DEVA Partisi Genel Başkanı Ali Babacan, partisinin 1. Olağan Sakarya Akyazı kongresinde konuştu. Burada pandemi ve delta varyantına ilişkin önemli açıklamalarda bulunan Babacan, iktidarın almış olduğu koronavirüs kararlarını eleştirerek, ''Biliyorsunuz turizm mevsimindeyiz. Delta varyantının en hızlı yayıldığı ülkelerden biri de Rusya. Peki hükümet ne yaptı? Rusya'dan gelecek olan uçuşları serbestleştirerek karantina uygulamasını da kaldırdı. Her gün başka genelge çıkartılıyor bu konularda. İşi ciddiye alarak değil, bilime dayanarak değil anlık kararlarla yönetiyorlar. Salgını kontrol altına almaya çalışırken turizmi önceleyen bu kararı rehavet çerçevesinde alınmış bir karar olarak değerlendiriyoruz.'' dedi.
Babacan'ın konuşmalarından öne çıkanlar şöyle:
DEVA partisini ortak akla uyarak kurduk. Halkımızın refahını yükseltmeyi ve Türkiye'yi özgürlükler ülkesi yapmak için yola çıktık. İfade ve basın özgürlüğü, ibadet özgürlüğü üzerine kurduk. Hukuk üzerine, adalet üzerine, demokrasi üzerine inşa edilmiş ekonomik plan oluşturduk. Özgürlükçü, katılımcı ve çoğulcu bir demokrasi hedefi için yola çıktık. Toplumu bölenlere, ayrıştıranlara karşı dimdik ayakta duracağız. Şuandaki hükümet kutuplaştırarak bu ülkeyi yönetmeye çalışıyor. Sürekli düşman arıyor her dönem düşman arama arayışında. İçeride toplumun farklı kesimlerini ötekileştirerek yönetmeye çalışıyor.
Biz her zaman farklılıklarımızla birlikte birbirimize saygı içerisinde birlik ve beraberlik içinde yol yürümeyi önce parti içinde ardından tüm Türkiye'ye bunu yaşatacağız. DEVA partisi gerginliğin değil huzurun, günlük rüzgarların değil sapasağlam duruşun partisidir. Hükümetin havuçla sopayla yönettiği ülke haline döndük. İktidar ülkeyi ayrıştıran dille yönetiyor. Türkiye'nin ayrışmaya ihtiyacı yok. Biz ülkemizin yarınları için bir araya gelen aynı Türkiye vizyonuna sahip aynı hedef yolunda ilerleyenlerin partisiyiz.
Halka nasıl bir ülkede yaşamak istiyorsun diye sorduk. Hep aynı Türkiye'den bahsettiler. Benim hakkım hukukum korunsun, adalet olsun, yaşam tarzıma kimse karışmasın, ben inandığım gibi yaşayayım diyor. Geçmişte bu topraklarda nice gözyaşı döküldü. Bunlardan ders alacağız. Kuşkusuz her şey irdelenecektir ama bizim işimiz geçmişi bilmek ama emeği gelecek için harcamaktır. Her birimizin farklı hassasiyetleri var birbirimizi anlamaya çalışacağız. Demokrat demek aynı zamanda saygı demektir. İlke ve değerlerimiz tüm DEVA mensupları için bağlayıcıdır.
Partimizi kurduğumuz günden bu yana iktidar yanlış yaptı biz doğru söyledik, sadece eleştirmekle kalmadık. Türkiye'de ilk koronavirüs vakası partimizin kurulduğu gün açıklandı. Pandeminin ekonomik boyutunu nasıl yöneteceksiniz sağlık boyutunu nasıl yöneteceksiniz diye madde madde tavsiyelerimizi önerilerimizi sunduk. Salgının sağlık yönünden ve ekonomik açıdan etkilerinin en aza indirilmesini öneren bir tavsiye paketiydi. Bir süre sonra çıktı Erdoğan ne dedi? 'Bir de çıkmış bana ders vermeye çalışıyor' dedi. Ama derse ihtiyacınız var. Yapamıyorsunuz. Yönetemiyorsunuz. Ülkeyi bir krizler ülkesi haline çevirdiniz. Ülkede bir hukuk krizi var, adalet krizi var, ekonomik kriz var, eğitim krizi var. Bunu yaşıyoruz görüyoruz.
Baktık bir ilin vaka sayısı Türkiye'de açıklanan vaka sayısından fazlaydı. Sonra aşı sıkıntısı yaşadılar vakayı az gösterdiler fazla aşı istediler çünkü. Sayıların gerçek olmadığını, uygulamada yanlışlık yaptıklarını açıkladık. Bu candır bu kayıpların hesaplarını veremezsiniz dedik. İktidar aşı teminini tam bir bilmeceye, bulmacaya çevirdi. O günde çağrımızı yaptık. Bu milletin en önemli önceliği aşıdır dedik. Avrupa ve Amerika'da aşılama hızla ilerlerken biz aşı tedarik etmedik. Başından beri milletimize karşı sorumluluğumuzu yerine getirdik.
