TFF Başkanı Nihat Özdemir, koronavirüs salgını sürecinde kulüplerin gelirlerinin yüzde 30-40 arasında gerilediğine dikkat çekerken, kulüplerin hepsinin anonim şirket olmasını istediklerini bildirdi.
Türkiye Futbol Federasyonu (TFF) Başkanı Nihat Özdemir, Türk futbolunun en önemli sorununun borçlar olduğunu belirterek, “Hayalim hep mali disiplini sağlamış, gelirleri artan ve Avrupa ile rekabet edebilecek kalitede bir futbol ortamı yaratmak oldu. Borçların yapılandırılması ve harcama limitleri devreye girdi. Borç yükünde azalma başladı” dedi. Özdemir, pandeminin futbol ortamını olumsuz etkilediğini vurgulayıp, son durumu özetledi: “Pandemi, geçen sezon ve bu sezon gelirleri aşağı çekti. 21 kulübün gelirlerinde yüzde 30-40 kayıp var. Kayıp, 1.2 milyar lirayı aştı.”
Dünya'dan Şeref Oğuz, Hakan Güldağ ve Vahap Munyar’ın sorularını yanıtlayan Türkiye Futbol Federasyonu Başkanı Nihat Özdemir’in açıklamalarından öne çıkanlar şöyle:
DİLEDİĞİN GİBİ TRANSFER YOK
Yıllardır kendi işlerinizi büyütüp, yönetirken bir taraftan da spor dünyasının, özellikle de futbolun içinde oldunuz. Fenerbahçe yönetiminde görev yaptınız. Türkiye Futbol Federasyonu Başkanlığınız gündeme gelmeden önceki yıllarda Türk futbol endüstrisi için nasıl bir hayaliniz vardı? TFF yönetimine aday olurken koyduğunuz hedeflerin, yaptığınız programın neresindesiniz?
30 yıldan fazladır futbol dünyasının içindeyim. Ankaragücü ile başlayan, Fenerbahçe ile devam eden kulüp yöneticiliğim oldu. Önceki dönemde de TFF’de Başkanvekili idim. Gerek kulüp, gerekse Federasyon’daki görevlerimde Türk futbolunun en önemli sorunu borçlar oldu. Bu yüzden hayalim hep mali disiplini sağlamış, gelirleri artan ve Avrupa ile rekabet edebilecek kalitede bir futbol ortamı yaratmaktı. TFF’nin Başkanı olmamdan itibaren kulüplerimizin borçlarının yapılandırılması ve harcama limitleri üzerine çalıştık, uygulamaya soktuk.
Çünkü mali tabloyu düzeltmek, sonraki hedefl erinize ulaşabilmek için önceliktir. 2 sezondur görüyoruz ki, geçmiş yıllardan beri süre gelen borç yükü azalma eğiliminde. Artık herkes dilediği gibi transfer yapamıyor. Zaman içinde bugünkü aldığımız önlemlerin meyvelerini gelecek yıllarda daha fazla toplamaya başlayacağız. Meclis’teki yeni yasanın çıkmasıyla kulüplerimizin yönetimi konusunda en önemli aşamaya da geçmiş olacağız. Bu süreçte gerek devletimiz, gerekse bankalar bize çok destek oldu. Hepsine ayrı ayrı teşekkür ediyorum. Ayrıca, kulüplerimizin başkanlarını da mali disipline verdikleri önem için tebrik ediyorum.
Hedeflerimizin henüz bir bölümünü gerçekleştirebildik. Çünkü tarihin en zor dönemlerinden birini yaşıyoruz. Pandemi, tüm planları etkiledi. Buna rağmen, zorlukları aşmayı başardık. Geçen sezon ligleri bitirdik. Bu sezonun da sonuna geldik. Bu kadar büyük bir organizasyonu sürekli COVID-19 riskinin olduğu dönemde yürütmek hiç kolay değil. Milli Takımımızla Avrupa Şampiyonası’na gitme başarısı yakaladık. En son Dünya Kupası elemelerinde 3 maçta 7 puan aldık ve grup lideriyiz.
Avrupa Şampiyonası’nda görevli tüm hakemler İstanbul’da kampa girecek. Bu da çok önemli. Pandemi etkisini önemli ölçüde kaybettiğinde veya bittikten sonra hedeflerimize daha hızlı bir şekilde ulaşacağımızdan eminim.
