Ulusal ve uluslararası bilimsel çalışmalar, Marmara Denizi’nde 7’nin üzerinde bir depremin olabileceği yönünde bilgiler verirken uzmanlar ‘acil önlem alınmalı’ çağrılarını sürdürüyor. Yaşanması beklenen felaketin 16 milyon nüfusu bulunan İstanbul’a büyük bir facia yaşatmasına kesin gözüyle bakılırken CHP İstanbul İl Başkanı Canan Kaftancıoğlu, eğitim-öğretim yılının başlamasına günler kala İstanbul’daki okullarla ilgili çarpıcı bilgiler paylaştı. Kaftancıoğlu “2018 ve 2019 yıllarında İstanbul’daki 15 okulun depreme dayanıksız olduğu tespit edilmiş ve yıkım kararı çıkmıştı.
Milli Eğitim Bakanı, İl Milli Eğitim Müdürü, bir sonraki öğretim yıllarına, ‘Bu okulları yapacağız, yeniden eğitime açacağız. Ya yıkacağız ya da yenisini yapacağız’ diye söz vermişti. Devlet o 15 okulun kamulaştırma bedelini ödeyemedi. Somali’ye yardım ederken para vardı. Okulların kamulaştırma bedelini ödeyemediği için aynen o okullar duruyor. Ne yıkılmış ne tadilat yapılmış ne de yerine yenisi eklenmiş” ifadelerini kullandı.
SİMİT PARASINA DEPREM ÖNLEMİ:
Öte yandan CHP İstanbul Milletvekili Sezgin Tanrıkulu, Çevre ve Şehircilik Bakanı Murat Kurum’a “İstanbul’a 2021 yılında bakanlığınız tarafından depreme karşı önlem almak için ayrılan kaynak miktarı nedir?” diye sordu. Bakan Kurum, İstanbul’da Tapu ve Kadastro Müdürlüğü tarafından Deprem Performans Analizi için 2020 yılında 210 bin 794 lira kaynak ayrıldığını ve bu kaynağın harcandığı, 2021 yılında güçlendirme çalışmaları için 800 bin lira kaynak ayrıldığı cevabı verdi. 2019 yılında yapılan İBB Deprem Çalıştayı’nda yer alan verilere göre İstanbul depreminin 7.5 olması durumunda 48 bin ağır hasarlı, 194 bin de orta ve üstü hasarlı yapının ortaya çıkaracağı belirtilmişti. Ayrılan 800 bin TL’lik kaynağın sadece risk altındaki yapılar için kullanıldığında dahi yapı başına 2.75 TL’lik bir miktar düşüyor. Söz konusu tutar neredeyse bir simit parasına denk geliyor. Bakanlığın açıkladığı rakama göre 16 milyon İstanbullu için kişi başına 5 kuruş deprem önlemi düşüyor.
‘AYRILAN BU KAYNAK ÇOK KOMİK BİR RAKAM’:
Konuyla ilgili KARAR’a konuşan Tanrıkulu, toplanan deprem vergilerini işaret ederek “Türkiye’nin bir deprem kuşağında olmasına rağmen depremin sonuçlarını; insan ölümleri ve çevresel zararları en aza indirecek noktada çalışma yapması gerekirken bu kaynakların başka yerlere harcanması çok yanlış bir yöntem” dedi. Tanrıkulu, ayrılan kaynağın miktarına ilişkin ise “Ayrılan bu kaynak; İstanbul ve Türkiye’de olası depremin olası sonuçlarını en aza indirecek bir miktar değil hatta çok komik bir miktar” yorumunu yaptı.
RIZA BEY APARTMANI’NIN MİMARINDAN ‘FORMALİTE’ İMZA
İzmir’deki depremde yıkılarak 36 kişinin ölümüne, 17 kişinin de yaralanmasına neden olan Rıza Bey Apartmanı’nın sorumlularının yargılandığı davanın duruşması görüldü. Duruşma esnasında ifadesi alınan tutuklu sanıklardan yıkılan apartmanının mimarı Ali Serdar Bayram, resmi evraklara mimar olarak formalite amacıyla imza attığını ancak fenni mesul olarak herhangi bir işlemde bulunmadığını söyledi. 150 gündür cezaevinde olduğunu hatırlatan Bayram “Mimarı ben olarak görülmeme rağmen bu projeyi ben çizmedim. Rıza Bey Apartmanı’nın inşaatının devam ettiği yıllarda İzmir’de bile değildim” diyerek suçsuz olduğunu savundu. Depremde iki çocuğunu kaybeden A.C.A. ise “İzmir’de 2005 yılında yaşanan depremin ardından bazı kolonlarda çatlaklar meydana geldi. Bunun ardından binanın depreme dayanıklı olup olmadığı konusunda Dokuz Eylül Üniversitesinden rapor almak için toplantı yaptık. Toplantıda çoğunluğu sağlayamadığımız için rapor başvurusu yapmadık” dedi.