Pew Araştırma Merkezi'nin Amerikalıların Çin hakkındaki görüşlerine ilişkin yaptığı anket, ortak paydanın insan hakları olduğunu ortaya koydu. Her yüz Amerikalıdan üçü Çin hakkında ne düşündükleri sorulduğunda “Uygurlara
Amerikalıların Çin hakkındaki görüşlerine ilişkin yeni bir Pew Araştırma Merkezi anketi yayımlandı. Ankete göre, Amerikalıların Çin hakkındaki görüşleri son yıllarda kötüleşti.
İNSAN HAKLARI İLK SIRADA
Peki Amerikalıların Çin hakkındaki olumsuz görüşlerinin altında ne var? Pew Araştırma Merkezi, bunu öğrenebilmek için Amerikan Eğilimler Paneli üyelerinden Çin denilince akıllarına ilk gelenleri kendi sözleriyle söylemeleri istendi. Gelen 2 bin 10 yanıt analiz edildi. Bu yanıtların çoğu birden fazla konuya değindi. Bu nedenle herhangi bir kişinin bahsettiği ilk beş şey ankette gösterildi. Amerikalılar yanıtlarında nadiren Çin halkını veya ülkenin uzun tarihini ve kültürünü gündeme getirdi. Bunun yerine, esas olarak Çin hükümetine, Çin'in politikalarına veya uluslararası alanda nasıl davrandığına ve ekonomisine odaklandılar.
Genel olarak, beş ABD'li yetişkinden biri Çin'i düşünürken oranlarıyla birlikte şunlardan bahsetti:
İnsan hakları %20 Ekonomi %19 Siyasi Sistem %17 Tehdit %13 ABD-Çin ilişkisi %1210 AMERİKALIDAN 9'U KISITLANMIŞ ÖZGÜRLÜKLERDEN BAHSETTİ
Amerikalıların genel olarak olumsuz sıfatlardan çok daha fazla yararlandıkları görüldü. İnsan hakları konusunda bazı Amerikalılar, Çin hükümetinin halkına kötü davrandığı yönünde görüş bildirdi. Yaklaşık her on Amerikalıdan biri (yüzde 9), sansür, protesto edememe veya din özgürlüğünün olmaması şeklinde kısıtlanmış kişisel özgürlüklerin özellikle altını çizdi.
Örneğin 45 yaşındaki bir kadın, Çin'in 'halkının egemenliğini ve tam kontrolünü sürdürmek için halkını sınırlayan ve tüm özgürlüklerini kısıtlayan bir ülke' olduğunu söyledi.
ÇİN'İN UYGURLARA UYGULADIĞI ZULÜM 'SOYKIRIM' OLARAK ANKETE YANSIDI
Amerikalıların küçük bir kısmı (yüzde 3), Çin hükümetinin Çin'in kuzeybatısındaki bir bölge olan Doğu Türkistan'da etnik azınlık grubu olan Uygur halkına yönelik muamelesinden açıkça bahsetti. Bazı katılımcılar konuyu tartışırken 'soykırım' - şimdi ABD hükümeti tarafından da kullanılan bir terim - veya 'toplama kampları' gibi belirli terimler kullandı.
CUMHURİYETÇİLER VE DEMOKRATLAR BÜYÜK ÖLÇÜDE ANLAŞTI
Cumhuriyetçiler ve Cumhuriyetçi eğilimli bağımsızlar, yanıtlarında insan haklarından bahsetme oranları en az Demokratlara yakındı. Bu oran yüzde 21'e yüzde 22 olarak gerçekleşti. Cumhuriyetçiler ve Demokratlar da geniş çaplı ankette insan haklarıyla ilgili diğer sorular üzerinde büyük ölçüde anlaştılar.
'Amerikalılar Çin'i düşündüğünde akla ilk insan hakları ve ekonomi geliyor' başlıklı grafik
Taraflar arasındaki genel uyuma rağmen, bazı Amerikalıların insan hakları endişelerini gündeme getirme olasılığı diğerlerinden daha fazlaydı. Örneğin, ABD'nin Çin'de insan haklarını teşvik etmeye çalışması gerektiğini söyleyenler -ekonomik ilişkiler pahasına bile olsa- ekonomik ilişkilere öncelik verenlerin açık uçlu cevaplarında insan haklarından bahsetme olasılıklarının üç katından fazlaydı. Bu oran yüzde 27'ye yüzde 7 olarak ankete yansıdı.
