İYİ Parti Lideri Meral Akşener, konuşmasından öne çıkanlar şöyle:
Dar gelirli vatandaşlarımıza destek olun, öğretmenlerimizi öncelikli aşılayın, sağlık ordumuz destek olun morelini yükseltin dedik, ekonomik destek paketleri önerdik ama malesef bir kulaklarından girdi diğerinden çıktı. Onlar gidip Lebaleb kongreler yaptılar sonuç olarak Türkiye şuan korkunç virüs tablosu ile baş başa kaldı.
Kardeşim sen doktor musun? Sen enfeksiyon uzmanı mısın? Böyle uzmanlık isteyen bir konuda kararı neden bilim insanlarına bırakmıyorsun? Böyle ciddiyetsizlik olmaz. Yazıktır, günahtır. Aylardır acilen üç haftalık tam kapanmaya geçin diyoruz. Esnafımızı çalışanlarımızı koruyacak önlemleri alın tam kapanma ile vatandaşlarımızı rahatlatın diyoruz. Bilim bunu söylüyor, işin uzmanları bunu söylüyor sen hâlâ kafana göre takılıyorsun. Ülkeler birer birer Türkiye'ye uçuşlarını durduruyor. Türkiye'nin en önemli gelir kaynağı olan turizm sezonu yaklaşırken milyonlarca çalışanın ekmeğiyle oynadın, mutlu musun? Milletimiz aşı beklerken Libya'ya 150 bin aşı gönderip caka satmaktan utanmıyor musun? Hadi bizi duymazlıktan geliyorsun TTB çıktı üçüncü ve en yüksek zirvedeyiz dedi. Onu da mı duymadınız? İstanbul, Ankara Tabipler Odasını da mı duymadınız. Adana bir yılın sonunda başa döndük dedi, onu da mı duymadınız? Giresun vakalar pik yaptı görmüyorlar mı diye sordu, Samsun tükenme noktasındayız dedi, onları da mı duymadınız? Umurunuzda bile olmadı.
''HİÇ Mİ DUYMADINIZ?''
Adana bir yılın sonunda tam kapanma şart dedi onu da mı duymadınız? Giresun vakalar pik yaptı görmüyorlar mı diye sordu onu da mı duymadınız? Milletimiz canıyla uğraşırken siz başka planların peşindesiniz. Şimdi de çıkıp utanmadan salgının bu noktaya ulaşmasından 84 milyon hepimiz sorumluyuz diyerek suçu milletin üstüne atmaya çalışıyorsunuz.
Kurallara uymayanları ayrı tutuyorum ama hayır bu tablonun sorumlusu milletimiz değil salgını yönetemeyen, aşıyı getiremeyen, milletimizi yokluğa mahkum eden sizsiniz. Suçu milletimizin üzerine yıkıp kaçamazsın sayın Erdoğan. Öyle zora girince kaçıp saklanmak yok. Arşa çıkan vaka sayılarının sorumluluğunu, gelmeyen aşıların sorumluluğunu, o lebalep kongrelerin sorumluluğunu alacaksın. Bu basiretsizliğin, bu umursamazlığın bu beceriksizliğin hesabını ilk seçimde milletimize vereceksin.
Türkiye özgürleşmeden, adalet, hukuk ve huzur olmadan kalkınamaz. Ekonomik sorunlarımızın temelinde milletimizi tehdit partili Cumhurbaşkanı sistemi yatıyor. Yolun sonu göründükçe daha çok hırslanıyorlar. Sayın Erdoğan ve iktidarının önceliğinde milletimizin sorunlarına çözüm üretmek yok.
MALATYA'DAN ALMANYA'YA İLTİCA İDDİALARI
Yetti arkadaş ayıptır günahtır. Bırakın da millet biraz nefes alsın. Bir kere de milletimizin yüzünü nasıl güldürürüz onu konuşalım. Nasıl öldüğümüzü değil nasıl ölmeyeceğiz onu konuşalım. Ama maalesef konuşamazlar, çünkü korkuyorlar, o saray sefalarını kaybetmekten, altlarındaki arabaları kaybetmekten, beş farklı yerden aldıkları maaşlar kesilir diye korkuyorlar. Öyle korkuyorlar ki artık AK Partili belediye çalışanları bile bize duyduğu derin kıskançlıkla tanıdığımız Almanya'ya iltica ediyor. Malatya Yeşilyurt Belediyesi'nin AKP'li başkanının 42 kişilik grubu Almanya'ya eğitim için yollamış. 2 kişi hariç 40 kişi giden o gidiş. Birkaç belediyede daha aynı şey olduğu söyleniyor. Sayın Erdoğan'ın yönettiği Türkiye'den ardına bakmadan kaçıyor. Zamanında Sovyetler'den kaçan devlet görevlileri gibi. Filmlerini izlerdik hatırlıyor musunuz? Herhalde Türkiye'de de bu kaçışların filmleri daha sonra yapılacaktır. İşte Erdoğan'ın Türkiye'yi düşürdüğü durum. Güler misin ağlar mısın!'
