Partisinin Yalova Kongresi'nde konuşan Gelecek Partisi lideri Ahmet Davutoğlu, Cumhurbaşkanı Erdoğan'a yükselen faiz oranlarıyla alakalı tepki gösterdi: Erdoğan bizden yüzde 7'de aldığı faizi yüzde 19'a çıkarttı, piya
Gelecek Partisi Genel Başkanı Ahmet Davutoğlu, partisinin 1. Olağan Yalova İl Kongresi'nde konuştu. Burada önemli açıklamalarda bulunan Davutoğlu, yükselen kur ile ilgili Cumhurbaşkanı Erdoğan'a tepki göstererek, ''Erdoğan bizden yüzde 7'de aldığı faizi yüzde 19'a çıkarttı, piyasa faizi çok daha üzerinde. Türkiye Cumhuriyeti tarihinin en faizci lideri Cumhurbaşkanı Erdoğan'dır'' dedi.
Davutoğlu'nun konuşmasından öne çıkanlar şöyle:
“BÜTÜN BÜROKRATLARI ŞİMDİDEN UYARIYORUM”
''Birileri Marmara'nın tümüyle kirlenmesi ve bir iç deniz olarak neredeyse yokluğa mahkum olacak şekilde Kanal İstanbul'u inadına yapmak adına çaba gösteriyor. Devlet yönetmek inadına yapılacak bir iş değildir. Devlet yönetmek akılla, bilgiyle ama en önemlisi devlet yönetmek vicdanla yapılacak bir iştir. Başta Cumhurbaşkanı olmak üzere hem akıllarını yitirdiler bilgileri zaten yoktu, vicdanlarını da yitirdiler artık. Marmara'nın asla yok olmasına izin vermeyiz. Kamuoyu önünde uyardım. Hala vicdanları, devlet tecrübeleri, ve akılları varsa bu işin içinde olan bakanlara, bürokratlara ve Cumhurbaşkanına bir suç duyurusunda bulunuyorum. Marmara Denizi'ni ve İstanbul'u kötü bir geleceğe hazırlayan bu proje Haziran ayında yapılması düşünülen açılış itibariyle bir hukuki skandala imza atılacak bir projedir. Kanal İs edilen köprünün yapım ihalesi yok. Alelacele kazma vurmak için acele ediyorlar Cumhurbaşkanı da bürokratlar da suç işliyorlar. Bu iktidarın parası hukuksuzca tarumar edilemez. İstanbul için ne gerekirse fedakarlık yapmak için elimizden geleni yaparız. Cumhurbaşkanı geçen konuşmasında ağzından baklayı çıkardı; Kanal İstanbul'un iki kıyısına şehir kuracaklarmış. O arsadan ne kadar rant elde ederim ona bakıyorlar. Bu cinayetten dönmeliler.''
“FAİZ, KUR, ENFLASYON DENKLEMİNİ HALA ANLAYABİLMİŞ DEĞİL”
“Bütün bunlar Türkiye’de hukukun nerelere geldiğinin göstergesidir” diyen Ahmet Davutoğlu,
“Cumhurbaşkanı geçen yaptığı bir konuşmasında Merkez Bankası Başkanı’na doğrudan hitap ederek, tehdit ederek herhalde 5. Merkez Bankası Başkanı’nı görmek ve dünyada bir rekor kırmak istiyor. Kimse yüksek faizi savunmasın. Ama bir ülkede yüksek faiz uygulanır hale geldiyse bunun sorumlusu o ülkedeki iktidardır. Cumhurbaşkanı hala faiz, kur, enflasyon denklemini anlayabilmiş değil. Üniversite 1. sınıf öğrencisi bunu bilir. Cumhurbaşkanı faizi düşürdü mü enflasyonu düşüreceğini zannediyor. Faizleri düşürdüğünde kurun fırlayacağını, kurun ortaya çıkardığı maliyet enflasyonu faizi çok aşarak, enflasyonu yukarı çekeceğini düşünmüyor. Bu üçünü aynı anda düşüreceğini iddia etmek ekonominin temel ilkelerine aykırıdır. Burada akılcı bir politikayla enflasyonu aşağı indirip kuru kontrol altında tutmak gerek”
''YÜZDE 7'DE ALDIĞI FAİZİ YÜZDE 19'A ÇIKARDI''
Son konuşmasında Erdoğan'ı izlediğimde onun adına hicap duydum. Türkiye enflasyonla faiz arasında kurduğu ilişki dolayısıyla son 6 ayda 3 merkez bankası başkanı gördü. Emin olun yakında 4'üncü başkan da görülür. Erdoğan televizyonda faizi düşüreceksiniz diye ilan etti; Merkez Bankası Başkanı da ertesi gün faizi düşürmeyeceğiz demedi de 'sıkı para politikası uygulayacağız' dedi. Niye Türkiye'nin geleceğini bir kişinin ekonomi cehaletine bırakıyoruz? Faizi düşüreceğiz diye diye bizden aldığı yüzde 7'deki faizi yüzde 19'a çıkardı. Durmuyor hala da yükseliyor. Eğer Türkiye'nin en faizci lideri, en faizci bakanlar kurulu varsa bugünkü bakanlar kuruludur, en faizci lideri de bugünkü Cumhurbaşkanıdır''
Cumhurbaşkanı her konuştuğunda dolar fırlıyor TL yerin dibine giriyor. Onlar bir mafya liderinden rüşvet alabilirler, onlar rant uğruna vatan topraklarını satabilirler ama milletin oyunu satın alamazlar. Bu ülkeyi yasaklardan, yoksulluktan, adaletsizlerden, vicdansızlardan kurtaracağız. Cumhurbaşkanı inadına Kanal İstanbul dedi. Bazı yerlerde inadına susuyor. Organize Suç Örgütü liderinin iddiaları karşısında inadına sustu. Hakikati söylediğimiz için hain oluyoruz öyle mi? Eğer AK Parti'nin onurunu düşünmüyorsanız İstiklal meclisinin, Gazi meclisin onuru için konuşun.