HARCAMALARI KISMAK GEREK
Kovid-19 süreci Türk futbol endüstrisini nasıl etkiledi? Bu süreçte önünüze çıkan, gündeme gelen sorunları, sıkıntıları aşmak için neler yaptınız? Sorunları, sıkıntıları aşmada hedefl ediğiniz düzeyde yol alabildiniz mi?
Hem geçen sezon, hem de bu sezon pandemi nedeniyle gelirler azaldı. Yabancı oyuncuların ücretleri döviz üzerinden ödeniyor. Kur farkı etkiledi. Tribün gelirleri ortadan kalktı. Yayın gelirlerinde azalma oldu. Tüm sebepleri sıralarsak, 21 kulübün gelirlerinde yüzde 30-40 kayıp yaşandı. Bunun 1.2 milyar liranın üzerinde olduğunu söyleyebiliriz. Sadece Türkiye’de değil, Avrupa’nın her yerinde durum bu.
Hedefimiz gelirleri yeniden artırmak. Bunu yaparken harcamaları da kısmak gerekir. Biz bu disiplini sağlamaya çalışıyoruz. Başarılı olduğumuzu da görüyoruz. Ancak, banka yapılandırması demek, borçların ödenmesi demek değil. Yapılandırma sayesinde kulüplerimiz sadece nefes aldı.
TÜRKİYE'DE FUTBOLA YATIRIM YAPMAK İSTEYEN FONLAR VAR
“Süper Lig A.Ş.” kurma hedefi vardı. Bu konuda kararlı mısınız? Önümüzdeki dönemde bu yönde çalışmalar gündeme gelir mi?
TFF’nin değil, Kulüpler Birliği’nin uzun zamandır bu yönde çalışması var. Bunun için yeni Spor Yasası’nın çıkması gerekiyor. Ayrıca, tüm kulüplerin şirketleşmesi gerekiyor.
Türk futboluna yatırım yapmak isteyen yabancı fonlar var mı? Bu yönde işaretler alıyor musunuz?
Şirketleşmiş, mali tablosu iyi, ayrıca Süper Lig’de istikrarlı bir şekilde mücadele eden kulüplere fonların ilgi gösterdiğini biliyoruz. Değerli başkanları daha önce açıkladıkları için isim verebiliyorum. Göztepe ve Başakşehir bu konuda görüşmeler yaptı. Son durum nedir bilmiyorum. Bu iki kulüp dışında da, gerek Süper Lig, gerekse alt liglerden bazı kulüplere yatırım yapmak isteyen yerli ve yabancı fonlar da var. Ben bunu önemsiyorum. Çünkü yerli veya yabancı yatırımcının futbola girmesi, hem yönetim anlayışını daha iyiye götürür, hem de rekabeti artırır.
UEFA’YA MEYDAN OKUDULAR AMA ÖMÜRLERİ KISA SÜRDÜ
12 kulüp “Avrupa Süper Ligi” kurmak için harekete geçti ama tepkiler üzerine şimdilik durdu. Bu, gerçekten aniden ortaya çıkan bir gelişme mi oldu? Daha önce bu konuda hazırlıklar olduğu işaretleri alınmadı mı? “Avrupa Süper Ligi” girişimi tamamen rafa mı kalkmış oldu? Yakın gelecekte yeniden gündeme gelir mi?
Bu kararı bir gece vakti açıkladılar, ancak bir gecede almadılar. Daha önce de gündeme gelmişti. UEFA ve FİFA’nın kesin tavrı nedeniyle konu kapanmıştı. UEFA kongresinden 48 saat önce, üstelik 55 üye ülke temsilcisinin İsviçre’de bir arada olduğu bir toplantıdan önce bu oluşumu açıklamak resmen UEFA’ya meydan okumaktı. Ancak başarılı olamadılar.
Burada UEFA Başkanı Ceferin’in net duruşu, 55 üyenin tavrı, futbol içerisindeki paydaşların tepkisi ile “Avrupa Süper Ligi” projesinin ömrü kısa sürdü.
