CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, partisinin grup toplantısında konuştu. Ülke gündemine dair başlıklar değerlendirdi.
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, partisinin milletvekili Ali Mahir Başarır'ın sözleri sonrası büyüyen tartışmaya katıldı. Cumhurbaşkanı Erdoğan'a yanıt veren Kılıçdaroğlu, sert ifadeler kullandı.
Kılıçdaroğlu’nun konuşmasından satır başları şöyle:
Bin önyargımız yok. Kimseye kinimiz ve intikam duygumuz yok. Ama tek bir amacımız var: 83 milyonun karını doysun, 83 milyon huzur içinde yaşasın. Amaç bütün farklılıkları zenginlik olarak görüp huzur dolu bir Türkiye inşa etmek.
Çok sayıda engelli kardeşimiz işsiz. Ama yasaya göre devletin istihdam etmesi gereken engelli kadrolarının büyük kısmı boş. Hangi gerekçeyle atama yapılmaz? Çünkü bir engelli karnını doyuracak, aç kalması lazım. İktidarın anlayışı bu. O boş kadrolar orada duruyor. Engelliler de sokakta aç bekliyor.
İskeçe müftümüz Ahmet Mete tehdit ediliyor. Bir din adamı neden ölümle tehdit edilir? Bu tehdidin bir sonu olacak mı? Hayır olmayacak. Ama bir inanca karşı bir müftüyü hedef seçip o dinin mensuplarını cezalandırmak istiyorlarsa sonuç alamazlar. Biz CHP olarak orada yaşayan soydaşlarımızın her zaman yanında olacağımızı ifade etmek isterim.
Geçen hafta ağırlıklı olarak eğitime, öğretmenlerin sorunlarına değinmiştik. Eğitimin bir toplum için ne kadar önemli olduğunun altını çizmiştik. Eğitimli bir toplumda merak giderek büyür ve öğretmenlerimiz çocuklarımızı yetiştirmek için elinden geleni yaparlar. Çözüm önerilerimizi yine sıralamak istiyorum. İktidara gelir gelmez yapacağımız ilk iş öğretmenler için ayrı bir meslek kanunu çıkaracağız.
Hiçbir öğretmen yoksulluk sınırının altında aylık almayacak. Bütün öğretmenler kadrolu olacak. Her 24 Kasım’da öğretmenlere birer maaş ikramiye vereceğiz. Öğretmenlere 3600 ek gösterge vereceğiz.
Türkiye’nin yatırımlarının en az yüzde 18’ini eğitim yatırımlarına ayıracağız. Köy okullarını yeniden açacağız, taşımalı eğitime son vereceğiz.
Eğitimin üretime dönük olması lazım. Eğitimin istihdam yaratması lazım. Bütün organize sanayi bölgelerinde teknoloji liseleri açacağız. 6 yıl olacak, yatılı olacak. Belli bir sınıftan sonra öğrenci eğitim aldığı konuda ilgili fabrikada staj yapacak.
Sosyal güvenlik primlerini devlet verecek. En yetenekli çocuklarımızın buraya gelmesini istiyoruz. Her okulun bir bütçesi olacak. Okul aile birliği ve okul yönetimi bütçeyi yönetecek.
Dostlarımızla birlikte iktidar olduğumuzda eğitimi göreceksiniz, pırıl pırıl okulları göreceksiniz.
Bir pandemi döneminden geçiyoruz. Büyük sıkıntılar var. Olay başladığında hükümeti eleştirmedik. Biz de çözümler önerdik. Bu önerilerin yüzde 99’u uygulanmadı ve pandemi süreci iyi yönetilemedi. Nasıl bir anlayıştır? Uçağa binmeyi yasaklıyorsunuz, uçak biletinde KDV’yi yüzde 1’e indiriyorsunuz. Bu kadar akıl dışı uygulamalar. 13 bin 746 vatandaşımız resmi rakamlara göre hayatını kaybetti. Gerçek rakamlar bunun çok üzerinde. Belediyeler defin işlemlerini yapıyorlar. Doktorlar sahada çalışıyor. Topluyorsunuz, rakam çok daha yüksek çıkıyor.
Hükümetseniz ve toplumda bir saygınlığınız olsun istiyorsanız gerçek rakamları açıklamanız lazım. Ya da hiç rakam açıklamazsınız, ona da saygı gösteririz. Türkiye’nin rakamlarına kimse inanmıyor. Türkiye’yi bu hale niye düşürüyorsunuz?
