Erken seçim tartışmalarına ilişkin TBMM'de düzenlediği basın toplantısında konuşan CHP'li Özel, "Erken seçim kaçınılmazdır. Recep Tayyip Erdoğan ve AK Parti artı MHP’nin oyu, bu Meclis’te ciddi şekilde azınlığa d?
Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Grup Başkanvekili Özgür Özel, TBMM’de basın toplantısı düzenledi. Özel'in gündeminde erken seçim tartışmaları vardı.
'CUMHURBAŞKANLIĞI SEÇİMLERİNİ KAYBETTİLER'
Özel, şunları söyledi:
'Erken seçim kaçınılmazdır. Recep Tayyip Erdoğan ve AK Parti artı MHP’nin oyu, bu Meclis’te ciddi şekilde azınlığa düştüklerini ve cumhurbaşkanlığı seçimlerini kaybettiklerini gösteriyor. Erken seçim, Recep Tayyip Erdoğan’ın siyasi ömrünü, daha doğrusu iktidarını bitirir. Muhalefet partisi lideri olarak görev yapar mı bilmiyoruz, o kendi kararı olacak. Kazanamayacakları bir seçimi mümkün olduğunca geç yapacaklarını, erken yapmayacaklarını, seçimi gününde veya gününe çok yakın bir yerde yapmak için direneceklerini düşünüyorum. Ama diğer yandan baktığımızda vatandaşın bıçak kemiğe dayanmış, erken seçim dışında neredeyse bir gündemi yok. Erdoğan, ikili basınç arasında sıkışmış olacak” dedi.
'BİR TANESİ BİLE YASALAŞMADI'
Özel’in konuşmasından öne çıkanlar şöyle:
Şu anda Meclis, yaklaşık 23 saattir aralıksız çalışıyor. Bir yasama yılı boyunca, AKP, Meclis’i iki gün çalıştırmaya uğraştılar durdular. Her fırsatta az çalıştırmaya çalıştılar. 1 Temmuz’da kapanması gerekiyordu. Ellerinde yapılacak bir sürü iş vardı. Tütün üreticileri, çek yasası, eczacıların beklentileri… Bunların hepsi bir torbaya girdi. Araya OHAL’i üç yıl uzatan düzenlemeleri koydular. 23 saattir milletvekillerinin uyumadan yaptıkları müzakereler. Muhalefetin direnci belli yerlerde sonuç verdi. Gözaltı sürelerinin 12 güne uzatılmasıyla ilgili düzenlemeler, memuriyetten yürütmenin kararıyla doğrudan çıkarılmasıyla ilgili düzenlemeler bir yıla indirildi. Üç yıllık sürenin bir yılını, seçim zamanında bile yapılsa, Türkiye’nin yeni yönetiminin kullanacağına geç fark ettiler. Biz bu yetkileri istemediğimizi söylesek de bir yıllık uzatmaya gittiler. AKP ve küçük ortağı MHP’nin elinde savrularak, aynı kanunları bir daha değiştirerek kötü yönetiliyor 188 kanun teklifi geçti. Muhalefetin verdiği 3 bin 380 kanun teklifi alınmadı. Bir tanesi bile yasalaşmadı. Uzlaşı kültüründen nasibini almamış, muhalefet ne önerirse önersin reddediyorlar.
'EYT SORUNUNUN GÜNCEL ADI EMEKLİLİKTE MHP’YE TAKILANLARDIR'
Birkaç saat içinde Cumhur İttifakı’nın Meclis’i kapatmasını bekliyoruz. Biz buna karşı çıkıyoruz. MHP’lilere EYT’lilere verdikleri sözü hatırlatmak istiyoruz. EYT sorunu varsa onun güncel adı emeklilikte MHP’ye takılanlardır. En yüksek vaatlerle oy isteyen MHP, EYT’lileri Meclis’e gelince unuttu, yüzüstü bıraktı. İnsanlar emekli olamıyorsa elbette AKP yüzünden ama MHP’nin sözünü tutmaması yüzündendir. Meclis’i kapatıp gidiyorsun da nereye gidiyorsun? 24 Haziran öncesi her mitingde, polislere 3600 ek gösterge sözü duruyorken kapatıp gidiyorlar. Biz teklif ettiğimizde de reddederek gidiyorlar. AKP’nin seçim bildirgesine bakacak olursanız cemevlerine hukuki statü sağlayacaklardı, üniversite yönetimlerinin yeniden örgütlenmesini sağlayacaklardı, Boğaziçi’nde tam tersini yaptılar, sözleri genç işsizlik oranını artıracak kanunlar çıkaracaklardı, gelir dağılımı eşitsizliklerine müdahale edeceklerdi, enflasyonu tek haneye indireceklerdi. Hiç bu sözleri verenler kendileri değilmiş gibi Meclis’i kapatıp gidiyorlar.
