İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, TRT'de katıldığı bir programda organize suç örgütü lideri Sedat Peker'den 10 bin dolar alan siyasetçi olduğunu açıkladı. Bu açıklamanın ardından Meclis'te bu siyasetçinin kim olduğu konusunda tartışmalar yaşandı.
Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu da partisinin grup toplantısında TBMM Başkanı Mustafa Şentop'a seslenerek 'Bu konuyu açıklamak, Türkiye Büyük Millet Meclisi'ne düşen bu kara gölgeyi kaldırmak zorundadır' dedi.
Bugün gazetecilere açıklama yapan Şentop, 'organize suç örgütü lideri Sedat Peker'den 10 bin dolar alan siyasetçi' konusuna ve Kılıçdaroğlu'nun kendisine yönelik iddialarına cevap verdi.
'BEN DE AÇIKLANSIN İSTİYORUM'
Şentop, 'Konu 10 bin dolar alan siyasetçi kimdir, bunu kim açıkların ötesine geçerek beni itham eden bir iftirada bulunmuştur. Yalan olduğunu bildiği halde böyle bir ithamda bulunmuştur. Bu kişinin siyasi bunaklık içerisinde olduğu veya bilerek kasten yapıyor ise bunun haysiyetsizlik ve ahlaksızlık olduğunu söyledim. Bunu bilen de ben değilim açıklayacak olan da ben değilim. Ben de 10 bin dolar alan kimdir, açıklansın diyorum' ifadelerini kullandı.
NE OLMUŞTU?
İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, organize suç örgütü lideri Sedat Peker'in kendisine yönelik iddiaları sonrası katıldığı TRT programında 'Keklemişler, ben ne yapayım. Kim keklemiş ise hesabını ondan sorsun, ayda 10 bin dolar hangi siyasetçiye gönderiyorsa ondan sorsun. Yanlışlıkla yazdıkları bir yere düşmüş' açıklamasını yapmıştı.
Bunun üzerine muhalefetten sesler yükselmiş ve bu siyasetçinin kim olduğunun açıklanması istenmişti.
CHP Genel başkanı Kemal Kılıçdaroğlu da partisinin grup toplantısında Meclis Başkanı Şentop'a seslenerek 'Şentop bu konuyu açıklamak, Türkiye Büyük Millet Meclisi'ne düşen bu kara gölgeyi kaldırmak zorundadır. Eğer Şentop konuşmuyorsa, acaba 10 bin dolar benzeri bir olay her ay ona da mı veriliyor? Sessiz kalamaz Şentop. Saraydakiler sessiz kalabilir onların tamamı zaten bir yerlerden besleniyor. Ama Şentop TBMM'yi temsil ediyor. Bu Meclis'in onurunu korumak, bu pisliği aydınlatmak zorundadır' demişti.
