Profesör Gözler, Boğaziçi'nin yeni fakültelerini yorumladı: Yardımcılarını böyle atayacak

Profesör Gözler, Boğaziçi'nin yeni fakültelerini yorumladı: Yardımcılarını böyle atayacak

Prof. Dr. Kemal Gözler Boğaziçi Üniversitesi'ne iki yeni fakülte kurulmasını değerlendirdi: Muhtemelen bu kadrolar hiç şaşırmayacağımız öğretim üyeleriyle doldurulacak. Rektör Bulu da, nihayet ihtiyacı olan Rektör yardımcıları

Hukuk profesörü Kemal Gözler, Boğaziçi Üniversitesi'ne hukuk ve iletişim fakülteleri kurulmasını değerlendirdi.

Profesör Kemal Gözler, Cumhurbaşkanı kararıyla, Boğaziçi Üniversitesi'ne hukuk ve iletişim fakülteleri kurulmasını değerlendirdiği yazısında, 'Pek muhtemelen önümüzdeki günlerde Boğaziçi Üniversitesi Hukuk ve İletişim Fakülteleri için dışarıdan dekanlar atanacağını ve derhal bu fakülteler için öğretim üyesi kadroları ilân edileceğini göreceğiz. Yine pek muhtemelen bu kadrolar hiç şaşırmayacağımız öğretim üyeleriyle doldurulacak. Yine pek muhtemelen göreceğiz ki, Boğaziçi Üniversitesinin yetkili kurulları, işte bu yeni atanmış öğretim üyelerinden oluşturulacaktır. Haliyle saygıdeğer Rektör Bulu da, nihayet ihtiyacı olan Rektör yardımcılarını ve danışmanlarını bu yeni öğretim üyeleri arasından atayabilecektir' dedi.

'HUKUK FAKÜLTESİ BU ÜNİVERSİTENİN RUHUYLA BAĞDAŞMAZ'

Prof. Gözler, 'Yeni bir hukuk fakültesine ihtiyaç var mıydı' sorusunu da yanıtlarken, 'Türkiye’nin de, İstanbul’un da yeni bir hukuk fakültesine ihtiyacı yoktur. Türkiye’de bir hukuk fakültesinin olma ihtimalinin en düşük olduğu iki üniversite, hiç şüphesiz ki, Boğaziçi Üniversitesi ve ODTÜ’dür. Bu iki üniversiteye hukuk fakültesi kurmak, bu üniversitelerin varlık sebebiyle ve ruhuyla bağdaşmaz. Zaten muhtemelen bu sebeple, ülkemizin eski üniversiteleri arasında yer alan bu iki Üniversitemizde bugüne kadar bir hukuk fakültesi kurulmamıştır. Hâlâ belki Boğaziçi Üniversitesinde hukuk fakültesi iyi niyetle kurulmuştur diye düşünenler var ise, onlara şunu söylemek isterim: Önümüzdeki günlerde Boğaziçi Üniversitesi Hukuk Fakültesine yeni atanan öğretim üyelerinin kimler olduğunu görünce bu konuda tereddüdünüz kalmayacaktır' ifadesini kullandı. 

'Önümüzdeki günlerde Boğaziçi'ne ilahiyat fakültesi kurulursa şaşırmam' diyen Gözler, şöyle devam etti: 

'Türkiye’de 2019 yılı itibarıyla 99 adet ilâhiyat veya İslâmî ilimler fakültesi var. İlâhiyat fakültesi kurulmamış az sayıdaki devlet üniversitelerimizden biri Boğaziçi Üniversitesidir. İlâhiyat fakültelerimiz Türkiye’de muazzam bir gelişme ve yayılma içinde olan fakültelerdir. Bu konuda benim 3 Kasım 2019 tarihinde yayınladığım ve pek çok istatistiksel veriyi içeren “İlâhiyat Nereye Gidiyor?” başlıklı makaleme bakılabilir [4]. Kurulduğu her üniversiteyi olağanüstü bir gelişim içine sokan ilâhiyat fakültelerinin bu değerli katkısından Boğaziçi Üniversitesini mahrum bırakmamak gerekir.

'HAKİMİYET İÇİN BUNLAR YETMEZSE İKİYE BÖLÜNÜR'

Boğaziçi Üniversitesi üzerinde tam bir hâkimiyet kurulması için bunlar da yetmez ise bu Üniversite, pek muhtemelen, önümüzdeki günlerde, ikiye bölünecektir. Her birinde de tekrar yeni fakülteler kurulacak ve her birine de yeni rektörler, yeni dekanlar ve yeni öğretim üyeleri atanacaktır.

Bunlar benim hayalimden uydurduğum şeyler değil. Bunların hepsinin geçmişte pek çok üniversitede yapıldığına şahit olduk. İktidarın üniversitelere hâkim olma sürecinde kullandığı çeşitli taktikler vardır. Bu taktiklerin uygulanmasına Boğaziçi Üniversitesinde daha yeni başlanmıştır. Bugün Boğaziçi Üniversitesinde yapılanların hepsi geçmişte Türkiye’de diğer üniversitelerde aynen yapılmıştır.'

'İKTİDAR DÖRT SAFHALI BİR PLAN DAHİLİNDE HAKİMİYET KURDU'

'Türkiye’de üniversiteler birden bire değersizleşmedi. İktidar, önceden ve ustaca hazırlanmış 'dört safhalı bir plan' dahilinde üniversiteler üzerinde, adım adım hâkimiyet kurdu.

Bu dört safhalı plan konusunda, okuyuculara, anayasa.gen.tr'de 28 Ocak 2021 tarihinde yayınlanan 'Kurbağa Manastırı' isimli yazıyı sabırla ve dikkatle sonuna kadar okumalarını tavsiye ederim. 

Ülkemiz maalesef akademinin değersizleştirilmesi sürecinden geçti. Bu sürecin neredeyse tamamına yakını tamamlandı. Boğaziçi Üniversitesi bu sürecin son örneklerinden biridir.

Maalesef Türkiye’de akademi bitmiştir.'

kaynak: karar