'ÇUVALDIZI KENDİNE BATIRACAK'
Dün Recep Tayyip Erdoğan, Erzurum’da ‘kibir, böbürlenme ve büyüklenme bize asla yakışmaz…’ demiş. Bu sözleri kim söyletiyor? AKP’nin bugün seçim olsa hangi partiye oy verirdiniz anketlerinde hızlı bir düşüşü var. Sebebi nedir deyince aldıkları cevap bunlar. Millete rağmen hareket ediyorlar, kibirliler. Biz de okuyoruz odak grup çalışmalarını, Erdoğan da okuyor. Erzurum’da bunu söylerken saraydaki kibirliler ordusunu görmüyor mu? Kendi ailesinin damadının kibrini görmüyor mu? Bir aile devletine dönüştürdüğünü görmüyor mu? Milletvekillerinin büyük şikayetlerinin ‘bakanlara ulaşamıyoruz’ dediğini bilmiyor mu? Yeni rejimin getirdiği budur. Tevazudan bahsetmek için çok geç. Çiftçiyi azarlayan, Berkin Elvan’ın annesini miting meydanlarında yuhalatan, ana muhalefet partisi genel başkanını miting meydanlarda yuhalatan, çuvaldızı kendine batıracak.
'NASIL YÜZLERİNE BAKACAKLAR?'
Tek maaşlı var mı araştırıyoruz, bulamıyoruz. Muhterem İnce ve Sinan Aksu’yu gördük. Bakan yardımcılığı maaşına ek olarak 12 bin 500 lira ek maaş ve yılda dört maaş da ikramiye alacaklar. Bunu AKP nasıl taşıyabiliyor? Nasıl izahı vardır. İletişim Başkanlığı evine dört maaş giriyor. Akıl alır gibi değil. Bu utanç verici durumu nasıl taşıyacaklar? Nasıl yüzlerine bakacaklar?
'TRT'NİN KAMU YAYINCILIĞI YAPMASI GEREKİYOR'
TRT ile ilgili tartışma sürüyor. İletişim Başkanlığı’ndaki İletişim Başkan Yardımcısı’nın atandığını, Erdoğan’a methiyeler düzen doktora düzenin atandığını görmüştük. TRT hepimizin. Kamu yayıncılığı yapması gerekiyor. Eşit yayıncılık yapması gerekiyor. Ayrıca devletin bir kişi veya bir zümre tarafından yönetilenlere yer verilemez deniyor. Bu mevzuat maddesi okundukça suçüstü yakalandılar. Devletin tüm kurumlarını pelikanlar tarafından yönetilmesine alet ettiler.”
“HİLAL KAPLAN TROLLİÇE”
TRT yönetimi hakkında gelen soruya Özgür Özel, “Hilal Kaplan, en trollerden birisi. Trolliçe. MHP ile iyi durumda AK Parti. Bir şey söylemiyor ama söylüyordu. Çözüm süreci bitince ona göre pozisyon alıyordu. İstanbul seçimlerinden önce Osman Öcalan’ın, 33 askerimizin katili Osman Öcalan’ın, binlerce askerimizin katili Osman Öcalan’ın, MİT eliyle TRT ekranlarına çıkarılmasını savunan paylaşımlar da yapmıştı. TRT yönetimine böyle birinin getirilmesi, nasıl utançlara gebe olduğumuzu dile getirmek gerekiyor. Buna tepki göstereceksin ne olacak? Daha fenasını söylesen ne olacak? Ya sabır demek gerekiyor. Tüm kurumları bunlardan arındıracak seçimleri beklemek gerekiyor” yanıtı verdi.
