Çin Dışişleri Bakanı ile Türk Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu'nun Ankara'da buluşması öncesinde Türkiye'de yaşayan Uygur Türkleri Çin Başkonsolosluğunun önünde gösteri düzenledi. Ankara’da düzenlenen protesto
Gösteriye destek veren Gelecek Partisi Genel Başkanı, 24-25-26. Dönem Manisa Milletvekili Gelecek Partisi Sivil Toplum ve Halkla İlişkiler BaşkanıDoç. Dr. Selçuk Özdağ, Çin Konsolosluğu’nun önünden Çin ve Türkiye Dışişleri Bakanlarına seslendi.
Türkistan’da bir insanlık ayıbı ve dramının yaşandığını, Uygur, Kazak ve Kırgız Türkleri’nin yaşanan hak ihlallerini her fırsatta, her platformda haykırdıklarını dile getiren Özdağ, “Biz Çin’den ne istiyoruz?” diye sordu ve Çin’den beklenenleri şöyle sıraladı:
“Çin büyük bir devlet. 1 milyar 390 milyon nüfusa sahip. Ekonomik olarak da bir güç. Bu büyük devlet, büyük devletse eğer anayasasına uymak mecburiyetindir. Bir Çinli Çin’de hangi haklara sahipse Doğu Türkistan’da yaşayan gerek Müslümanlar gerek Kazak Türkleri, Kırgız Türkleri, Uygur Türkleri de aynı haklara sahip yaşamalıdırlar.
Dillerinde, dinlerinde ve inançlarında özgür bir şekilde hayatlarını sürdürmelidirler.
Gördüğümüz üzere Çin hükümeti tüm insanlık ayıbı, işkence ve asimilasyon iddialarına karşı sessiz kalıyor, kapılarını dünyaya açmamakta ısrar ediyor. Biz buradan Türkiye Cumhuriyeti Devleti hükümetini ziyaret eden Çin Dışişleri Bakanına sesleniyoruz: Sizler, Çin’in kapılarını açın! Sizler Doğu Türkistan’ın kapılarını açın!”
Konuya hassasiyeti bulunan dünyadaki tüm partilerin, aktivistlerin, gazetecilerin, televizyoncuların, insan hakları örgütlerinin Çin’e giderek iddiaları yerinde incelemesinin önemine bir kez daha değinen Özdağ, eğer iddialar doğru değilse ‘gelin kapıları açın ve bunları çürütün, biz de özür dileyelim ’ dedi.
Çin’e “Samimi değilsiniz! Kapılarınızı açmıyorsunuz! Sizin sözlerinize inanmıyoruz!” diye seslenen Özdağ, “Türkiye’de Doğu Türkistanlı kardeşlerimiz aylardır meşru, hukuki, ahlaki, izinli eylem yapıyorlar. ‘5 yıldır Doğu Türkistan’da yaşayan annemizden, babamızdan, kız kardeşimizden haber alamıyoruz’ diyorlar. Teknolojinin zirvede olduğu 21. yüzyılda bu insanlar neden iletişim kuramıyorlar. Çünkü siz Çin Hükümeti samimi değilsiniz, demokrat değilsiniz, şeffaf değilsiniz. Şeffaf olmayıp sonra da Batı Dünyası’nın ülkenize operasyon düzenlediğini iddia ediyorsunuz! Çürütün tüm iddiaları o halde, o bahsettiğiniz operasyonlar ortadan kalksın” dedi.
“TÜRKİYE CUMHURİYETİ DEVLETİ BİR KABİLE DEVLETİ DEĞİLDİR”
Çin Dışişleri Bakanı ile görüşen Türk Dışişleri Bakanı’na da seslenen Özdağ, ‘Suçluların İadesi Anlaşması’nı hatırlattı. Anlaşmanın şuan için Dışişleri Komisyonu’nda olduğunu kaydeden Özdağ, anlaşmanın Genel Kurula getirilmemesi gerektiğinin ise altını çizdi. Bu anlaşmadan önce Çin’in İnsan Hakları Evrensel Beyannamesi gereğince kapılarını, iddiaları çürütmek üzere dünyaya açması gerektiğini kaydeden Özdağ, “Bu insanlar sudan sebeplerle Çin’e iade edilebilirler. Üçüncü ülkeler kullanılarak bu insanlar Türkiye’den uzaklaştırılıyorlar. TürkiyeCumhuriyeti Devleti aşiret devleti değildir. Türkiye Cumhuriyeti Devleti bir kabile devleti değildir. Anadolu topraklarında bin yıllık, Orta Asya topraklarında 5 bin yıllık bir devlettir. Diyoruz ki; bu insanlar bizim soydaşlarımız, bunlar bizim dindaşlarımız, bunlar bizim kardeşlerimiz ve her şeyden önemlisi insan bunlar insan!” ifadelerini kullandı.
“TÜRKİYE CUMHURİYETİ’NİN ŞEREFİNE UYGUN ŞEKİLDE…”
Çin’in kendisini temize çıkarana kadar hükümetin Doğu Türkistanlı kardeşlerimizi asla yalnız bırakmaması gerektiğini önemle söyleyen Özdağ, “Türkiye Cumhuriyeti Devletinin şerefine, şanına uygun bir şekilde ‘bu insanlar bu toprakların sahibidir’ deyin. Doğu Türkistan ne kadar onlarınsa Türkiye’de o kadar onların” diye konuştu.
İnsan Haklarını çiğneyen devletlerin bugün totaliter veya diktatör devlet olarak anıldığının altını çizen Doç. Dr. Selçuk Özdağ, dünyanın demokrasiye evrildiği bir çağda Çin’in insanlık ayıbını dünyanın taşıyamacağını vurguladı.
haber: enpolitik