TFF olarak anında açıklama yaptık ve UEFA’nın yanında olduğumuzu, alacağı kararları destekleyeceğimizi ifade ettik. Aynı şekilde Kulüpler Birliği de böyle bir oluşuma karşı olduklarını açıkladı. Ben yakın gelecekte böyle bir projenin gündeme geleceğini sanmıyorum.
FUTBOL TARAFTARA HASRET KALDI
Maçların seyircili oynanması için Avrupa’da çalışmalar başladı. Hollanda hızlı test kitleri ile gelecek sezon seyirci alınabileceğini duyurdu. TFF’nin maçların seyircili oynanması konusunda bir çalışması var mı? Bu konuda öngörünüz nedir?
Farklı tarihlerde maçları belirli sayıda seyirciye açma çalışmalarımız oldu. En son Letonya Milli Maçımızı yüzde 15 kapasite ile yaklaşık 12 bin taraftar önünde oynamak istedik. Baştan bu yana bu süreci TFF Sağlık Kurulumuz ve ayrıca Sağlık Bakanlığımız ile beraber yürütüyoruz. Vaka sayılarının artışı ile TFF Sağlık Kurulumuz bunun riskli olduğunu bize bildirdi ve iptal ettik.
Futbol taraftara hasret kaldı. Onlar gibi biz de bu özlemi gidermek istiyoruz. Bu sezon çok istememize rağmen olmadı. Şimdi 17 Mayıs’a kadar tam kapanma sürecindeyiz. İnşallah vaka sayılarının azalmasında çok etkili olacağını düşünüyorum. Eğer vaka sayılarını düşürebilirsek, yeni sezon için daha da umutlanabiliriz. Biraz daha zamana ihtiyacımız var. Ancak biz hazırlıklarımızı farklı senaryolar üzerinde yapmaya devam ediyoruz.
UEFA, İSTANBUL'DAKİ FİNALDE SEYİRCİ OLMASINI İSTİYOR
UEFA, Avrupa Futbol Şampiyonası’nı seyircili oynatacak mı? Bu konuda sizlerle temas kuruldu mu?
UEFA, baştan bu yana kendi organizasyonlarını seyircili oynatmak istiyor. Ancak, bu sadece UEFA’nın isteğiyle olacak gibi değil. Avrupa Şampiyonası’nda ev sahibi şehir 11’e indi. Dublin, seyirci alamayacağını açıkladı. Oradaki 4 maç St. Petersburg ve Londra’ya alındı. İspanya’da Bilbao yerine Sevilla’da maçlar oynanacak. Bunların sebebi tamamen seyirci olması için. Her şehir belirli kapasite ile stada seyirci alacak. Bizim İtalya ile açılış maçımızda yaklaşık 17 bin taraftar olacak. Örneğin Münih’te 14 bin 500 taraftar olacak. Her şehir farklı kapasite açıyor.
İstanbul’da oynanacak Şampiyonlar Ligi Final maçı seyircili mi olacak? Bu konuda ne zaman karar verilecek?
UEFA, belirli sayıda taraftar önünde oynatmayı istiyor. Final 29 Mayıs’ta. Birkaç güne kadar taraftar konusundaki detaylar netleşecektir. Görüşmelerimiz devam ediyor.
Yabancı yatırımcı Türkiye’deki kulüplere sıcak bakıyor ama Türkiye’de gelecekte futbol kulüplerinin yabancı iş insanlarına satılması gündeme gelir mi? Türkiye’de futbol kulübü sahibi olmak isteyen yabancı yatırımcıya denk geldiniz mi?
Beşiktaş, Fenerbahçe, Galatasaray ve Trabzonspor gibi büyük camialara sahip kulüplerin bu kararı alması çok mümkün görünmüyor. Duygusal bağ çok yüksek. Genel Kurul’dan bu yönde onay alınması gerekiyor. İngiltere’de taraftar toplulukları yıllar geçse de kendi kulüplerini, yabancı şirkete karşı oldukları için protesto ediyorlar. Ancak, aynı kulüplerin yabancı işadamı ile neredeyse lig ve Avrupa’daki kaderlerinin değiştiğini, maddi gücün artışı ile önemli başarılar elde ettikleri de işin bir başka tarafı. Yabancı yatırımcıların Türkiye’de kulüplere sıcak baktıklarını biliyorum.
