Türk Eğitim-Sen Genel Başkanı Talip Geylan, "Eğer ki MEB yeni bir düzenleme yapmaz ise Türkiye sevdalısı öğretmenlerimiz Öğrenci Andı’nı okutmaya ve ihtiva ettiği değerleri öğrencilerimize kazandırmaya devam edecektir" aç?
Türk Eğitim-Sen Genel Başkanı Talip Geylan, Öğrenci Andı ile ilgili Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulu’nun gerekçeli kararını değerlendirdi. Milli Eğitim Bakanlığı’ndan (MEB) Öğrenci Andı'nın yeniden okullarda okutulmasını talep eden Geylan, 'Eğer ki MEB yeni bir düzenleme yapmaz ise Türkiye sevdalısı öğretmenlerimiz Öğrenci Andı’nı okutmaya ve ihtiva ettiği değerleri öğrencilerimize kazandırmaya devam edecektir' dedi.
Öğrenci andı uygulamasının yürürlükten kaldırılması kararı ile ilgili temyiz başvurusu Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulu (İDDK) tarafından Milli Eğitim Bakanlığı lehine onandı.
Kararda andın Anayasaya uygun olduğu, Milli Eğitim Temel Kanunu'nun amaçları ile örtüştüğü vurgulanırken, andın okutulup okutulmamasının MEB'in tasarrufu olduğuna hükmedildi.
Kararı değerlendiren Geylan'ın açıklaması şöyle:
“ZORLAMA BİR KARAR: Öğrenci Andı’nın iptal edilmesi üzerine sendikamız tarafından açılan dava sonucunda Danıştay 8. Daire’nin 2018’de verdiği lehte karar, MEB tarafından temyiz edilmişti. Kararda, Öğrenci Andı içeriğinde ifade edilen değerlerin Anayasa ve yasalara uygun olduğu ve hatta Milli Eğitim Temel Kanunu’nda dile getirilen amaçlarla da örtüştüğü ancak her sabah törenle okutulmasının ise idarenin takdiri dahilinde olduğu ifade ediliyor. Ve bu gerekçeyle de MEB’in 2013’te yaptığı değişikliğin hukuka aykırı olmadığına karar veriliyor. Bize göre bu zorlama ve siyasi tasarrufu rahatlatmaya yönelik bir karardır.
MEB'İN TAKDİRİNE BIRAKILMASI ANAYASAYA TEZAT: Öte yandan gerekçeli kararda hem ‘Türk Devletine vatandaşlık bağı ile bağlı olan herkes Türk’tür’ şeklindeki, hem de ‘Türkiye Cumhuriyeti, toplumun huzuru, millî dayanışma ve adalet anlayışı içinde, insan haklarına saygılı, Atatürk milliyetçiliğine bağlı, başlangıçta belirtilen temel ilkelere dayanan, demokratik, lâik ve sosyal bir hukuk devletidir’ şeklindeki Anayasa maddelerine yer verilirken; MEB’in takdir yetkisine vurgu yapılmasını bir tezat olarak görüyoruz. Üstelik gerekçeli kararda Öğrenci Andı’nın hala eğitim ve öğretim yöntemi materyali olarak kullanılmaya devam edildiği de belirtilmektedir.
TÖRENLER NEDEN İPTAL EDİLİYOR?: O halde bu noktada hem Danıştay’a hem de MEB’e soruyoruz; Öğrenci Andı, içeriği itibariyle hala bir eğitim öğretim materyali olarak geçerli ise, metnin ihtiva ettiği değerler Anayasa ve yasalara uygunluk taşıyorsa ve özellikle de 1739 sayılı Milli Eğitim Temel Kanunu’nda yer alan amaçlarla örtüşüyorsa neden öğrenci andı törenleri iptal ediliyor? Öğrenci Andı ders kitaplarında yer alırken, öğrencilere okutulmaması çelişki değil midir? Demek ki MEB, Öğrenci Andı’nın faydasına inanıyor olacak ki, ders kitaplarında yer veriyor. Madem öyle Öğrenci Andı’nın tören düzenlenerek okutulması neden istenmiyor? Şayet eğitim-öğretim materyali olarak kullanılıyorsa, neden okutulmasından imtina edilmektedir?