'SALGIN YÖNETİMİNDE AVRUPA'NIN EN KÖTÜ YÖNETİLEN ÜLKESİYİZ'
Başta TTB açıklama yaptı rakamlar doğru değil diye. TTB’yi terörist ilan ettiler. Bir kişinin hastalığını kim bilir? Kaymakam mı, vali mi bilir? Hayır doktor bilir. Vay efendim sen bunu niye söylersin? Ana ilke neydi? Ana ilke salgının büyümesini engellemektir. Vatandaşına saygı duyuyorsan salgınla ilgili her şeyi yapmalısın. Bu yapılmadı. Salgın yönetiminde Avrupa'nın en kötü yönetilen ülkesiyiz.
Dün kabine toplantısı yaptılar. Sayın Erdoğan çıktı anlattı, 2 dakika ayırdı. Salgınla ilgili önlemler tamam, ekonomi ile ilgili önlemlerle tek satır yok. Dükkanı kapat diyorsun, her şeyi kapat diyorsun peki bu adam nasıl geçinecek?
Bununla ilgili tek bir cümle kurulmadı. Dün 3-4 saat oturup konuşacaklar, salgını nasıl engelleriz diye konuşacaklar, sokağa çıkma yasağı ilan edecekler ama ekonomi ile ilgili tek cümle kurmadılar. Esnaf kardeşlerimin önüne sandık gelecek. Demokratik yollarla bunlara ders vermek senin boynunun borcudur.
Kapanacak iş yerleri nedeniyle 2 milyon 100 kişi gelir elde edemeyecek. Esnaf kardeşimizin ciddi bir kültür derinliği vardır. Anayasamız esnaf ve sanatkar için özel bir düzenleme yapmış. Pandemi döneminde sizi korumadı ve desteklemedi. Anayasanın gereğini yapmadı. 5 maskeyi dağıtamayanlar bizim belediyelerin yapmak istediği yardımlara set çektiler.
Aş evleri için toplanan paralara bile el koydular. Devlet, esnafın dükkanını kapatıyorsa gelirini de sağlamalıdır. Esnafa sadece borç veriliyor peki Katar’a ne yapılıyor. Esnafa dükkanını kapat dediler kapattı. Bankadan borçlandırdılar.
Şimdi ikinci kez kapat dediler ama gelir yok. Futbol karşılaşmasını 500 milyon dolar ihaleyle alan Katar firması ben para ödemeyeceğim dedi. Yargı var, mahkemeye gitseler kazanacaklar. Kimse mahkemeye gidemiyor çünkü korkuyorlar. Bir kalemde 90 milyon doları indirdiler. Peki esnaf kardeşim senin vergini indirdiler mi?
Ayrıca firma sahibi dedi ki bu yetmez dolar sürekli artıyor, bunu sabitleyin ve TL’ye çevirin dedi. Erdoğan’a talimat verdiler. Bunu da kabul ettiler, doları 5,80’e sabitlediler.
Gençlik ve Spor Bakanı bunu büyük bir başarıymış gibi açıkladı. Esnaf kendini sahipsiz hissediyor. Hiç merak etme kardeşim. Esnaf Bakanlığı kurulduğu zaman derdi anlatabileceğin bir yer olacak.
Devlet en çok parayı tefecilere ödüyor. Son 18 yılda tefecilere ödenen faiz 192 milyar dolar oldu. Bu para vatandaşa ödenseydi herkesin aşı işi olurdu. 192 milyar doları Londra’daki bir avuç tefeciye verenden hesap sormayacak mısın? Sağlık çalışanları, vatandaşlar bunların yüzünden ölüyor. Bir maskeyi bile dağıtamadılar. Çünkü her şey bir kişiye bağlı. O karar vermeyince kimsenin kararı bir işe yaramıyor.
Katarlılara kıyak bununla bitmiyor. Bir broşür hazırladı. Katar Katar satılan Türk fabrikaları. Varlık Fonu’nun yüzde 10’unu sattılar. Dünkü toplantısının 2 dakikasını pandemiye, bize 25 dakika ayırdı. Demek ki biz onun korkulu rüyasıyız. Şöyle diyor. Varlık Fonu’nun Borsa İstanbul’daki payı yüzde 80,6’dır, Bay Kemal bunu iyi bil.
Bunu zaten hepimiz biliyorduk, belki sen yeni öğrendin. Bu Varlık Fonu niye Sayıştay’ın denetimine tabi değil, neden sen başkanısın bunun? Bütün kamu bankaları, teknoloji firmaları burada. Erdoğan istese bir kanunla Ziraat Bankası’nı bir Katarlı bakkala 1 dolara satabilir. Ya da oğluna ya da yakınına. Çünkü ihale kanununa tabi değil. Kaça sattığını açıkla dedim. Varlık Fonu açıklama yaptı 200 milyon dolar diye. Neye göre 200 milyon dolar? 200 milyon dolar bu şirketin 15 ya da 20 alık karına denk geliyor. Böyle ballı satış nerede olur.