YENİ YAYIN İHALESİ MEVCUDUN ÜSTÜNDE OLSUN DİYE ÇALIŞIYORUZ
Bu yılın haziran-aralık döneminde yayın ihalesi sürecinin başlayacağını duyurdunuz. Hazırlıklar nasıl gidiyor? Bir önceki yayın ihalesi 500 milyon dolardı. Rakam bugün 350 milyon dolara düşmüş durumda. Yayın ihalesi için hedefiniz, öngörünüz ne? 350 milyon doların üzerine çıkılır mı?
Hazırlıklara başladık. Süreci Kulüpler Birliği ile beraber yürütüyoruz. Yeni ihale şartnamesi ile ilgili detayları sezon bittikten sonra açıklayacağız. Digiturk ile 1 sene daha sözleşmemiz var. Ancak, daha sonraki yılların ihalesini bu yılın sonuna kadar yapmamız gerekiyor. Önceki ihale bedeli 500 milyon dolardı, evet. Ancak, o günkü TL karşılığı ile bugünkü arasında fark var.
Göreve geldikten sonra kur farkı nedeniyle yayıncı kuruluşla yaklaşık 20 toplantı yaptık ve anlaşma sağladık. Bu sezon da karşımıza pandemi etkisi çıktı. Hem kulüplerimizin hem de yayıncı kuruluşun fedakarlıkları ile rakamda anlaştık. Digiturk ödemeleri yapıyor, sorun yaşamıyoruz. Yeni ihale bedelini şu anda tahmin etmek mümkün değil. Ancak, TFF olarak bugünkünün üstünde olması için çalışmalarımız sürüyor.
Bir önceki yayın ihalesinde dijital haklar ve ligin isim sponsorluk hakkı da yayıncı kuruluşa verilmişti. Bu model yeni ihalede değişecek mi? Yeni yayın ihalesiyle kaç firma ilgileniyor?
Kamuoyunda yeni ihale ile ilgilendiğini açıklayan firmalar var. Biz de rekabet olmasını istiyoruz. Rekabet, kaliteyi ve gelirler artırır. Gerek isim hakkı, gerek dijital haklar gibi unsurlar ancak şartname belirlendikten sonra netleşir.
HARCAMA LİMİTİ ZAMANLA TÜM LİGLERİ KAPSAYACAK
4 büyük kulübün borçları 14 milyar lirayı buldu. Harcama limitleri ile borcun azaltılması hedefl enmişti ama borç yine de büyüdü. Ekonomik açıdan yeni tedbirler almayı düşünüyor musunuz? Avrupa’da da harcama limitleri uygulayan ülkeler var. Söz konusu ülkelerde kulüplerin gelir-gider verileri açıklanıyor. Bizde sadece limit belli. Tüm kulüplerin mali tablolarının açıklanması gündeme gelebilir mi?
Takım harcama limitleri uygulaması 2 sezondur devrede ve bunu devam ettireceğiz. Hatta önümüzdeki dönemlerde aynı uygulamayı TFF 1. Lig, sonra da 2. ve 3. Lig kulüplerimiz için yapacağız. Hedefimiz bu.4-5 kulüp dışında hepsinin borcu var. “Bu borçlar bugünkü yönetimler yüzünden oldu” diyemeyiz. Birike birike büyüdü. Bu borçların daha da büyümemesi için en üstten en alta kadar herkesin harcama limitlerine dikkat etmesi gerekiyor.
Her kulüp gelir ve gider kalemlerini biliyor, ona göre Kulüp Lisans Kurulu’na bildiriyor. Bu kurul bağımsızdır. Bazen şöyle sorularla karşılaşıyoruz:
Bir kulübün limiti buydu, nasıl oldu da arttı? Bakın, limiti artan kulüp ya yapılandırmaya gitmiştir, ya kredi ana para ödemesini ertelemiştir veya oyuncu satışı, sponsorluk gibi gelirlerinde artış olmuştur, kadro maliyetini düşürmüştür. Hiçbir kulübün durup dururken limiti artmaz. Aynı şekilde indirilemez de…
Zaten kulüpler Lisan Kurulu’na gelir-gider bildirimlerini yaptıklarında hangi limite sahip olduklarını az çok biliyorlar. TFF’nin bu konuda bir müdahalesi olmadığını da çok iyi biliyorlar. Kulüp Lisans Kurulu’nun açıkladığı limitleri aşan olursa, talimatlarda yer alan şekilde kademe kademe ceza alacaktır. Bu kesin ve nettir.