“BAKANLAR ARASINDA SERT BİR MÜCADELE VAR”
Ahmet Davutoğlu’nun açıklamalarından satır başları şöyle:
* Kabine bakanları arasında sert bir mücadele görüyorum. Herkes bir diğerini tehdit ediyor. İçişleri Bakanı’nın Organize Suç Örgütü lideri ilan ettiği Sedat Peker’i oturduğu yerden milyonlarca insan dizi seyreder gibi seyrediyor.
* Cumhurbaşkanı 25 gün sustu sonunda İçişleri Bakanı’na sahip çıkacağını söyledi. Ama ne için sahip çıktığını söylemedi.
* İçişleri Bakanı, bir önceki AKP’li bakanların neredeyse tümünü Efkan Ala’yı, Selami Altınok’u, Muammer Güler’i ve eski kadim arkadaşı Mehmet Ağar’ı açık bir şekilde itham etti. Sayın Cumhurbaşkanı’na sormak lazım; diğerleri senin bakanın değil miydi?
* Cumhurbaşkanı 15 Temmuz gecesi İstanbul’a indiğinde onu karşılayan üç kişi vardı; İstanbul’u temsilen vali Vasip Şahin, koruma meselesi yüzünden kendi valisini suçluyor.
* İstanbul Emniyet Müdürü Mustafa Çalışkan, şimdiki Emniyet Genel Müdür Yardımcısı, o da İçişleri Bakanlığı’nın görevi altında niye suçluyorsun.
* Üçüncü kişi de AKP İstanbul il Başkanı Selim Temurci. Şimdiki bizim Genel Başkan Yardımcımız. Kendisini havaalanında karşılayan bu üç insanı Cumhurbaşkanı savunmuyor. Ama Süleyman Soylu’nun arkasında duruyor.
* Dikkat edin savunduğu konuşmasında da söylenenler yalandır yanlıştır demiyor. Bütün bunların soruşturulması lazım.
Geçen TBMM önünde açıklama yaparak 7 adımın atılması gerektiğini söyledik. Şimdi tekrar söylüyorum bunları;
1-TBMM Araştırma ve Soruşturma Komisyonu derhal kurulmalı.
2-Cumhuriyet Başsavcıların elinin tutulmaması ve hakim teminatı verilip soruşturma başlatılması.
3-Soruşturmanın selamati için İçişleri Bakanı ve ilgili bütün kişiler geçici bir süreyle de olsa ayrılmalı.
4-Devleti çetelerden kurtaracak kapsamlı bir temiz eller operasyonu yapılmalı.
5- Devlet içinde tecrübesi olan bir heyet devlet içindeki yapılanmalarla ilgili rapor hazırlamalı.
6- Yalıkavak Marinası başta olmak üzere bütün ekonomik işlemler nasıl ve ne şekilde yapılmış olursa olsun yok sayılmalı ve bütün FETÖ irtibatlı veya iltisak edilen bütün mülkler doğrudan hazineye irat kaydedilmeli.
7- Siyasi ahlak yasası, şeffaflık yasası, imar yasası, ihale yasası gibi yolsuzlukların önüne geçecek yasalar hayata geçirilmeli.
Biz olmasaydık oraya mafya çökecekti ne demek Sayın Cumhurbaşkanı? Sandık ufukta görünene kadar, sandık gelince onlar gidecek. Hepimizin üzerinde sorumluluklar var, durmayacağız, korkmayacağız, sinmeyeceğiz sürekli olarak demokrasinin yolunda yürümeye devam edeceğiz. Devlete yapılanmış mafyatik yapıları silmeye geliyoruz. Gençler sakın ha geleceğinizi başka ülkelerde görmeyin bu ülkeler bugün çoraklaşmışsa buna sebebiyet veren iktidardır onları da göndereceğiz. Yalova'yı kazanmış olduğunuzda Türkiye'yi kazanmışsınızdır demektir. bizim için hattı siyaset yoktur sathı siyaset vardır o siyaset de Türkiye'dir.''