“ERKEN SEÇİM KARARINI MİLLET VERİYOR”
Erken seçim tartışmaları için Özgür Özel, şöyle konuştu:
“Siyaseti bir okumayla, erken seçimin kaçınılmaz olduğunu söylemek çok mümkün. Çünkü gerçek anlamda erken seçim kararını siyasetçiler değil millet veriyor. Her girilen esnaf dükkanından çıkarken ‘seçim ne zaman’ diye soruluyorsa, her gidilen köy kahvesi erken seçim konuşuyorsa, her sohbetin sonu erken seçime varıyorsa ve işi vatandaşın nabzını tutmak olan gazetecilerin her basın toplantısında bir erken seçim sorusu varsa erken seçim kaçınılmazdır. Ancak benim gördüğüm anketler ve okuduğum anayasa yani cumhurbaşkanı seçilmesi için alması gereken oyla bugün Recep Tayyip Erdoğan ve AK Parti artı MHP’nin oyu, bu Meclis’te ciddi şekilde azınlığa düştüklerini ve cumhurbaşkanlığı seçimlerini kaybettiklerini gösteriyor. Bu şartlar altında Genel Başkan Yardımcısı Yavuz’un (Ali İhsan Yavuz) ‘cumhurbaşkanımızın siyasi ömrünü kısaltır’ cümlesinin sonundaki ‘kısaltır’ı ‘bitirir’ olarak değiştirip kendisine iştirak ediyorum. Erken seçim, Recep Tayyip Erdoğan’ın siyasi ömrünü daha doğrusu iktidarını bitirir. Muhalefet partisi lideri olarak görev yapar mı bilmiyoruz, o kendi kararı olacak. Bu anketlerle, bu sokakla, sokaktaki bu tepkiyle, bu geriye gidişle Erzurum’da kendi örgütüne ‘kibir yapmayın’ uyarılarına da okuduğumuzda kazanamayacakları seçimi yapmayacaklarını, direneceklerini düşünüyorum. Kazanamayacakları bir seçimi mümkün olduğunca geç yapacaklarını, erken yapmayacaklarını, seçimi gününde veya gününe çok yakın bir yerde yapmak için direneceklerini düşünüyorum. Ama diğer yandan baktığımızda vatandaşın bıçak kemiğe dayanmış, erken seçim dışında neredeyse bir gündemi yok. Bu kadar yoğun erken seçim gündeminin olduğu bir yerde Erdoğan, ikili basınç arasında sıkışmış olacak. Birincisi vatandaştan gelen erken seçim talebi, ikincisi ‘seçime gidersem kaybediyorum, geleceklere hazır mıyım, iktidarı devretmeye, hukuk önünde hesap vermeye hazır mıyız’ sorusuyla iki basınç arada kaldığını düşünüyorum.”
“İÇ SAVAŞ KIŞKIRTICI POLİTİKALARA KARŞIYIZ”
Kaçak göçmenler gündemine ilişkin gelen soruya Özgür Özel, şu yanıtı verdi:
“Sığınmacıların ilk geldiği plansızlığı gösteren süreç. Aşılarının olup olmadığı sorulmadı, karantinaya alınması gerekenler alınmadı. Bulaşıcı hastalıklar hortladı. Halk sağlıkçılarını umursamadılar. ‘Türkiye nasıl kucak açtığını gösterecek.’ Aşı programları değişmek zorunda kaldı. Bir halk sağlığı problemine dönüştü. Şimdi Afganistan’dan gelenler için de aynı plansızlığı görüyoruz. Türkiye Suriyeli sığınmacılar ile ilgili sorunlar belli. Şimdi de Afgan mültecilerle ilgili bir sıkıntı var. Suriye’nin iç barışı yerine Suriye’de rejim değişikliği hayaliyle karıştırdıkları için oldu. 4 milyon göçmen Türkiye’de. Afganistan’da Taliban rejimi vardı. Amerika Afganistan’a çoktandır gitmişti. Orada bir denge vardı. Amerika’nın caydırıcı gücü duruyorken denge Taliban lehine değişti. Taliban mevzi kazandıkça Afganlar, Türkiye’ye yöneliyorlar. Bu böyle devam ederse yılda 400 bin sığınmacı demek. Amerika ile masaya otururken, Afganistan’daki Taliban meselesi tek başına kalırsa ne tür bela açacağını anlamak gerekiyor. Türkiye ile İran arasında 534 km sınır var. 2 milyon Afgan yaşıyor. İran her fırsatta pompalamaya çalışıyor. Oradan da göç geliyor. Duvar örülmesi konuşuluyordu, yarıda kaldı. CHP olarak göçmenlere değil, komşuda iç savaş kışkırtıcı politikalara karşıyız. Ülkelerine dönmeleri için barışın sağlanması, barış ortamı için katkı sağlanmasını ifade ediyoruz.”