Gelir ve giderlerin açıklanması konusuna gelirsek. Halka açık şirketler zaten Borsa İstanbul’a bildirimde bulunuyor. Ancak, buna rağmen her transfer döneminde anlamsız polemikler oluyor. Biz de bunun üzerine Kulüpler Birliği toplantısında Başkanlara sorduk:
Gelir-gider tablonuzu açıklayalım mı? Ancak oy çokluğu ile “Hayır” cevabı verildi.
Kulüplerle olan gizlilik anlaşmasına göre, izinleri olmadığı sürece bu tabloyu açıklamak mümkün değil. Kulüpler izin verirse bizim açıklamamızda hiçbir sakınca yok.
KULÜPLERİN HEPSİNİN ANONİM ŞİRKET OLMASINI İSTİYORUZ
Türk futbol endüstrisinin bugünkünden daha iyi düzeye çıkabilmesi için şirket-kulüp tercihi konusunda nasıl bir yol izlemek gerekiyor? Liglerdeki kulüplerin tamamının şirketleşmesi daha mı doğru olur? Yoksa dernek yapısındaki kulüpler olarak kalmalılar mı?
Önümüzde yeni bir Spor Yasası var. Meclisimize geldi. Kulüplerimizin hepsinin anonim şirket olmasını istiyoruz. Bu işi dernekten kurtarmalıyız. Bu konuda işini çok iyi bilen ve yapan elemanlarımız var. İsteyen kulübe yardımcı oluyoruz. Yeni yasa ile birlikte yöneticilerin kulüplerin harcamalarından sorumlu olması sağlanacak. Kulüplere uyum sağlamaları için mutlaka zaman da verilecek ve geçiş süreleri olacak. Hem yasa, hem de harcama limitleri sayesinde kulüpler mali açıdan daha iyi duruma gelecek. Bugün, yarın değil ama önümüzdeki 5 yıllık süreçte kulüplerimizi düzlüğe çıkarmayı hedefliyoruz.
MİLLİ TAKIM’IN BAŞARISINI FIRSATA ÇEVİRMEYE BAKALIM
Türk futbol takımlarının yarattığı gelir 4.2 milyar liraya kadar çıkmıştı. Bugün 3 milyar lira düzeyine geriledi. Bu gelirler Türk futbol endüstrisi için ne kadar yeterli olabiliyor? Kulüplerin gelirlerini artırabilmesi nasıl mümkün olabilecek? Kulüpler hangi strateji ile gelirlerini artırabilir? Yeniden 4 milyar liranın üzerine çıkmaları, 5-10 milyar liralık toplam gelir düzeyine ulaşmaları mümkün müdür?
Başta pandemi olmak üzere, kulüplerin gelirleri farklı farklı sebeplerle azaldı. Eskiden gelirler azalmasına rağmen harcamalar daha fazla artıyor, borç kat kat büyüyordu. Şimdi harcamaların eskisine göre daha azaldığını görüyoruz.
Türk futbolunun kurtuluşu, alttan yetişecek futbolcuların yurtdışına transferidir. Futbolun kurtuluşu, Avrupa kupalarında istikrarlı bir şekilde yer almak, orada puan toplamak ve maddi olarak döviz cinsinden gelir elde etmektir. Süper Lig, değerli bir lig. Avrupa’nın ilgi gösterdiği, UEFA’nın önemsediği, uluslararası medyada yer verilen bir lig. Yurt dışında forma giyen futbolcularımızın başarısı ve Milli Takım’ın başarısı ile özellikle son dönemde bu ilgi daha da arttı. Bunu fırsata çevirmeliyiz. Futbol ailesinin kendi içindeki çekişmeyi sadece sahada yapması, ligin marka değerini yıpratacak açıklamalardan kaçınması gerekir. Haftanın bir günü birbirlerine rakip olanlar, haftanın diğer günleri iş ortağı olduklarını unutmamalılar.
