Yunus Emre’nin mezarının bulunduğu bölgeler arasında yapılacak ortak çalışmaların gerekliliğine inanan yazarın çalışması şimdiye kadar yapılmamış ender çalışmalar arasında gösterilmektedir.
Sitemiz köşe yazarı Naci Yengin'in belgelerle desteklediği ve alanında ilk olma özelliği taşıyan 'Yunus Emre'nin İzinde' kitabı okuyucuyla buluştu.
Yunus Emre ve Tapduk Emre'nin hayatı, mücadelesi, düşüncesi ve türbesinin nerede olduğu üzerinde yoğunlaşan 'Yunus Emre'nin İzinde' kitabı Yunus Emre'ye atfedilen Sarıköy, Karaman, Sandıklı gibi birçok makam, mezar ve türbeyi incelerken Yunus'un vasiyetinin peşine düşüyor.
Kula Emre Köyünde bulunan ve Yunus'un 'Ko beni yatayım şeyh eşiğinde, dönmezim şeyhimden ya ne döneyim' vasiyeti gereği Tapduk Emre Türbesinin ayakucunda bulunan Yunus Emre’nin mezarı ve Tapduk Emre'nin Emre Köyündeki çalışmaları üzerinde duruluyor. Kula Emre köyünde bulunan Tapduk Emre Türbesi ve Yunus Emre'nin mezarının yanlışlıkla Şeyh Emre, Ömer Emre veya Aliğim Emre olduğu yolundaki iddiaların doğru olmadığını delilleriyle ortaya koyuyor...
***
Yunus Emre hakkında yazı yazmak cesaret ister, sorumluluk ister.
Yunus Emre ile ilgili yapılacak çalışma titizlik ister.Yunus Emre ve yaşadığı dönemi ortaya çıkarmak için yola çıkmak uzun ve yorucu bir süreç gerektirir.
Yunus Emre ata binince alp, attan inince eren olan gönül erlerimizin öncülerindedir. Bir elinde Yesevi meşalesi bir elinde Hacı Bektaş’ın özü vardır.
Yunus Emre üzerine yazılmış yüzlerce araştırma, roman, şiir, tiyatro, dizi, film vardır. Vardır var olmasına da daha çok yazılmalı, araştırılmalı ve Yunus’un sevgisi, düşüncesi gönüllere nakşedilmelidir.
“Yunus Emre’nin İzinde” yürümeye çalışan herkes gibi yazar Naci YENGİN’ de çocukluğundan itibaren Yunus Emre’nin kültür ikilimde büyümüş, hayatını Yunus Emre’yi anlamaya hasretmiş gibidir. Öyle ki kulağına gelen ilk ilahi söz olan ninniler Yunus’un sözleridir. Türküleri, ağıtları, manileri, ağıtları Yunus’tan bir parçadır yaşadığı coğrafyada.
Yunus ikliminin harman olduğu Batı Anadolu’nun ilk Türk yerleşim yerlerinden Akören köyünde gözlerini açar yazar. İlk ziyaret ettikleri diyar Tapduk Emre ve Yunus Emre’nin türbesidir. “Türk milleti ölüleriyle yaşar. Ölümsüzleştirdiği önderleriyle hayata tutunur” gerçeğini yaşayarak öğrenir.
Yunus Emre köyünde 700 yıldır söylene geldiği şekliyle “Emre’m Yunus Köyünde”dergâh kurup yaşayan ve aynı köyde öldüğüne, türbe ve mezarların burada olduğuna inanılırTapduk Emre ve Yunus Emre’nin.
Kula- Adala-Akören, Yunus Emre Köyleri aynı kandan aynı candan olduklarına inanırlar. Tapduk Emre XIII. yüzyılda dergâhını orada kurmuş ve Yunus Emre gibi birçok öğrenci, önder şahsiyeti Yunus Emre köyündeki dergâhında yetiştirmiştir. Öyle inanılır…
Yunus gönül insanı olduğu kadar ilim insanı ve aksiyon insanıdır da. Fütüvvet teşkilatına bağlı olarak Anadolu, Kafkaslar, Suriye… Pek çok bölgeyi dolaşmıştır. Bu gezilerinde her ne kadar Moğol baskınından moral değerleri sarsılan insanlara hayata tutunma azmi aşılamasının yanı sıra bir teşkilatlanma ve hocasının vermiş olduğu görevi yerine getirme gibi bir görev ifa ettiği anlaşılmaktadır.
Yunus Emre herhangi bir ideolojinin, düşüncenin insanı değildir. Her gönülde yeri olan ideolojiler, tarikatlar üstü bir anlayışa, öğretiye sahiptir.
Yunus Emre’nin mezar yeri araştırılacaksa hocası Tapduk Emre’nin türbe veya mezarlarının bulunduğu yerler araştırılmalıdır. Yazarın ön plana çıkarmaya çalıştığı Yunus Emre ve hocasıTapduk Emre’nin mezarlarının aynı yerde olması gerektiği düşüncesine en uygun yerin Emre Köyü olduğunu ifade edilir.
Yunus Emre’nin vasiyet niteliğindeki “Ko beni yatayım şeyh eşiğinde/Dönmezem şeyhimden ya ne döneyim/Kıyamet gününde mahrum kalmayım/Dönmezem şeyhimden ya ne döneyim” sözlerinin de yola çıkılarak Emre köyünde bulunan türbe ve mezarın Yunus’un vasiyetine en uygun yer olduğuna inanılır.
Yazar “Yunus Emre’nin İzinde” çalışmasını Türklerde eşik kültürü çerçevesinde derinleştirmiş ve buna paralel olarak Yunus Emre’nin mezarının Tapduk Emre’nin dizinin dibine gömüldüğü yer olduğunu düşündüğü Emre Köyünde aranması gerektiğini ileri sürmektedir. Çok fazla ön plana çıkarılmayan Emre Köyündeki Yunus Emre’nin mezarının araştırmacının aksine Yunus Emre’nin gerçekmezarı olma ihtimalinin yüksek olduğu delilleriyle ortaya konulmaktadır.
Yunus Emre’nin mezarının bulunduğu bölgeler arasında yapılacak ortak çalışmaların gerekliliğine inanan yazarın çalışması şimdiye kadar yapılmamış ender çalışmalar arasında gösterilmektedir.
Kitabın Künyesi:
Yazar: Naci YENGİN
Yayın tarihi: 01.06.2021
Dili: Türkçe
Sayfa sayısı: 176
Yayınevi: Ihlamur Kitap
İnternet siparişi için: http://shopier.com/7770954
İsteme adresi: naciyengin@gmail.com