Ekonomik İşbirliği ve Kalkınma Örgütü (OECD) bugün Türkiye’ye için özel bir not yayınladı. Türkiye’ye soruşturma ve kovuşturma bağımsızlığını korumak dahil, yurtdışı rüşvetle mücadeleyi hızlandıracak reformları acilen uygulamaya koyması çağrısında bulundu. OECD, Türkiye’nin OECD Rüşvetle Mücadele Sözleşmesi’nin uygulanması veya yurtdışı rüşvet suçlarının denetlenmesi konularında çalışma grubunun endişelerini gidermek için yeterli adım atmadığını savundu. OECD tarafından yapılan açıklamada OECD rüşvetle mücadele çalışma grubunun 21-22 Haziran’da adalet, dışişleri, içişleri bakanlıkları, HSYK ve TBMM Adalet Komisyonu’ndan yetkililerle görüşerek konuyu ele aldığı ifade edildi.
Açıklamada, OECD heyetinin sözleşmenin önemine rağmen Türkiye’nin herhangi bir uluslararası rüşvet vakasını başarı ile sonuçlandırmadığını ifade ederek, Türkiye’nin bu konudaki çabasını güçlendirmesi çağrısı yaptığı belirtildi. OECD’nin resmi web sitesinden yayımlanan ve ‘Türkiye, soruşturma ve kovuşturmanın bağımsızlığını korumak da dâhil olmak üzere, yurtdışı rüşvetle mücadeleye hız katacak önemli reformları acilen uygulamaya koymalı’ başlığıyla paylaşıldı. Paylaşıma göre, Türkiye, OECD Rüşvetle Mücadele Sözleşmesinin uygulanması veya yurtdışı rüşvet suçlarının çok düşük düzeyde denetlenmesi konularında OECD Rüşvetle Mücadele Çalışma Grubunun endişelerini gidermek için yeterli adımları atmadı. Çalışma grubu 2014 yılından bu yana Türkiye’ye, kovuşturmanın bağımsızlığının korunması, yurtdışı rüşvet ile ilgili tüzel kişilerin sorumluluğuna ilişkin mevzuatını güçlendirilmesi ve şüpheli uluslararası rüşvet vakalarını bildiren kişilerin yeterli şekilde korunmasının sağlaması da dâhil olmak üzere, yurtdışı rüşvet vakalarının etkili bir şekilde tahkik edilmesi ve kovuşturulması çağrısı yaptı.
HERHANGİ BİR VAKA SONUCA KAVUŞMADI
Türkiye’nin herhangi bir uluslararası rüşvet vakasını başarı ile sonuçlandırmadığı notta paylaşılırken, Türkiye’nin bu konudaki çabasını güçlendirmesi OECD çağrı yaptı. Notun devamı ise şöyle: 'Türkiye, yalnızca karşılıklı adli yardım taleplerine güvenmek yerine, soruşturma başlatmak için farklı kaynaklardan daha proaktif bir şekilde bilgi toplamalıdır. Ayrıca Çalışma Grubu delegasyon üyeleri, 2014 ve 2016 yılları arasında gerçekleşen adli ve kolluk kuvvetleri görevlilerinin art arda geniş çaplı bir şekilde görevden uzaklaştırılması ve yeniden atanması ışığında, Türkiye’nin soruşturma ve kovuşturmaların bağımsızlığının korunması için herhangi bir tedbir almadığı konusunda da ciddi endişelerini korumaya devam etmektedirler.'