HABERLERİ TAKİP EDENLER ETMEYENLERDEN 2 KAT FAZLA İNSAN HAKLARINI VURGULADI
Haberleri 'her zaman' ve 'çoğu zaman' takip ettiğini söyleyenlerin Çin'i düşünürken akıllarına ilk olarak insan hakları gelmesinin oranı yüzde 23 olurken, haberleri daha az takip edenlerin insan haklarından bahsetme oranı yüzde 11 olarak gerçekleşti. Bu oran haberleri takip ettiklerini söyleyenlerin 2 katına denk geliyor.
'ÜRETİM MERKEZİ' OLARAK TANIMLADILAR
Çin'i düşünürken ekonomiden bahseden Amerikalıların kabaca beşte biri, ülkeyi bir üretim merkezi olarak tanımladı. Bu kişiler Çin'de üretilen ürünlerin kalitesini vurguladı veya ticaret politikaları, çalışma koşulları, fikri mülkiyet dahil ekonominin diğer yönlerini tartıştı. Çin’in kapsamlı ekonomik büyümesini vurguladı.
Örneğin 28 yaşındaki bir adam, 'Çin’in başarıları inkar edilemez. Çin halkının yaşam kalitesi, son elli yılda önemli ölçüde arttı' derken, diğerleri, Çin’in 'hızla genişleyen ekonomik sistemini', 'Çin'de üretilen' ürünlerin her yerde bulunmasını veya Çin ekonomisinin dünyanın en büyük ekonomilerinden biri olduğu gerçeğini tanımladı.
'ÇOCUK İŞÇİLİĞİ' FARKINDALIĞI
Yine de diğer yanıtlar, 'Çin ürünlerinin genellikle ucuza üretildiği ve daha erken başarısız olduğu' görüşü ve 'Çin mallarının köle işçiliğiyle yapıldığı' veya 'çocuk işçiliğiyle yapıldığı' görüşü gibi Çin ekonomisine ilişkin bazı karanlık görüşleri karakterize etti.
DEMOKRATLAR, CUMHURİYETÇİLERDEN DAHA ÇOK EKONOMİDEN BAHSETTİ
Demokratların Çin'i düşünürken ekonomik konulardan bahsetme olasılıkları Cumhuriyetçilere göre daha yüksek oldu. Bu oran yüzde 24'e karşı yüzde 15 olarak gerçekleşti. Hem Cumhuriyetçiler hem de Demokratlar, çeşitli ekonomik alt konular arasında her şeyin 'Çin'de üretildiği' fikrinden sıklıkla bahsetti.
'Çin'i düşündüklerinde hem Cumhuriyetçilerin hem de Demokratların aklına insan hakları geliyor' başlıklı grafik
10 KİŞİDEN BİRİ 'DİKTATÖRLÜK' TERİMİ KULLANDI
Amerikalıların yaklaşık altıda biri yani yüzde 17'si Çin'i düşündüklerinde siyasi sisteme veya Çin hükümetine işaret etti. Yaklaşık her on kişiden biri (yüzde 8) ülkeyi 'totaliter', 'otokratik' veya 'diktatörlük' gibi bir terim kullanarak tanımladı. Başka bir yüzde 8 ise, sistemi “komünist” olarak tanımladı veya Çin Komünist Partisine (ÇKP) açıkça atıfta bulundu.
57 yaşındaki bir adam, böyle bir hükümet altında yaşamanın nasıl bir şey olacağına dair kasvetli bir görüş sunarak, şunları söyledi: 'Korkunç yollarla nüfusunu izleyen bir yer. Orada hayat harika eğer devlet için çalışan bir otomat olmayı arzuluyorsanız. Aksi takdirde, yozlaşmış, boğucu, totaliter bir toplumdur. '
'DÜNYA HAKİMİYETİ İSTİYORLAR'
Çin'i küresel bir tehdit olarak tanımlayanlar arasında, çoğu basitçe 'dünya hakimiyeti istiyorlar' gibi şeyler söyledi. Cumhuriyetçilerin Çin'den bir tehdit olarak bahsetme olasılıkları Demokratlara göre yaklaşık iki kat daha fazlaydı. Grafiklere yansıyan oranlar Cumhuriyetçiler için yüzde 18 olurken Demokratlar için yüzde 10 olarak gerçekleşti.
