Ulusal ve uluslararası kaynaklardan yararlanarak hazırlanan dosyada, Koronavirüs salgınının gölgesinde tamamlanan 2020-21 eğitim yılı da mercek altına alındı. Dosya, Türkiye’de eğitime ayrılan kaynakların yetersizliğini bir kez daha gözler önüne serdi.
Birgün'den Mustafa Bildircin'in haberine göre, dosyada Milli Eğitim Bakanlığı (MEB) verileri de yer aldı. Dosyaya göre toplam eğitim bütçesi ile birlikte MEB bütçesinin merkezi yönetim bütçesi içerisindeki payı da 2016 itibarıyla düşüşe geçti. 2021 itibarıyla MEB bütçesinin merkezi yönetim bütçesine oranı yüzde 10,9, gayri safi yurtiçi hasılaya oranı ise yüzde 2,6 olarak kaydedildi. Raporda, MEB bütçesinin miktarının artmasına karşın merkezi yönetim bütçesine oranının azalmasına yönelik, “Kamu kaynaklarında yaşanan artışın eğitime ayrılan kaynaklara eşit düzeyde yansıtılmadığına işaret ediyor” değerlendirmesinde bulunuldu. 2012 yılından beri en düşük seviyeye 2021’de gerileyen toplam eğitim bütçesinin merkezi yönetim bütçesine oranı 2018, 2019, 2020 ve 2021 yıllarında şöyle gerçekleşti:
2018: 17,7
2019: 16,8
2020: 16,2
2021: 15,7
2021 yılında MEB bütçesinin toplam eğitim bütçesi içerisindeki payı ise yüzde 1,3 azalarak yüzde 69,3 oldu. Bu azalmayla birlikte MEB bütçesinin payı 2019’dan beri en düşük seviyeye indi. YÖK, ÖSYM ve KYK gibi kurum ve kuruluşların bütçe artış oranı, MEB bütçesinin artış oranının üzerine çıktı.
Kamu harcamaları düşük özel harcamalar yüksekDosyada, 2017 yılına ait karşılaştırılabilir verilerin yer aldığı uluslararası değerlendirme raporlarından kesitler de paylaşıldı. Türkiye’de eğitimde kamu harcamalarının oranının diğer ülkelere göre düşük, özel harcamaların oranının ise yüksek olduğu belirtilerek “OECD ve G20 ülkeleri arasında Türkiye, yüzde 73,2’yle kamu eğitim harcamalarının en düşük olduğu ikinci ülkedir” denildi.