'ÇİFTÇİMİZİ DAHA FAZLA MAĞDUR ETMEYİN'
Bu iktidar vatandaşının sesini duymuyor. Aylardır, “patatesler, soğanlar depolarda çürüyor, üretici perişan.” diyoruz. İktidardan “tık” yok. Mecburen Millet İttifakı belediyeleri kendi imkanlarınca,
üreticimizin elindeki ürünü satın alıp, vatandaşımıza dağıttı. Bunu gören Tarım Bakanlığı da, baktı kendi işini Millet İttifakı Belediyeleri yapıyor, sonunda harekete geçti. Depolardaki ürünü, simsar hesabıyla alıyorlar ama olsun. Nihayet iyi bir adım attılar. Böyle beceriksiz bir tarım bakanı varken, buna da şükür.
Ama sıkıntı sadece patates ve soğanla sınırlı değil. Elma üreticilerinin de derdi var. Ürünlerini, soğuk hava depolarından, meyve suyu fabrikalarına götürüyorlar, kayıpları oluyor. İktidardan beklentileri açık: kilo başına 30 kuruş destek istiyorlar. Buradan iktidara seslenmek istiyorum; Türkiye’nin bu kaybı telafi edecek imkanı var. Millet İttifakı belediyelerini beklemeyin, Patates ve soğan üreticilerimiz için, geç de olsa attığınız adımı, elma üreticilerimiz için de atın. Çiftçimizi daha fazla mağdur etmeyin.
'BU DÜPEDÜZ BAŞARISIZLIK'
Merkez Bankası’na göre, 10 yıl önceki 100 lira, bugün 280 lira değerinde. Enflasyona rağmen,
bir yabancı turist açısından, Türkiye’de tatil yapmak, 10 yıl öncesine göre, yarı yarıya ucuzlamış.
Pazar da büyümüş, 1 buçuk katına çıkmış. Ama Türkiye’nin turizmdeki pazar payı değişmemiş.
Üstelik, turist başına elde edilen gelir de, 780 dolardan 650 dolara düşmüş. İktidar mensupları, bize istediği kadar kızabilir ama, biz buna başarısızlık diyoruz. Avrupa’da yaşayan bir asgari ücretli,
Türkiye’de 5 yıldızlı bir otelde, 15 gün tatil yapabiliyor. Ekonomi dehası damat ve kayınpederi sağ olsun,
Türkiye’de tatil yapmak, hiç bu kadar ucuz olmadı. Buna rağmen, Türkiye’nin dünya turizminden aldığı pay değişmiyorsa, bu düpedüz başarısızlıktır.
AKŞENER'DEN İKTİDARA ÖNERİLER
İktidara seslenmek istiyorum; Kısa çalışma ödeneğini 31 Aralık 2021 tarihine kadar uzatın.
Sicil affı çıkartın ve düşük faizli kredi desteklerinden sektörün genelinin yararlanmasını sağlayın. Turizm sektörü özelinde mücbir durum ilan edin, Kurumlar vergisi, gelir vergisi ve SGK borçlarını, 2021 sonuna erteleyin. Orta ölçekli firmalara, özellikle de bu süreçte çok zorluk yaşayan acentelere, Desteklerin, adil ve eşit olarak dağıtımını sağlayın. Genel KDV indirimlerini, 2021 sonuna kadar uzatın. Sektör açısından çok stratejik bir yerde bulunan charter havayolu şirketlerine, acil olarak kredi ve hibe destekleri sağlayın. Havaalanı ücretlerini, havayolu şirketlerinin talepleri doğrultusunda, pandemi koşullarını göz önüne alarak, tekrar değerlendirin ve makul oranlara indirin. Turizm sektörüne ait kredileri, 1 yıl faizsiz olarak erteleyin.