Eğitimde eşitsizlik: Devlet okulu ile özel okullar arasındaki fark artıyor

Eğitimde eşitsizlik: Devlet okulu ile özel okullar arasındaki fark artıyor

Devlet okullarında öğrenim gören öğrencilerin büyük bölümü eğitime erişimde çok çeşitli sorunlar yaşıyor. Ancak onlar da farklı nedenlerle özel okullarda okuyan akranlarına göre geride kalıyor.

Özel okullar, canlı dersler, yüz yüze eğitim ve telafi programlarıyla öğrencilerine daha verimli eğitim ortamı sunarken, devlet okullarında okuyan öğrenciler o kadar şanslı değil. Teknolojik açıdan gerekli olanaklara sahip çocuklar bile çeşitli nedenlerle öğrenim kaybına uğruyor.

Milli Eğitim Bakanlığı Özel Öğretim Kurumları Genel Müdürlüğü’nce il milli eğitim müdürlüklerine gönderilen yazıyla özel okullara 7. ve 11. sınıfları için de destekleme kursları açma izni verildi.

Yazıda, “Okulların bazı sınıflarında yüz yüze eğitim faaliyeti başlatılmış olup, yüz yüze eğitim faaliyetine başlayamayan özel okulların 7. ve 11. sınıflarında okuyan öğrenciler de kurumların kurucuları ve öğrenci velilerinin istemeleri halinde destekleme ve yetiştirme kursları ile takviye kurslarına başlayabileceklerdir” denildi.

Eğitim Sen Genel Başkanı Feray Aytekin Aydoğan, “Bu yazı ile özel okullar fiili olarak 2 sınıfta daha yüz yüze eğitime başlamış olacak. MEB tüm öğrencilerin eğitim hakkından sorumludur, eğitimde eşitsizlik yaratacak adımlar atamaz, kararlar alamaz” dedi.

Milli Eğitim Bakanlığı’nın salgının başından bugüne tek bir öğrencinin bile eşitsizlik yaşamaması için gereken önlemleri alması gerektiğine dikkat çeken Aydoğan şunları söyledi:

“Milyonlarca öğrencimiz hâlâ uzaktan eğitime erişemiyor. Erişebilen öğrencilerimizin yüzde 60’ından fazlası ise cep telefonu ile uzaktan eğitime ulaşmaya çalışıyor. Yüz yüze eğitim seyreltilmiş ve aşamalı olarak gerçekleştiği için tüm öğrencilerimiz için ulaşabildikleri ders saati sayısı azaltıldı, müfredat seyreltilmedi, öğrenciler tüm kazanımlardan sorumlu ve sınavlar gerçekleşmeye başladı.

MEB, özel okullarda eğitime erişim sorunu yaşamayan bir öğrenci ile eğitime erişimi olmayan veya yalnızca EBA TV’den ulaşabilen öğrencileri seçmeye, elemeye, rekabete dayalı sınavlara zorluyor. Alınan her karar, yaşama geçirilmeyen önlemler ise kamu okulları açısından eşitsizliği, yaşanılan sorunları her geçen gün daha da derinleştiriyor.’’

DERSLER GEÇ SAATTE

Eğitim-İş Genel Başkanı Orhan Yıldırım, özel okulların Milli Eğitim Bakanlığı’nın atamadığı adımları gerçekleştirdiğini belirterek “Öğrencilerini yüz yüze eğitime çağırdılar, canlı derslere başladılar, öğrencileri arasında uzaktan eğitime erişemeyen öğrenci olmadı. Halen yüz yüze eğitime başlatılamayan ara sınıflar ortada dururken özel okulların tüm sınıflar düzeyinde başlaması, bilgisi eksik kalanlar için telafi eğitimleri vermesiyle öğrenciler arasındaki makas daha da açıldı’’ dedi. 

Yıldırım, salgın dönemindeki eğitim sürecinde özel ve devlet okulları arasındaki farkları şöyle sıraladı:

“Tüm öğretmenler EBA ve EBA dışındaki platformlardan canlı ders anlatımını sürdürüyor ama bu öğretim yöntemi derslerin anlaşılmasında ve kazanım haline dönüşmesinde yeterli değil. Ev ortamları uygun olmayabiliyor.

- Özel okullarda zaman daha iyi kullanılıyor. Konular ve dersler üs üste bindirilmeyerek zaman verimli kullanılıyor. 

- Özel okullardaki çocukların anne babaları dışardan eğitim desteği alabiliyor. Eve özel öğretmen çağırılıyor, çocuklar kursa yollanıyor. 

- EBA’da 8.30’dan 20.30’a kadar ders var. Akşam geç saatlerdeki dersler verimliliği engelliyor. 

- Devlet okullarındaki sınıflar daha kalabalık, bire bir ilişki daha zor kurulabiliyor.

GERİ KALDILAR...

Çocuğu bir devlet ilkokulunun ikinci sınıfında öğrenim gören bir veli, yaşadıklarını şöyle anlatıyor:

‘’21 Eylül’de okulların açılmasıyla çocuklarımız uzaktan eğitim almaya başladı. İlk haftalarda online eğitimde sıkıntı yaşamış olsak da öğretmenimizin yardımlarıyla haftada 5 gün 30 ders canlı ders yaptık. Pandemide okulların kapanmasıyla devlet okulunda okuyan çocuklar ilk defa öğretmenleriyle aktif ders yapamaya başladı. Bu düzene alıştık, her şey yolunda derken 12 Ekim’de yüz yüze eğitim başladı. Biz yaklaşık 1 aydır devletin bize göndermeme imkânı sunulduğu halde sadece çarşamba günler canlı ders alabiliyoruz. İlk 2 hafta hiçbir çocuğumuz yüz yüze eğitime katılmadı. Ailelerimizde kronik rahatsızlığı olanlar var ve sınıf mevcudu kadar imza toplayıp okul yönetimine teslim ettik. Fakat bakanlıktan yazı gelmediği için hâlâ çocuklarımız online eğitim almıyorlar. Öğretmenimiz sınıfa 2 veya 3 çocuğa ders anlatıyor. Çocuklarımız derslerden geri kalıyor.’’