Aktaş şunları yazdı: “2020 yılında Türkiye’de banka başına ortalama olarak 1,38 milyar lira kar elde edilirken, Merkez Bankası 43 milyar lira kar ediyor. Tam 31,2 kat fazla… Bankalar, kuşkusuz kar amacıyla faaliyet gösteren birer ticari kuruluş. Peki, ‘temel amacı fiyat istikrarını sağlamak’ olan merkez bankaları neden ve nasıl kar eder, kar etmeli mi? TCMB’nin karında, 2018’den bu yana oldukça yüksek rakamlar dikkat çekiyor. Bu dönem özellikle fiyat istikranın bozulduğu, TL’nin değerinin hızla eridiği ve makro dengelerin kötüleştiği yıllar olarak öne çıkıyor. Senyoraj gelirleri dışında, döviz kurlarının hızla artış gösterdiği dönemlerde parasal sıkılaştırmaya giderek TL borçlanmanın maliyetini yukarı çeken TCMB, ciddi bir faiz geliri de elde ediyor. Döviz alım-satımından (çoğunlukla) oluşan gelirler de yüksek karlılığa katkı veriyor.”
2020 kar-zarar tablosuna göre TCMB’nin ağırlıkla döviz, altın ve menkul kıymet alım-satımlarından oluşan faiz dışı gelirlerinin (142 milyar lira) kabaca faiz dışı giderlere eşit olduğunu belirten Aktaş, “Yabancı para ve altın kaynaklı net gelirleri 42 milyar lira. Komisyon ve hizmet gelirlerinin neti de 4,2 milyar lira. Net faiz geliri ise 38,5 milyar lira seviyesinde ve bir 2019’a göre yüzde 103 artmış. Amacı kar olmayan TCMB, rekor karla geçen yıl açık ara Türkiye’nin kurumlar vergisi şampiyonu olmuştu. 8,5 milyar lira tutarındaki vergi ile bu yılın şampiyonluğu da garanti görünüyor” dedi.