“İnsanı yaşat ki devlet yaşasın fikrinden yola çıkarak engeli bulunan bireylerimizin beklentilerinin, teklif ve taleplerinin tam olarak karşılandığı iyi günlerin geleceğini düşünerek diyoruz ki; Gelecekte engel yok!” spot metni ile paylaşılan mesajda, “Peki siz farkında mısınız?” diye soruldu.
Gelecek Partisi’nden yapılan “Engellilerin engelini kaldırın artık” başlıklı açıklama metni şu şekilde:
Birleşmiş Milletlerin 1992 yılında almış olduğunu karar sonrası”Uluslararası Engelliler Günü” olarak ilan edilen 3 Aralık, tüm dünyada ve ülkemizde engelli insanların sorunlarına dikkat çekmek için belirlenmiş bir gündür.
TÜİK verilerine göre Ülkemiz nüfusunun % 12,29’u engelli kabul edilmektedir. Bu da yaklaşık on milyon engelli vatandaşımızın varlığına işaret ederken aileleri ile birlikte otuz milyonluk bir nüfusu kapsamaktadır.
Engelli vatandaşlarımız engelleri ile birlikte yılın her günü hayata tutunmaya çalışırken, engellilere sadece 3 Aralık ve 10-16 Mayıs’ın ayrılması, geri kalan diğer günler boyunca Engelli vatandaşlarımızın ilgililer tarafından unutulduğunu yok sayıldığını düşündürüyor. Oysaki engelli vatandaşlarımızın içinde bulunduğu zor durumlar bütün aile bireyleri tarafından her gün yaşanmaktadır. Zaten zor olan hayat, engelliler için daha da zor hale gelmektedir.
Dünyada ve Ülkemizdeki engelli platformlarının (Dernek,Vakıf,Sendika vb) amacı herkesle eşit haklara, fırsatlara ve olanaklara sahip onurlu ve başı dik özgür vatandaş kimliğinde bir engelli profilinin oluşturulmasıdır. Bunun yolu, engellilerin diğer vatandaşlarla haklarda olduğu kadar yükümlülüklerde de eşit ve adil değerlendirilmesinden geçmektedir.
Halen başta sağlık, eğitim, istihdam, ulaşım vb. olmak üzere çok sayıda sorunla karşı karşıya kalınmaktadır. Bunların başında erişilebilirlik ve ulaşılabilirlik gelmektedir. Üzülerek belirtmek gerekir ki DSÖ verilerine göre, engelliler “Dünyanın en ötekileştirilmiş gurupları” arasında yer almaktadır. Engelliliğin artık bir insan hakları konusu olduğunu, insanların sadece bedenleri tarafından değil toplum tarafından da engellendiğini hepimiz biliyoruz.
Gelecek Partisi olarak engelli vatandaşlarımızın durumlarını dile getirmek açısından, bir devletin gelişmiş ve medeni bir ülke olup olmadığı her şeyden önce fiziksel ve mental engelli vatandaşlarına uyguladığı pozitif ayrımcılıkların derecesi ile orantılıdır. Gelişmiş ülkelerin; eğitim, sağlık ve ulaşım gibi konular başta olmak üzere, tüm standartlarını engelli vatandaşlarını önceleyerek merkezi ve yerel yönetimleri ile altyapıdan üst yapıya her aşamada engellilerin topluma ve sosyal hayata katılımını kolaylaştıran standartları tavizsiz uygulayan devletler olduğu çok açıktır.
5378 sayılı yasada erişilebilirlik ve ulaşılabilirlik konusunun çözümüne amir hüküm bulunmasına rağmen, hükümet bunu sürekli öteleyerek engellilerin hayatını zorlaştırmaktadır. Manidar olan ise; tüm vatandaşlarımıza eşitlik ve refah vaadeden bu iktidar, korona sürecinde geçiş garantili yol köprü müteahhitlerine ödeme konusunda hiç tereddüt göstermezken konu engelliler olunca bahanelere sığınmayı marifet olarak görmektedir. İlginç olan bir başka husus ise Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın 2020 yılını Erişilebilirlik yılı ilan etmiş olmasıdır. Erişilebilirlik yılı ilan edilen bir dönemde engellilerin erişilebilirliğinin ötelenmesinin en çok bu iktidara yakıştığını ifade etmek gerekir.
Tarih, ‘hayatın engellerle dolu olduğu’ noktasında ortak kabul üreten insanlığın, ‘bedeni ya da zihni engeli bulunan insanın’ kabulüne yönelik ortaklık oluşturmakta çekingen davranmayı tercih ettiğini doğrulayan olgu ve olaylar barındırıyor.
