Çin'in Doğu Türkistan'daki Uygur Türklerine yönelik uyguladığı baskı ve şiddete tepki çığ gibi büyürken, toplama kamplarınından kurtulan Ömerbek Ali yaşadıklarını anlattı: 16-40 yaş arasındakiler yok oluyordu, 7 ay boyun
2017 yılında Çin polisi tarafından 'terör' iddiasıyla gözaltına alınan, ardından toplama kampına konulan Ömerbek Ali, İndependent Türkçe'ye konuşarak 8 ay boyunca kampta yaşadıklarını anlattı. Ali, hala kampta şahit olduklarının etkisinde olduğunu söyledi.
1976'da Doğu Türkistan'ın Turfan ilinde doğan Ali, Uygurlara yönelik devam eden baskılardan kaçarak 2006'da Kazakistan'a göç etti. Burada tekstil ve nakliye gibi farklı iş kollarında çalışarak para kazandığını söyleyen Ali, toplama kampına giden süreci şu sözlerle ifade etti:
'2017'de Kazakistan EXPO organize edilecekti. Öncesinde bir Çin şirketi ortaklık teklif etti ve toplantı için Urumçi'ye davet etti. 2 günlük toplantının ardından ailemi ziyaret etmek istedim. 26 Mart'ta polisler eve geldi ve kafama çuval geçirerek beni tutukladı.'
'ORGANLARIMI ALACAKLAR DİYE ÇOK KORKTUM'
Çin'in terörist olarak nitelendirdiği kişileri kaçırmakla itham edilen Ali, yakalanıp toplama kampına götürüldükten sonra yaşadığı anları şu sözlerle anlattı:
'Önce iç organlarım muayene edildi. Daha sonra göz muayenesi yapıldı. Ben o zaman 'Acaba organlarım mı alınacak' diye bir korkuya kapıldım. Hala o korku içimden gitmedi. Kamptaki koğuşlarda 35-45 arası kişi kalıyorduk. 16 ila 40 yaş arasındakiler çoğunlukla yok oluyordu. Kayboluyorlardı. Kampta, sabaha karşı kalktıktan sonra 'kızıl şarkılar' denilen, komünizmi, Çin başkanını, ÇKP'yi öven şarkılar söyletilirdi. Duvarlara bakarak Çin marşı okutulurdu. 7 kilo ağırlığındaki zincirle ellerim ve ayaklarımdan bağlandım. Bu zincirler 7 ay 10 gün boyunca hiç çıkarılmadı.'
EĞİTİM KAMPI İDDİASI YALAN
Çin'in eğitim kampları olarak nitelendirdiği toplama kamplarının insanlara zulmetmek için kurulduğunu ifaden eden Ali, burada insanların sahip olduğu bütün alışkanlıkların değiştirilmeye çalışıldığını söyledi.
Ali, 'Oralara ‘eğitim kampları' diyorlar ama ben üniversite mezunuyum. Benim dışımda avukatlar, işadamları, öğretmenler, sanatçılar tutuluyor. Bu eğitimlere ihtiyacımız yok. Orası bir eğitim kampı değildir dedi.
Toplama kampında tutulduğu 8 ay boyunca ailesinden hiç kimseyle görüştürülmediğini söyleyen Ali, daha önce birçok kez Kazakistan Dışişleri Bakanlığı'na akıbetiyle ilgili başvuruda bulunduğunu belirtti.Bu vesileyle Kazakistan Büyükelçiliği ve Urumçi Konsolosluğu'ndan 2 kişinin kendisini ziyaret ettiğini dile getiren Uygur Türkü Ali, 'Onlarla 1 saat görüştüm. Görüşmeye giderken ayağım ve elimdeki zincirleri çıkarttılar ve normal kelepçe taktılar. Görüşmeye giderken 'neden bunları çıkartıyorsunuz', zincirlerle görüneyim dediğim zaman ‘olmaz' dediler. Kelepçeyle gittim, görüşme bittikten sonra yine zincire vurdular' ifadelerini kullandı.
TOPLAMA KAMPLARINDAKİLER İNSAN OLMAYI UNUTUYORLAR
'Orada insan, insan olduğunu unutuyor. Sizin kendi iradenizle yapabileceğiniz hiçbir şey yok. Robot gibisiniz. Size ne komut verilirse onu yaparsınız. Oradaki hayatı tasavvur etmek çok zor. Hayvandan beter şekilde horluyorlar' diyen Ali, sözlerini şöyle sürdürdü:
'Orada en çok, 3 çocuğumun nerede nasıl öldüğümü bilememesinden endişelendim. Eğer buradan sağ-salim çıkabilirsem buradaki zulmü bütün dünyaya anlatmaya kendime söz verdim. Eşimin, akrabalarımın BM'ye ve diğer kuruluşlara başvurması sonucu, Kazakistan vatandaşı olduğum Çin beni bırakmak zorunda kaldı. Eğer Çin vatandaşı olsaydım çıkmam mümkün değildi. Allah'a şükür dışarı çıkabildim ve buradaki zulmü dünyaya anlatabiliyorum. Her fırsatta zulmü anlatmaya çalışıyorum.
'BABAMI GÖZLERİMİN ÖNÜNDE ŞEHİT ETTİLER'
Ali, toplama kamplarında yaşadıklarımı anlatmaması için babasını da kampa attıklarını ve orada şehit ettiklerini söyledi. Ali yaşadığı bunca zorluğa rağmen, 'Bunlar benim anlatmama engel olamayacak. Kampta öğrendiğim 3 şey var. Biri nasıl bir insan olmak, düşmanının karşısında nasıl durabilmek ve adam gibi adam olmak.' diye konuştu.
ÇİN EĞİTİM KAMPLARI OLARAK NİTELENDİRİYOR
Çin'in uygulamaya soktuğu toplama kamplarını kamuoyunun gözünden kaçırmak için 'Yeniden eğitim merkezleri' ya da 'Aşırılıkları önleme ve meslek edindirme kursları' olarak isimlendiriyor.
Birleşmiş Milletler raporlarına göre en az 1 milyon Uygur'un toplama kamplarında tutulduğunu belirtti. Ancak Uygurlar bu rakamın çok daha üstünde olduğunu iddia ediyorlar.