BionTech'i Almanya'da bulan Türk bilim insanları biliyorsunuz.. O günlerde açıklama yaptılar Türkiye'nin bizden aşı talebi yok dediler. Bizim insanlarımızın keşfettiği aşıyı almak yerine Çin aşısının peşinden koştular. Daha yeni Biontech aşısı Türkiye'ye gelmeye başladı. Hükümete soruyorum: 6 aydır siz bu aşıyı niye temin etmediniz? Tabi dedikodu var söylentiler var. Doğru mu yanlış mı bilmem. Söylenti neydi: Çin aşısında aracı vardı onun için iş hızlı yürüdü. Bu firma aracı kabul etmediği için doğrudan devletle çalışırım dediği için araya aracı sokamadıkları için bu anlaşmayı yapmadılar. İktidarın çıkıp bunu açıklaması lazım.
Koronavirüs ile mücadelede kalıcı başarı sağlamak için gerekenleri sizlerle paylaşmak istiyorum. Ağustos ayına yaklaşıyoruz. Ağustos ayı pandemiyle mücadelede çok kritik bir tarih. Risk altındaki 65 yaş üzerindeki vatandaşlarımızla sağlık çalışanlarımıza mutlaka 3. doz rapel (pekiştirme aşısı) yapılmalı. Öncelikli hedefinde 65 yaş üstü ve sağlık çalışanları olmalı. Biz yine buradan çağrı yapıyoruz önerilerde bulunuyoruz. Gerekirse ders veriyoruz. Keşke dinleselerdi.
Biliyorsunuz ilk grup aşılar Çin aşısıydı ve yeni mutantlara karşı Delta varyantına karşı zayıf bu aşı. Çin aşısı olanlara bir an önce mRNa aşısı yapılması gerekiyor. Pekiştirme aşılarına neden Ağustos ayında başlamak gerekiyor? Çünkü 2. doz aşının ardından 6 ay dolmuş oluyor. Eğer 6 ay geçerse etkinliği azalacak. Altını tekrar çiziyorum Ağustos ayında risk altındaki vatandaşlarımızın ve sağlık çalışanlarımızın 3. doz pekiştirme aşısına mutlaka başlanmalıdır.
Bunun önemini de biz ilk olarak Sayın Erdoğan'dan duyduk. Katıldığı televizyon programında '3. doz aşımı da oldum' dedi. Üstelik o dönemde halkımızın çoğu 1. dozu bile olmamıştı. Ülkenin cumhurbaşkanı kendine hak gördüğünü milletinden esirgememeli. Bugün hükümetin birinci hizmeti aşı olmalıdır. Salgını tam olarak kontrol altına almak istiyorsak yapılması gerekenler bunlarla sınırlı değildir. Kapalı mekan kısıtlamaları gevşetildi. Açılma süreci 1 Temmuz'da iyice gevşetilecek. Kapalı mekanlara giriş için tedbirin asla elden bırakılmaması gerekiyor.
Bizler serbestçe hareket ederken uluslararası bazı geliş gidişlere de dikkat etmek gerekiyor. Biliyorsunuz turizm mevsimindeyiz. Bu virüsün Delta varyantı var bu varyantın kaynağı Hindistan. Ama bu varyantın en hızlı yayıldığı ülkelerden biri de Rusya. Peki hükümet ne yaptı? Rusya'dan gelecek olan uçuşları serbestleştirerek karantina uygulamasını da kaldırdı. Her gün başka genelge çıkartılıyor bu konularda. İşi ciddiye alarak değil, bilime dayanarak değil anlık kararlarla yönetiyorlar. Bazen bakıyor bunlar işi çocuk oyuncağına çevirdiler diyoruz. Salgını kontrol altına almaya çalışırken turizmi önceleyen bu kararı rehavet çerçevesinde alınmış bir karar olarak değerlendiriyoruz.
Aylardır dilimizde tüy bitti önce can dedi. Ama onlar ekonomi ile ilgili konularda hele ki turizm ile ilgili konularda aceleci davrandılar. Pandemi öncesi Merkez bankası rezervlerini sıfırladırlar, yıllardır biriktirdiğimiz yedek akçelerde sıfırlanmıştı. O yüzde pandemide halkımıza destek olamadılar. Pandemide en az destek verilen ülkelerden biri Türkiye oldu.
Siz har vurup harman savurursanız hazırdan harcayıp kaynaklarınızı tüketirseniz işte böyle halka destek olmazsınız. Ekonomide tedbirli olmak gerekir. Devlet böyle yönetilir. Ticaret ile ilgili mevzuatımıza bir bakkal dükkanı açan vatandaşımızdan müdebbir olması beklenir. Siz küçük vatandaşlardan tedbirli olmasını bekleyin koskoca devleti tedbir almadan yönetin. Böyle bir şey olabilir mi?
Tarım ve çiftçilikle uğraşanlar için bütçe çalışması da yapılmış 56 maddelik bir eylem planı hazırladık. Biz öyle boşa atmıyoruz. İş yapıyoruz bugün de yarın da vatandaşımızın yüzüne bakacağımızı düşünerek konuşuyoruz. Bunun için eylem planlarımızı yazılı olarak paylaşıyoruz. Bu büyük bir sorumluluk gereği. Bu milletin aklıyla alay eden iktidarı her zaman konuşacağız. DEVA partisi emekçilerle, işçilerle, kadınlarla, esnaflarla yola çıktı. Kutuplaşmadan beslenen iktidar olmayacağız.''