Göçebe hayat döneminde göç kervanına yük görülen engeli bulunan bireyler, yerleşik hayata geçiş, modernleşme ve sanayileşme döneminde ise emek ve ekmek mücadelesinde yok sayılan pozisyonuna mahkum edildiler. medeniyetimizin ‘insanı yaşat ki, devlet yaşasın’ bakışının hakkını verme perspektifiyle baktığımızda, engeli bulanan bireylerin haklı beklentilerinin, teklif ve taleplerinin tam anlamıyla karşılandığını söyleyecek durumda değiliz.
Günümüzde engelli insan tanımlamasıyla, engelin bedeni ya da zihni yetilere/yeterliklere ilişkin olması sınırlılığını göz ardı edip insanı bütün yönleriyle engelli ilan etme hatasından henüz tam olarak kurtulmuş değiliz. Doğum öncesinde, sırasında ya da sonrasında engelli sıfatı edinilmesine neden olan yeti/uzuv kaybı yaşayan insanlar, engeliyle yaşamak yanında kendilerine hayatı, emek ve ekmek mücadelesinde yer almayı zorlaştıran engellerle savaşmak durumundan hala azad olmuş değiller. Üretim süreçlerine katılım, yönetim süreçlerine katkı, yönetim makamlarında yer alma noktasında engeli bulunan bireylere yönelik kapsayıcı politika ve uygulamalar noktasında hala çok fazla eksiklerimiz ve önyargılarımız var.
Kamu hizmetlerinin sunum aşamasında, kamu hizmeti sunma sorumluluğu noktasında engeli bulunan bireylere yönelik pozitif ayırımcılık düzenleme ve uygulamalarında azim ve kararlılık ortaya konulmalıdır. Engeli bulanan bireylere yönelik bakışın merhametten adalete evrilmesi gerekmektedir. İnsanın hayatını kolaylaştıran, hayatla temasını artıran, hayatın içine katan yaklaşımların engeli bulunan bireyler noktasında pozitif ayırımcılık içermesi, ‘ihsan’ olarak değil ‘önce insan’ bakışından beslenen ‘irfan’ kapsamında değerlendirilmelidir.
Engeli bulunan bireylerin çalışma hayatında, kamu personel sisteminde var olmasını sadece sosyal adalet ve sosyal devlet paradigmasına dayandırmıyoruz. Bunun aynı zamanda bireysel bir hak olduğunu ifade ediyoruz. Görme engelinin hakikate bakmaya engel olmayacağını, işitme engelinin hizmet taleplerine yönelik sözleri anlamaya engel olamayacağını, doğruyu seslendirmek için konuşma engelinin bulunmaması gibi zorunluluğun olmadığını, sosyal hayatta olmak için bacakların işlevsel olması gerekmediğini biliyoruz.
Kamu hizmetlerinin sunumunda bütün engel türlerini kapsayacak şekilde eğitim, sağlık, istihdam, spor, sosyal hayata katılım, kamu hizmetlerine erişim konularında, engeli bulunan bireyleri dikkate alan yaklaşım anayasal hak olmalıdır. Kamu personel sisteminde, mevzuatında ve kamu personeli uygulamalarında engeli bulunan bireylere yönelik ‘engeliniz var, kariyer yapmanıza, liyakatinizi artırmaya engel yok’ anlayışı eksiksiz bir biçimde hayata geçirilmelidir.
Gelecek Partisi, engelli ve engelli yakını tüm vatandaşlarımızın her daim yanında olmaya devam edecektir. Dile getirdiğimiz hiçbir hususun unutulmasına veya göz ardı edilmesine izin vermeyeceğiz. Sorunların sadece özel günlerde değil yılın 365 gününde gündemde olmasını sağlayacağız. Saygın ve onurlu birer vatandaş olarak hak ettikleri pozitif ayrımcılıklarla onları hayata ve toplumsal yaşama sıkı sıkıya bağlayacak tüm çalışma ve çabanın içinde olacağımızın sözünü veriyor Engellerin kaldırılması ve onlara eşit yaşam hakkı sunulması noktasında daha duyarlı olunması için hep birlikte mücadele etmemiz gerektiğini düşünüyor, “Engellilerimizle birlikte, yılın her günü engelsiz bir dünyada yaşama isteğimizi ve çabamızı”tüm kamu oyu ile paylaşıyoruz.
GELECEK PARTİSİ SİVİL TOPLUM VE HALKLA İLİŞKİLER BAŞKANLIĞI