Cumhurbaşkanı Erdoğan’a hakaret edenlere ceza üstüne ceza yağarken Gelecek Partisi Genel Başkan Yardımcısı Selçuk Özdağ’ı öldüresiye dövenlerin serbest bırakılması tartışma konusu olmaya devam ediyor.
Selçuk Özdağ’a saldıran 5 kişinin serbest bırakılmasına tepki gösteren CHP’li Başarır, AK Parti’li bir siyasinin başına gelseydi yargını başka karar vereceğini savunarak, 5 yılda ‘Cumhurbaşkanına hakaretten’ 9 bin 556 kişiye ceza verildiğini hatırlattı.
CHP Mersin Milletvekili Ali Mahir Başarır, Gelecek Partisi Genel Başkan Yardımcısı Selçuk Özdağ’a saldıran 5 kişinin serbest kalmasına tepki göstererek, aynı durumun AK Partili bir siyasetçinin başına gelmesi durumunda yargını başka bir karar vereceğini savundu. Başarır, sadece 5 yılda ‘Cumhurbaşkanına hakaretten’ 9 bin 556 kişiye ceza verildiğini açıkladı.
“(Selçuk Özdağ’a saldıran) Bu kişiler hakkında bir işlem yapılmazken, ülkemizin iki güzide sanatçısına suç unsuru bulunmayan sözlerinden ötürü ‘Cumhurbaşkanına Alenen Hareket’ suçuyla dava açılıyor. Burada adalet terazisi, ne yazık ki iktidar ve küçük ortağı için ağır basıyor.
Erdoğan’a hakaretten binlerce kişiye cezaCumhurbaşkanına hakaret suçundan 1994-2014 yılları arasında 1279 sanıktan 386 vatandaşa mahkumiyet verilirken, Tayyip Erdoğan’ın cumhurbaşkanı olduğu 2014 tarihinden 2019 yılına kadar geçen süreçte ise 27 bin 717 kamu davası açılmış, 29 bin 839 kişi yargılanmıştır.
Bu sanıklardan 9 bin 556’sı ise mahkumiyet kararı almıştır. Buradan da anlaşılacağı üzere, AK Parti Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan döneminde ‘hakaret’ suçlamasıyla yargılanan ve ceza alanların sayısı binlerle ifade edilecek oranda artış gösterdi. Bu durum; ülkemizde bize yargının siyasallaştığını ve iktidarın halkımıza ve muhalefete yargı eliyle gözdağı verdiğini gözler önüne sermektedir. AK Parti Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan döneminde açılan cumhurbaşkanına hakaret davaları, önceki Cumhurbaşkanlarımız dönemiyle kıyaslanmayacak derecede artış göstermiştir. Bu durum, vatandaşlarımız ve güzide sanatçılarımız üzerinde mevcut iktidarın baskıcı, sindirici, korkutucu anlayışının bir göstergesi olmuştur.”