir kişi tarafından söylenmesi/çalınmasıdır. “Solo”; Bireysel solo” değil,
16/ “Türk Halk Müziği’ne gönül vermişiz”; “Türk Halk Müziği’ne gönül koymuşuz” değil,
17/ “Güzelliğin on par’etmez; “Güzelliğin on para etmez” değil,
18/ “Türkçe, dünyanın en güzel dili”; “Türkçe dili, dünyanın en güzel dili” değil,
19/ “Sazın bağrından çıkan nağmeler”; “Sazın böğründen çıkan nağmeler” değil,
20/ “Annemin yelkeni olsa, açsa da gelse”; “Annemin yelkeni olsa, uçsa da gelse” değil.
ENPOLİTİK: Konservatuvar Müzikoloji Bölümleri neden bu konuda çalışmıyor?
AY: Evet, Müzikoloji Böl. Ve Müzikologlarımız var, ama %90’ı unvan almak üzerine çalışıyor. Yani, YÖK’ün Doç./Prof. olmak için şartlarını önlerine koyuyor, sadece ona odaklanıyor. Örneğin; 5 bildiri, 2 makale, 3 konser v.b. yerine getiriyor, alıyor unvanını, alana hizmet ise geri planda kalıyor.
Şu anda, Müzik Kurumlarında ve Konservatuvarlarda yayınsız/kitapsız Prof.’lar o kadar çok ki? Bu şekilde alana hizmet gelmiyor!...
Unvanı olmayan müzik insanlarımız, -unvan beklemeden- kitap bastırıp, yayımlıyor. Bazen diyorum ki, unvanı olmayan Nida Tüfekçi, Mustafa Hisarlı, Adnan Ataman, Sadi Yaver Ataman, Ruhi Su, Bekir Sıtkı Sezgin, Alaeddin Yavaşça, Zekai Tunca, Seha Okuş, Samime Sanay, Müzeyyen Senar v.b. unvanları olmadığı halde müzik alanına çok hizmet yapmışlar, ismini yazdıklarımı ve diğerlerini saygıyla anıyorum.
ENPOLİTİK: Bu hocaların çoğu, 1982’de İTÜ’ye bağlanan “İstanbul Türk Musıkisi Devlet Konservatuarı” kuruluşunda da görev almıştı. Siz, ilk öğrenci ve ilk mezunlardansınız…Konservatuar aynı doğrultuda ve amaçta yürüyor mu?
AY: Elbette, “hayır” diyeceğim. Konservatuar İTÜ’ye bağlanırken, amaçları doğrultusunda 15 madde vermişti. Bu maddelerin çoğu hayata geçirilmedi. 2 defa teşebbüste bulunup, kurmak üzere iken yönetimden ayrılınca engellenen “ İTÜ Türk Müziği Araştırma ve Uygulama Merkezi” dahi kurulamadı. 100 kişilik “Atatürk Korosu” devam ettirilemedi. Özellikle 2001’den sonra gelen yönetimle işler değişti.2006 yönetimi çok sesli çalgılara yer verdi, 2010’dan sonraki yönetimler de buna hız verdiler. Diğer Konservatuvarlarda, “bir bağlama konseri” yapılmazken, İTÜ TMDK’da “Flüt v.b. konseri” yapıldı. Gitar v.b. eğitimi başlatıldı. Mezunlarımız; Devlet Koroları’nda/Toplulukları’nda, TRT Kurumu’nda,
Halk Eğitimi Merkezleri’nde, MEB Müzik Öğretmenliği’nde, Müzik Piyasası’nda geniş olarak yer aldılar…
ENPOLİTİK: Çok teşekkürler. Bol satışlar ve okuma diliyoruz..
AY: Teşekkür ederim.