YÜZDE 4 ÇİN'İ ABD İÇİN TEHDİT OLARAK GÖRÜYOR
Soru özellikle insanlardan Çin'i düşünmelerini istese de, bazı katılımcılar cevaplarında ABD-Çin ilişkisinden bahsetti. Yirmide biri (yüzde 5), ABD'nin imal edilmiş ürünler için Çin'e bağımlı olduğunu, Amerika'nın borcunun Çin tarafından tutulduğunu veya Çinli işletmelerin Amerikalılara zarar verdiği kavramları dahil olmak üzere Çin ekonomisinin ABD üzerindeki etkisinden bahsetti. Benzer bir pay (yüzde 4), Çin'i ABD için genel bir tehdit olarak nitelendirdi.
Örneğin 74 yaşındaki bir kadın, 'Çin'in ABD'ye girdiğini düşünüyorum ve onlarla uğraşırken temkinli olmalıyız' dedi.
'AÇ GÖZLÜ, BELA, KORKUTUCU, BENCİL'
Daha geniş ankette, katılımcıların yüzde 53'ü Çin'deki iş kayıplarını çok ciddi bir sorun olarak tanımladı ve yüzde 43'ü ticaret açığı için aynı şeyi söyledi. Çin hakkında genel olarak olumsuz sıfatlar sunan katılımcıların yüzde 12'si ülke hakkında ne düşündükleri sorulduğunda “açgözlü”, “bela”, “korkutucu” ve “bencil” gibi terimler kullandı.
Ankete yansıyan olumlu sıfatlar daha az. Olumlu açıklamalarda bulunanların bazıları Çin'in önemli kültürünün veya uzun tarihinin altını çizdi. Örneğin, 72 yaşındaki bir adam 'Çin fantastik ilginç bir yer' derken, 29 yaşındaki başka bir adam ise 'Güzel ve kültürel açıdan zengin bir dünya gücü' olarak tanımladı.
ÇİN SEDDİ, ÇİN YEMEKLERİ VE PANDALAR...
Olumlu tanımlamalar kategorisi Çin Seddi, Çin yemekleri ve pandalardan - seyrek de olsa hepsinden bahsedildi - tüm sözlerini kapsıyordu. Bu arada, neredeyse her on Amerikalıdan biri (yüzde 7) Çin'i düşündüklerinde Kovid-19'dan bahsetti. Az sayıda katılımcı ise (yüzde 1) koronavirüsün kökeninin Vuhan'da, ıslak pazarlarda veya ülkedeki yarasalarda olduğunu tartıştı. Bir diğer yüzde 2, virüsün hatalı olduğunu ve ülkenin bunu dünyanın geri kalanına yeterince hızlı bir şekilde söylemediğini belirterek, Çin'i suçladı. Yine de yüzde 1, virüsün bir Çin laboratuvarında biyolojik silah olarak kullanılmak üzere kasıtlı olarak yapıldığını belirtti. Katılımcılardan birkaçı Çin'in virüsü nasıl ele aldığına hayran olduklarını ifade ettiler.
74 yaşındaki bir adam, “Bir yıl önceki virüs büyümesine rağmen, virüsün yayılmasını durdurmak için ne kadar hızlı hareket ettiklerinden çok etkilendim. Büyük şehirleri kapattılar, birkaç gün içinde hastaneler inşa ettiler, Amerika'da maskeleme, uzaklaşma vb. gibi uygulamamız gereken yönergeleri izlediler. Bundan daha hızlı çıktılar' dedi.
YÜZDE 3 BIDEN'DAN BAHSETTİ
Yanıtlarda daha az sıklıkla bahsedilen konular arasında yüzde 5 ile Çin nüfusunun büyüklüğü, yüzde 4 ile çevresel etkisi ve kirliliği yer aldı. Katılımcıların yüzde 3'ü ise Çin üzerine düşünmeleri istendiğinde Başkan Joe Biden'dan bahsetti. Bu yorumlar neredeyse tamamen Cumhuriyetçiler tarafından yapıldı ve Biden'ın bir şekilde Çin tarafından kontrol edildiği veya 35 yaşındaki bir kadının söylediği gibi Çinlilerin 'Biden’ın kukla iplerinden en az 3 veya 4 tanesini tuttuğu' fikrini ortaya attı.
ÇİNLE BAŞA ÇIKMADA BIDEN'A GÜVEN YÜZDE 53
Amerikalıların yüzde 53'ü Çin ile etkili bir şekilde başa çıkma konusunda Biden'e güvendiklerini söyledi. Anket yüzde 83 ile Demokratlar'ın kendinden emin ve Cumhuriyetçiler'in yüzde 19 ile emin olduğunu gösterdi. Bu da aralarındaki farkın yüzde 64 olduğunu ortaya koydu.
kaynak: karar