Bu ligin değerini sadece yayın ihalesindeki bedel belirlemez. Kulüplere sadece yayıncıdan gelen gelirin yetmediği ortada. O halde yeni projeler, yeni pazarlama stratejileri, en önemlisi futbolcu yetiştirme ile kaliteyi ve ilgiyi daha fazla artırabiliriz.
Bunun en güzel örneği milli takımlar. Genç, başarılı pırıl pırıl bir jenerasyonla başarılı bir Milli Takımımız var. Pandemi dönemi olmasına rağmen göreve geldikten sonra sponsorluk gelirlerimizi TFF olarak yüzde 40 artırdık. İlk kez yurtdışından bir firma ile anlaşma yaptık. Önümüzdeki dönemde Türkiye’nin önemli markalarından biriyle yine bir sözleşme imzalayacağız. Bu süreçte pazarlamadan sorumlu yöneticimiz Alkın Kalkavan ve ekibi çok güzel işler yaptı.
GENÇ FUTBOLCULARIMIZA DAHA FAZLA GÜVENELİM
Sahalardaki yerli-yabancı oyuncu konusunda hayalinizdeki denge nedir? Türkiye’de altyapıdan yetişen futbolcu sayısını artırabilmek için yabancı oranı konusunda mevcut durumdan farklı bir formül mü benimsemek gerekiyor? TFF, altyapıdan futbolcu yetişmesi konusunda neler yapıyor? Kulüplerin bu konuya daha fazla odaklanması için yönlendirmeleriniz oluyor mu? TFF ayrıca hangi projeleri yürütüyor?
Yabancı oyuncu sayısı sürekli gündeme gelen bir konu. TFF olarak geçen sezon bir karar aldık. Bunun arka planında bir sezonluk çalışma yatıyor. Kulüpler Birliği’nden görüş aldık, Şenol (Güneş) Hocamızla görüştük. Takımların kullandığı yabancı sayısının ortalamasına baktık. Yani, geniş çerçevede bir çalışma yaptık. Bununla birlikte farklı kriterleri de içine koyarak kamuoyuna açıkladık. Bu sezondan itibaren uygulamaya koyacaktık, pandemi nedeniyle gelecek sezona erteledik. Henüz uygulamaya başlamasak da, dikkatinizi çektiyse eğer, takımların kadrolarında yer alan yerli futbolcuların sayısı arttı. Daha fazla yerli oyuncu kullanmaya başladılar. Avrupa’ya oranla genç futbolcu kullanım sayısı henüz yeterli değil. Ancak, bu bir başlangıç. Artık gençlerimize daha fazla güvenmeliyiz ve onlara şans vermeliyiz.
Bizim liglerimizde transfer edilen yabancı futbolculardan daha iyi, daha fazla gelecek vadeden futbolcular var. Yeter ki şans bulsunlar ve oynasınlar. Bizim tek gayemiz, hedefimiz bu. 21 Süper Lig takımının neredeyse tamamına yakını yerli, hatta çok genç kalecilere forma veriliyor. Eskiden en çok sıkıntı çektiğimiz mevkiiydi. Şimdi, her biri ile gurur duyuyoruz.
TFF olarak yöneticimiz Hamit Altıntop, Futbol Gelişim Direktörümüz Oğuz Çetin önderliğinde altyapı ile ilgili, özellikle çocukların futbola kazandırılmasıyla ilgili önemli projeler var. Bunların birçoğunu uygulamaya başlamıştık, pandemi nedeniyle erteledik. Hayat normale dönünce yeniden uygulamaya devam edeceğiz. Projelerimiz sadece erkek değil, kadın futbolu üzerine de var. Milli Takımımızın Teknik Direktörü Necla Hocamız muazzam çalışıyor.
Geçtiğimiz haftalarda Avrupa’nın önemli takımlarında forma giyen Türk futbolcuların milli takımımıza katılması için Riva’da kamp yapıldı. Kadın ligleri Avrupa’nın çoğu ülkesinde oynanmıyor. Biz Şampiyonlar Ligi formatında Antalya’da başladık. Haftaya final maçıyla şampiyonumuz belli olacak ve ülkemizi Şampiyonlar Ligi’nde temsil edecek. UEFA, kadın futbolu üzerine yaptığımız çalışmaları ve projelerimizi çok önemsiyor. İnşallah bu çalışmaların meyvesini Milli Takımımızın başarılarıyla alacağız.