Çin komünist rejimi Doğu Türkistan'da Müslüman Uygurlara yönelik sürdürdüğü soykırım hız kesmeden devam ediyor. 21. Yüzyılda yaşanan soykırım gerçeğini duyurmak isteyenler Çin Halk Cumhuriyeti (ÇHC) tarafından cezalandırıl?
Doğu Türkistan’daki yerel kaynaklardan elde edilen bilgilere göre Dr. Gulshan Abbas’ın sözde ‘terör’ iddiasıyla tutuklandığı ve bundan bir süre önce 20 yıllık hapis cezası aldığı tespit edildi. Çin Komünist Rejimi’nin insan hakları ve uluslararası kuralları hiçe sayarak, Doğu Türkistan halkına yönelik soykırım politikasını yürütürken aynı zamanda uluslararası kamuoyunda Uygurların savunuculuğunu yapanlardan da intikam aldığı Dr. Abbas’ın cezalandırılması ile bir kez daha gözler önüne serildi.
DOĞU TÜRKİSTAN’DAKİ ZULÜM BİR KEZ DAHA ORTAYA SERİLDİ
Çin komünist rejiminin Doğu Türkistan halkına yönelik soykırım zulmünü ve baskılarını son yıllarda gittikçe artırmaya başladı. 2014 yılında ilk kez ortaya çıkan toplama kampları 2017 yılından itibaren Doğu Türkistan’ın bütün coğrafyasına yaygınlaştırıldı. Aynı dönem Müslüman Uygurlar, Kazaklar, Kırgızlar ve diğer toplumlara mensup kişiler toplama kamplarına gönderilmeye başlandı. Dünya Uygur Kurultayı’nın Baş Müfettişi Abdulhakim İdris’in ailesi de 2017 yılında bu zulme maruz kaldı. İdris’in eşi ve Uygur Hareketi’nin İcra Direktörü Rushan Abbas o yılın Eylül ayında Amerika’daki bir düşünce kuruluşunda Çin Komünist Rejiminin Uygurlara yönelik zulümlerini anlattı. Eşinin ailesinin başına gelenlerden yola çıkarak dünya kamuoyunu Çin’in soykırımı konusunda uyardı. Bu toplantıdan bir hafta sonra kardeşi tıp doktoru Gulshan Abbas ve diğer yakınları Pekin hükümetinin talimatı ile alınarak bilinmeyen bir yere götürüldü. O tarihten beri yaklaşık 20 ay boyunca Dr. Abbas’ın nerede olduğuna veya hayatta olup olmadığına dair bir bilgiye ulaşılamadı. Özgür Asya Radyosu’nun Doğu Türkistan’daki kaynaklardan sağladığı bilgilere göre Dr. Abbas’ın bir toplama kampında tutulduğu belirtildi. Ancak son gelen habere göre Dr. Abbas’ın Çin Komünist rejimi tarafından sözde ‘terör’ suçlaması ile göstermelik bir mahkemede yargılandığı ve hakkında 20 yıl hapis cezası verildi. Uluslararası insan hakları evrensel kurullarına ve hukuka tamamen aykırı bu haber, ÇHC’nin Doğu Türkistan’daki zulümlerinin boyutunu bir kez daha ortaya serdi.
Dr. Abbas’ın kaçırıldığı günden bu yana onun özgürlüğüne kavuşması için mücadelesini sürdüren Rushan Abbas, konu ile ilgili olarak, “Bu Çin’in ne kadar zalim bir yönetim olduğunu bir kez daha göstermiştir. Bizim Uygur soykırımını duyurmamız ve dünyayı harekete geçirmeye çalışmamızın intikamını, bütün ömrünü insanların sağlığını ve mutluluğuna adamış tıp doktoru ablamı kaçırıp cezalandırarak almak istemiştir” diye konuştu. Rushan Abbas, Müslüman Uygurların haklarını sonuna kadar savunmaya devam edeceklerini vurguladı. Abbas’ın eşi Dünya Uygur Kurultayı Baş Müfettişi Abdulhakim İdris de “Bu ceza da bir kez daha ortaya koymuştur ki, vatanımız Doğu Türkistan’da Çin’in nazilerden ilham alarak inşa ettiği toplama kampları ve baskı düzenine dair ‘insanları eğitiyoruz’ açıklaması sadece bir yalandır. Bugün Müslüman Uygurlar maalesef büyük bir soykırım ile karşı karşıyadır.” değerlendirmesini yaptı.
Dr. Gulshan Abbas’ın maruz kaldığı zulüm diğer taraftan Türkiye’nin Çin ile 2017’de imzaladığı suçluların iadesi anlaşmasının Türkiye Büyük Millet Meclisi’nden geçip onaylanmaması gerektiğinin önemli bir delili olarak değerlendirildi.
TBMM ONAYLARSA UYGURLAR İADE EDİLECEK!
Çin Parlamentosu internet sitesi Türkiye'de yaşayan Uygurlar'ı terörist olarak gösterdi ve yakın dönemde iade sürecinin başlayacağını duyurdu. Sitede yer alan bilgilere göre, alınan bu karar gereği, ''Türkistan İslam Partisi’nin (TİP) Türkiye’de faaliyet yürüten sivil yapıları tasfiye edilecek. Çin resmi yayın organı teslim alınan Uygur'ların mahkeme edileceğini ve suça karışmış olanların cezalandırılacağını' belirtti. Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde de anlaşmanın onaylanması halinde Doğu Türkistanlı Müslümanlar, komünist Çin rejimine teslim edilecek.
“GİDİP KENDİMİZİ KÜLLİYE’NİN ÖNÜNDE YAKARIZ”
Doğu Türkistan Milli Meclis Başkanı Seyit Tümtürk ise sosyal medyada yaptığı açıklamada, “Biz bu anlaşma metninin TBMM’ye gelmeyeceğini ümit ediyoruz. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın buna izin vermeyeceğine inanıyoruz. Aksi takdirde eğer bu anlaşma Meclis’ten geçerse biz Doğu Türkistanlılar gidip kendimizi Külliye’nin önünde yakarız. Aksi takdirde Hepimizi Çin’e iade etsinler, biz şehid edilen kardeşlerimizle birlikte gitmeye razıyız” ifadelerini kullandı.
haber: enpolitik