Türkistan Dostu Sivil Toplum Teşkilatları Platformu’ndan yapılan açıklamada, ‘Doğu Türkistan davası’nın, Türkiye için Kerkük ve Kırım gibi partiler üstü, ortak milli bir dava olduğu vurgulanarak, TBMM’ye ‘iade anlaşmasını on
Türkistan Dostu Sivil Toplum Teşkilatları Platformu tarafından yapılan açıklamada, Doğu Türkistan davasının siyasi polemik malzemesi olarak kullanılmasının Uygurları üzdüğü ifade edilerek, “TBMM’Yİ Uygurlara sahip çıkmaya, devletimizi Uygurları vatandaşlık vererek koruma altına almaya davet ediyoruz” çağrısında bulunuldu.
“Doğu Türkistan Davası, Kerkük, Kırım gibi Türkiye’nin partiler üstü, ortak milli davasıdır” denilen açıklamada, “Her ne kadar Çinlilerle imzalanacak anlaşma, suçluların iadesini öngören rutin bir hukuki belge olsa da, yoruma açık maddeler içeren bu anlaşma, Türkiye’ye sığınan Uygurları endişeye sevk etmektedir” ifadelerine yer verildi.
Açıklamada şu ifadeler kullanıldı:
Son günlerde “Türkiye ile Çin Arasında Suçluları İade Anlaşması” dolayısıyla Doğu Türkistan sorununun siyasi arenada sıkça dile getiriliyor olması, diasporadaki Türkistanlıları memnun ediyor olsa da, Doğu Türkistan davasının siyasi polemik malzemesi olarak kullanılması da ülkemize sığınan Türkistanlıları derin bir üzüntüye sevk etmektedir.
'DOĞU TÜRKİSTAN'A SAHİP ÇIKMAK TÜRKİYE'NİN MİLLİ DAVASIDIR'
Doğu Türkistan Davası, Kerkük, Kırım gibi Türkiye’nin partiler üstü, ortak milli davasıdır. Doğu Türkistan davası, Çin’in insafına terk edilmeyecek kadar, Türklüğün milli davasıdır. Doğu Türkistan’da son yıllarda artan insan hakları ihlalleri karşısında Türkiye’deki bütün siyasi kurumların aynı safta yer alması dini ve milli bir görevdir.
'İADE ANLAŞMASI UYGURLARI ENDİŞEYE SEVK EDİYOR'
Her ne kadar Çinlilerle imzalanacak anlaşma, suçluların iadesini öngören rutin bir hukuki belge olsa da, yoruma açık maddeler içeren bu anlaşma, Türkiye’ye sığınan Uygurları endişeye sevk etmektedir. Çünkü Çin Hükümeti’nin “ısmarlama iftira” ve “keyfi suçlamalar” ile bu anlaşmaya dayanarak Uygurların iadesinin talep edileceği düşünülmektedir.
Çünkü Çin Hükümeti’ne göre; Türkiye’ye sığınmış olmak, Çin’e geri dönmeyi ret etmek bölücülüktür, Pan-Türkist bir harekettir. Dolayısıyla Çin Hükümeti’ne göre bunları yapan her Uygur, potansiyel suçludur ve beyni zehirlenmiş, cezalandırılması gereken bir teröristtir.
'TÜRKİYE ANLAŞMAYI ONAYLAMADAN BİLE 10 UYGUR GÖZALTINA ALINDI'
Nitekim henüz Türkiye tarafından anlaşma onaylanmamış olmasına rağmen 19-21 Ocak tarihleri arasında İstanbul’da 10’nun üzerinde Uygur Türkü evlerine baskın yapılarak göz altına alınmıştır.
Gözaltına alınma esnasında polislerin evdeki masumlara “bunları medyaya anlatırsanız sizi Çin’e iade ederiz” diye gururu zedeleyici şekilde gözdağı vererek tehdit etmeleri Uygurların iade edilme endişelerinde haklı olduklarını göstermektedir.
'TBMM'NİN SESSİZLİĞİ TEDİRGİN EDİYOR'
Uluslararası hukuku hiçe sayan, keyfine göre yorumlayan ve her türlü yargısız infazların yapıldığı Çin gibi bir ülkeden kaçarak vatan diye sığındıkları Türkiye’de yargısız infaza tabii tutularak tehdit edilmeleri ülkemizdeki Uygurları haklı olarak tedirgin etmektedir. TBMM’nin bu anlaşmayı yorumlamaktan kaçarak sessiz kalması da, tedirginliği korkuya dönüştürmüştür.
'SESSİZ KALMAK HAKSIZLIĞA BOYUN EĞMEKTİR'
Hak ve özgürlükleri hiçe sayan, uluslararası hukuku Komünist Partisi prensiplerine göre yorumlayan Çin yönetiminin koronavirüs aşılarını ve ticari yatırımları öne sürerek bu iade anlaşmasını imzalatmak suretiyle, Türkiye’yi haksızlığın bir parçası olmaya zorladıkları görülmektedir.
Bu anlaşma ile, hem Uygurlar hem de Türkiye üzerinde psikolojik baskı kurmayı hedefleyen Çin gerçeği ortada iken, binlerce kardeşimizi korku içinde yaşamaya sevk edecek böyle bir anlaşmayı onaylamak, zulüm karşısında sessiz kalmak, haksızlığa boyun eğmek demektir.
'ANLAŞMANIN ONAYLANMASI TARİHE KARA BİR LEKE OLARAK GEÇER'
Mazlumların, soydaşların çeşitli bahanelerle teslim edilme ihtimalini içeren ve hukukçulara göre keyfi yoruma açık olan; 2/1798 Esas No.lu ve 456088 evrak no.lu “Türkiye Cumhuriyeti ile Çin Halk Cumhuriyeti Arasında Suçluların İade Edilmesi Anlaşması”nın onaylanması, Türkiye açısından tarihe kara bir leke olarak geçecektir.
'MİLLETVEKİLLERİNİN HAYIR OYU VERECEĞİNE İNANIYORUZ'
Türkistan dostu STK temsilcileri olarak, bizleri temsil eden değerli milletvekillerimizin bu anlaşmaya HAYIR OYU vereceklerine inanıyoruz. Türk milletinin de Devletimizden, Milletvekillerimizden beklentisi budur.
Devletimiz, öncelikle istisnai vatandaşlık vererek Türkiye’de ikamet eden Uygur kardeşlerimizi koruma altına almalıdır. Cumhurbaşkanlığı forsunda temsil edilen Uygur muhacirlerine sahip çıkarak korkularını gidermek, Türk Devleti’nin insani, vicdani olduğu kadar tarihi, dini ve milli bir görevidir.