İkizderelilerin direnişi sürüyor: 'Onlar zenginin yanında olurlar, fakirin yanında olmazlar'

Rize İkizdere’deki İşkencedere Vadisi’nde Cengiz İnşaat’ın yapmak istediği taşocağına karşı köylülerin yasağa rağmen direnişi sürüyor.

Cumhuriyet'ten Leyla Kılıç'ın haberi şöyle:

Rize İkizdere’de üç haftayı aşkın süredir devam eden köylülerin direnişine tanık olmak ve yapılan doğa katliamını yerinde görmek için pazar sabahı foto muhabiri Kurtuluş Arı ve YouTube kanalımızdan İsmail Bayraktar ile birlikte Rize’ye hareket ettik.

Yol boyunca nasıl bir durumla karşılaşacağımızı düşünürken Rize Valiliği’nin önceki gece İkizdere’ye özel çıkardığı yasak kararını öğrendik. Gece saatlerinde Rize’ye girişimizin ardından sabah ise ilçenin girişinde ve köy yollarındaki birçok jandarma kontrol noktasından geçerek eski ismiyle “Ethone köyü” olan Gürdere’ye ulaştık. Jandarmanın çadırları kaldırmasına rağmen köylülerin bekleyişi kararlılıkla sürüyordu. Kalabalık bir jandarma ekibi ve direnişçilerin astığı Türk bayraklarının olduğu alana geldiğimizde ise köylülerin “Bizden mi korkuyorlar da İkizdere’ye özel yasak kararı çıkarıyorlar”, “Buraya bize desteğe gelecek olan kalabalıktan çekindiler” serzenişleri ile karşılandık. 

Cengiz İnşaat’ın çalışma alanını böldüğü demir kapıdan öteye gidemeyen köylülerin, valiliğin tüm engellemelerine karşın iş makinelerini durdurmak için orman içinden patika yollardan bölgeye varmaya çalıştıklarına tanık olduk. Bizim de eşlik ettiğimiz köylüler ile yaklaşık 3 kilometre yolu arabayla gittikten sonra, taşocağı yapılacak alanı ve çalışmaları yerinde görebilmek için Karahüseyin mevkiine doğru yaklaşık 2.5 saat yürüdük. 

Köylülerden Ali Akyıldız bizi geride bırakarak vedalaşmanın zor olduğu, çocukluğunun üzerinde geçtiği ağaçlardan birine çıktı. Akyıldız’ın ağaca çıkmasının ardından alana jandarma gelerek onu indirmeye çalıştı. Bu sırada “Taşocağına hayır” diye bağıran köylülerin bu sesi iş makinelerini kısa süreli de olsa durdurmaya yetti. Daha sonra foto muhabirimiz Kurtuluş Arı ve Cumhuriyet TV kameramanımız İsmail Bayraktar ile köylülerle birlikte jandarma eşliğinde katledilen İşkencedere Vadisi’ne indik. 

Jandarma eşliğinde vadide ilerlerken Şeker Bayramı’nda heyelanın yaşandığı bölgeyi de gördük. Toprak kayması ve yapılan çalışmalar nedeniyle bölgedeki şelaleye çamur ve taş dolmuş, yurttaşların evinden ise çamurlu su akıyordu. Şelale içindeki taşların yerini koruduğu görülürken ilerleyen çalışmaların neden olduğu ağaç tahribatı ise tüm çıplaklığı ile kendini gösteriyordu. Cengiz İnşaat’ın taşocağı yapmak istediği alanda ilerlerken yağmur da serpiştirmeye başlamıştı. Birlikte ilerlediğimiz köylülerden biri bölgedeki şiddetli bir sağanakta heyelan yaşanma ihtimalinin çok yüksek olduğunu söyledi. Serpiştiren yağmurda bile yürüdüğümüz toprak yolun kayganlaşması köylülerin sözlerini doğruluyordu. 

Sökülen ağaçların yer aldığı vadide, vadinin çıkışında ve köyün girişinde yer alan jandarma sayısı epey fazlaydı. Bölgede bulunan yaklaşık 40 köylü için bu kadar jandarmanın görev yapmasına tepki gösteren 67 yaşındaki Ayşe Baş, “Onlar orada çalıştığından beri suyumuz yok. Buraya boru döşemek istediler, ben onların suyunu istemiyorum. Onlar devamlı zenginin tarafında olurlar, fakirin yanında olmazlar. Suyumuz yok. Bir ilacı üç yudum suyla içtim. Bunlar Cengiz İnşaat diyorlar, tamam. Gerisi önemli değil. Biz sonuna kadar buradayız. Bir ramazanı bize zehir ettiler. Şimdi de kimse gelmesin diye Rize Valiliği yasak kararı çıkarıyor. Her yolu kesmek istiyorlar. Bize arka çıkın” diyerek herkese sesleniyor. 

Talan edilen bölgeye ilk girdiğimizde her yerin şantiyeye dönüştüğüne tanık olduk. En çok canımızı yakan ise İkizdere’nin kalbinde oluşturulan derin boşluktu. Yok edilen yalnızca doğa değil, İkizderelilerin yaşamıydı. 

Zorlu arazi şartlarında köylülerin ailesine ait arazilerin üzerinden geçerken köylülerden Ali Akyıldız’ın büyük dedesine ait yaklaşık 200 yıllık demir ocağı ile de karşılaştık. 

Daha sonra yaşamını yitiren Hayrullah Tatoğlu isimli bir yurttaşın 150 yıllık tarihi eser niteliğindeki evi bizi karşılarken, her gün köylülerin gittiği kaygan yollardan ve aştıkları derelerden geçerek iş makinelerinin göründüğü alana ulaştık. Alana ulaşmadan evvel sesi gelen iş makinelerinin ormanın içinde büyük bir boşluk yarattığı ise daha çalışma noktasına varmadan gözlemleniyordu. 

Rize Valiliği tarafından iki aydır direnen İkizdere halkına yönelik eylem ve yürüyüş yasağı kararı alınmasına karşılık İstanbul’da Cengiz Holding önünde eylem yapan Gençlik Hareketi Koordinasyonu üyesi olan 13 kişi polis tarafından gözaltına alındı. Sözcü Ece Köroğlu, pandemi ve provokasyon bahanesiyle getirilen yasaklara tepki göstererek “Konu İkizdere’ye gelince mi normalleşme bitti? Bir provokasyondan bahsedeceksek emekçi halkın vadisine girmeye çalışan Cengizde göreceğiz, o ihaleyi veren siyasal iktidarda göreceğiz” diye konuştu.