MEB'İN TEMYİZ DİLEKÇESİ ÇEKİŞMEYİ ORTAYA KOYMAKTADIR: Öte yandan gerekçeli kararda ‘Atatürkçülüğe, Türklüğe ve bazı ahlaki değerlere yer veren öğrenci andı metnin Anayasa’da ve Milli Eğitim Temel Yasası’nda yer alan temel ilkelere uygun olduğu konusunda taraflar arasında bir çekişme bulunmamaktadır’ ifadesi kullanılmıştır. Yine kararda Öğrenci Andı’nın içeriğinde sorun bulunmadığı, okutulmasının kaldırılmasının idarenin takdir yetkisinde olduğu ifade edilirken, MEB’in temyiz dilekçesine baktığımızda bunun aksi yönde ifadeler mevcuttur. Şöyle ki; MEB’in temyiz dilekçesinde ‘Türk ulusal kimliği tarih sahnesine çok geç çıkmıştır’, ‘Bu kapsamda, milli kimliğinden habersiz yaşayan Türk toplumuna …’ gibi ifadeler kullanılmıştır. Bu ifadeler kesinlikle MEB ile davanın tarafı olan Türk Eğitim-Sen arasında çekişme bulunduğunu ve konuya farklı pencerelerden bakıldığını da net olarak ortaya koymaktadır.
KENDİNE VATANSEVERİM DİYEN ÖĞRENCİ ANDI'NDAN RAHATSIZ OLMAZ: Kendisine ‘vatanseverim’ diyen, Türkiye Cumhuriyeti Devleti altında yaşamaktan onur duyan ve milli değerlerle beslenmiş hiç kimse Öğrenci Andı’ndan rahatsız olamaz, olmamalıdır. Değerlerimizi yücelten, aidiyet bilinci aşılayan, milli kimliğimize vurgu yapan bu metnin muhtevası hem anayasayla hem de 1739 Milli Eğitim Temel Kanunuyla örtüşmektedir. Bu minvalde soruyoruz: MEB olarak bu değerleri verdiğinizi iddia ediyorsanız, neden andın okullarda okutulmasını yasaklıyorsunuz?
ÖĞRENCİ ANDI AÇILIM SÜRECİNİN EN BÜYÜK KURBANI OLDU: Öğrenci Andı açılım sürecinin en büyük kurbanı olmuştur. Danıştay İDDK’nın ‘MEB’in taktir yetkisi’ diyerek, topu taca atması, Danıştay 8’inci Dairesi’nin kararını bozması, milletimizin vicdanını da zedelemiştir. Küçüklerini korumak, büyüklerini saymak, yurdunu, milletini özünden çok sevmek, bu ülkenin kurucusu Atatürk’ün açtığın yolda, gösterdiği hedefe durmadan yürümeye ant içmek ırkçılık mıdır? Ayrımcılık mıdır? Bu zihniyeti ve yol açtığı kaosu kabul etmiyoruz.
ÖĞRENCİ ANDI'NI OKUTMAYA DEVAM EDECEĞİZ: Bu noktada Milli Eğitim Bakanı Sayın Ziya Selçuk’a çağrıda bulunuyorum: Sayın Bakan gelin, sözde Çözüm Süreci’ne kurban edilerek siyasi bir tavırla yapılan yönetmelik değişikliğini iptal edin ve Öğrenci Andı’nı tekrar çocuklarımıza hediye edin. Her ne kadar bugün gündeme düşen gerekçeli kararla 8. Daire’nin kararı iptal edilmiş olsa da aslında İDKK’nın bu kararı da iddialarımızın doğruluğunu ve Öğrenci Andı’nın mutlaka her Türk çocuğuna okutulmasının gerekliliğine işaret etmektedir. Ayrıca şunu da herkes bilsin ki eğer ki MEB yeni bir düzenleme yapmaz ise Türkiye sevdalısı öğretmenlerimiz Öğrenci Andı’nı okutmaya ve ihtiva ettiği değerleri öğrencilerimize kazandırmaya devam edecektir.”