Şimdi ben soruyorum: Borsa İstanbul’un rakamlarını çıkıp millete anlatacaksınız. Karı nedir? Gerçek değeri 200 milyon dolar mı 425 milyon dolar? Erdoğan bunun cevabını vermez. Ama ben bunu Borsa İstanbul’un yönetiminden istiyorum. 2019’da yüzde 52 karlılık var. 2020’de karın çok daha yüksek olması lazım. Bu rakamları vermiyorlar.
Karlılara kıyak geçiyorsun, Fettah Tmaince’nin o masada ne işi var. Fettah Tamince 17/25 olaylarından sonra Pensilvanya’ya giden kişi. 17/25 olaylarından sonra ilesi Bank Asya’ya para yatıran kişi. Bank Asya’nın önünden geçenler içerde, Bank Asya’ya para yatıranlar protokolde. Savunmasını yapanlar Erdoğan’ın avukatları. O yoksa yurt dışından kara para getiren birisi mi? O para için mi dokunmuyorsunuz? Para için devletin itibarı sarsılır mı? Erdoğan bunların cevabını vermez.
Erdoğan, paranın dini rengi yoktur, para, paradır dedi. Tam bir sömürgeci kafası. Devlet parayı rüşvet aracı olarak kullanmaz. Rüşvet aracı olarak kullananları devlet büyükelçi olarak atayamaz. Paranın dini, rengi olmaz doğrudur ama ne yaptı o para sana? Londra’daki bir avuç tefeciye el açıyorsun. Faiz lobisine karşı kurtuluş savaşı başlattın, şimdi bir avuç tefeciye diz çöküyorsun benim ağrıma giden bu.
Bunu çıkıp 83 milyonun önünde söylüyor. Biri de çıkıp bu yanlıştır demedi. Osmanlı neden battı biliyor musun sayın Erdoğan? Para, paradır deyip borç alanlar yüzünden battı. Sonra o borçlar ödenmedi, Duyun-u Umumiye’yi kurdular. Erdoğan, tarih bilmez, Allah’ın cahiline neyi anlatacaksınız Allah aşkına?
Milli Kurutluş Savaşını verenler iki önemli ilke benimsedi. Biri siyasi, diğer ekonomik. Özgürlük ve bağımsızlık benim karakterimdir diyor. Mustafa Kemal ikinci bir şey daha söylüyor. Siyasi bağımsızlığınızı ekonomik bağımsızlıkla taçlandıramazsanız siyasi bağımsızlığı kaybedersiniz diyor. Türkiye ekonomik bağımsızlığında en büyük krizi yaşıyor. Para babaları ne isterse onu alıyorlar.
Almanya eksi faizle borçlanıyor, Yunanistan yüzde 0,9. Türkiye ise yüzde 6 ile borçlanıyor. Türkiye’nin ekonomik bağımsızlığı risk altındadır. O kadar borç aldılar, 18 yılda hangi fabrikayı yaptı. Öyle büyük fabrikalar istemiyorum. Bir çimento fabrikası, bir un fabrikası. Hangi fabrikayı yaptı. Bir iktidarın ekonomideki başarısı yarattığı istihdamla ölçülür. Yaptığınız politikalar sonucu işsizlik artıyorsa bire avuç tefeciye mahkumuz demektir. 10 milyonu üzerinde işsizimiz var.
Size her hafta gelen raporlar var. O raporların kapağında silahlı kuvvetlerin, genelkurmayın ve diyanet işleri başkanlığının siyaset konusu yapılmaması yazar. Bu bize geçmişimizden gelen bir mirastır. Biz bu geleneği çok iyi biliyoruz. Ordu bizim ordumuzdur. Ama kimse unutmasın ordu aynı zamanda Mustafa Kemal’in ordusudur.
Sen başbakanken 4 Temmuz 2003’te Süleymaniye’de 11 askerin başına çuval geçirilip götürüldüğünde ne yaptın? Nota ver kına bunu dedik, ne notası müzik notası mı dedi? Bunu yapan adam bize ordu üzerinden ders verecek. Sen kim, ordu kim?
Bizim ordumuzun kahraman askerleri terörle mücadele ederler. Onları bu ülkenin namusu sayarız. Sen kalktın şehitlere kelle dedin. Sen mi bana ordudan bahsedeceksin. Askerlik yan gelip yatma yeri değildir dedin. Hiçbir asker yan gelip yatmadı. Sen bu lafı ediyorsun, çocuklarını niye askerlik yaptırmadın?
Sen kim, ordu kim? Ordu nedir onu bile bilmezsin. Orduyu bile para gözüyle görürsün sen. Balyoz ve Ergenekon’da en değerli komutanlarımız hapse atıldı. Bunu FETÖ ile işbirliği ile yaptı. Sen FETÖ ile işbirliği yapıp orduya kumpas kuran başbakan mısın değil misin?
Kumpas ya da işbirliği yaptıklarını ben söylemiyorum, onların milletvekilleri söyledi. Ben bizzat birçok görüşmelerde bulundum diyor. Sunucu soruyor. Siz, ABD ve FETÖ ortak kumpas kurdunuz değil mi?
Evet aynen öyle dedi. Sen orduya kumpas kuran bir başbakansın. Ayrıca daha da iler gitti, o komutanların tamamı ağırlaştırılmış müebbet hapse mahkum oldular, o davanın savcılığını da kendi üstlendi. Emperyal güçlerin emellerini eksiksiz yerine getiren bir adam bu ülkede başbakanlık koltuğuna oturdu. Ağrıma giden budur.
Genelkurmay Başkanı’ndan erine kadar başımızın tacıdır. Ama siyasete girenlerden hesap sorarım. Süleyman Şah Türbesi kaçırıldı. Kendi toprağından utanmadan, kendi bayrağını indiriyorsun utanmadan. Kendi toprağından utanmadan terk ediyorsun. Sana bu talimatı kim verdi? Ordu üzerinden bize saldıramaz. O ordu peygamber ocağıdır, o ordu Mustafa Kemal’in ordusudur.
Madem ordu konusunda hassasın, Kozmik Oda’yı açıp devletin sırlarını terör örgütlerine teslim etmedin mi? Bunu yapana hain derler. Bugün de derler, yarın da diyeceklerdir. Sen başbakanken Genelkurmay Başkanı’nı terörist diye hapse atmadın mı? Kimse ziyarete gitmedi, ben 30 Ağustos’ta ziyarete gitti.
Ordunun moral değerlerine dinamit koydun. Öyle bir noktaya getirdin ki orduyu en kritik noktalara FETÖ mensuplarını getirdin. MGK toplantıda FETÖ’nün en olduğuna dair askerler kendisine bilgi verdi. MİT her MGK toplantısına FETÖ ile ilgili rapor getirdi. Sen orduyu darmadağın ettin.
Suriye’de 36 askerimiz şehit oldu, Rusya vurdu. Soğu Moskova’da Kremlin sarayında aldılar. Hayatımda Türkiye’yi yönetenlerin bu kadar aşağılandığını hatırlamıyorum. Putin bunları ayakta dakikalarca bekletti. Erdoğan ayakta daha fazla dayanamadı sandalye veriler.
15 Temmuz darbesi girişimi oldu, askeri hastaneleri kapattılar. Neden kapalı, Erdoğan istedi diye. Vatana ihanet edenler vatanseverlikten bahsedemezler. Ordunun en yüksek sırlarını bilen genel kurmay başkanını terör örgütü istedi diye hapse atanlar bize vatanseverlikten bahsetmesin Tank Palet Fabrikası’nın değer 20 milyar dolar. Ordunun elinden alındı, Katar Ordusu'na verildi. Hiç para alınmadı. Sıfır olarak tahsis edildi. Peki ne diye verildi? Bir uçak verdiler.
O uçak Tank Palet karşılığı alınan uçaktır. Ordunun tank palet fabrikasını vermeyin dedik, dünyada eşi benzeri yoktur dedik. Ordunun göz bebeği fabrikayı neden Katar ordusuna emanet ediyorsun? 50 milyon dolar yatırım yapacaklarmış.
Dedim ki o satışı iptal et 1 haftada ben sana 50 milyon doları bulayım. Getirmezsem siyaseti bırakacağım dedim, yapmadı, söyleyemedi. Yaptığı iş, kullandığı cümleler doğru değil. Ordu, Erdoğan’ın ordusu değildir. Ordu üzerinden siyaset yapmak doğru değildir.
Bir ülkenin cumhurbaşkanının mal varlığı. Bu mal varlığı nedeniyle tehdit ediliyor ve yanıt alınıyorsa o cumhurbaşkanı milli güvenlik sorunudur.