Pandemi öncesi ve pandemi döneminde yapılan araştırma depresyonda olan öğrencilerin sayısının ciddi şekilde arttığını ortaya koydu. Veriler karşılaştırıldığında 5 katlık bir artış meydana geldiğini söyleyen Dr. Nilay Aksoy, kay
Tüm dünya yaklaşık 2 yıldır koronavirüs salgınıyla mücadele ediyor. Pandemi, birçok olumsuz etkisinin yanında insanların sosyal yaşamını kısıtlaması yönüyle de psikolojik sorunları artırıyor. Bu kapsamda Altınbaş Üniversitesi Klinik Eczacılık Anabilim Dalı da araştırma yaptı. Araştırma sonucu; psikolojik rahatsızlıklar üzerine yapılan iki araştırma, Kovid-19 pandemisinin üniversite öğrencileri arasında şiddetli depresyon yaşayanların oranını beşe katladığını ortaya koydu.
Üniversite Öğrencileri Arasında Antidepresan İlaçlarının Kullanımının Artması konulu araştırma pandemi öncesi gerçekleştirildi. Kovid-19 Pandemisi Sırasında Depresyon, Anksiyete, Insomnia Şiddetlerinin Belirlenmesi ve Tedavi Gereksinimlerinin Değerlendirilmesi konulu çalışma ise pandemi sürecinde hayata geçirildi.
ÖNCEKİ ARAŞTIRMADA ORAN YÜZDE 5'Tİ
Altınbaş Üniversitesi Klinik Eczacılık Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Dr. Nilay Aksoy’un verdiği bilgiye göre pandemi öncesinde Aralık 2019-Mart 2020 tarihlerinde yürütülen araştırmaya İstanbul’da eğitim gören 286 öğrenci katıldı. Depresyon seviyesinin tespiti için gerçekleştirilen online anket çalışmasının sonuçları, katılımcıların yüzde 5’inin şiddetli düzeyde depresyona sahip olduğunu ortaya koydu.
'İLAÇ KULLANAN ÖĞRENCİLERİN YARISININ TEDAVİSİ BİR YILDAN UZUN'
Aksoy, “Araştırma sonuçlarına göre Sosyal Bilimler Fakültesi’nde okuyan öğrencilerde şiddetli depresyon görülmezken, Fen Bilimleri ve Sağlık Bilimleri öğrencilerinde bu rahatsızlıklar görülüyor. Antidepresan kullanım verilerine bakıldığında ilaç kullanan öğrencilerin yaklaşık yarısının bir yıldan fazla süredir tedavi gördüğü de anlaşılıyor” dedi.
'OLAĞAN SEVİYELERİN ÜSTÜNDE'
Altınbaş Üniversitesi Klinik Eczacılık Ana Bilim Dalı akademisyenlerince 14-19 Nisan 2021 tarihlerinde yapılan ikinci araştırmaya 170 kişinin katıldığını söyleyen Aksoy, “Bu çalışmaya göre de genç nüfusta olağan seviyelerin üzerinde depresyon, anksiyete ve uyku bozukluğu vakaları gözlendi. Şiddetli seviyede depresyon ve kaygı bozukluğuna sahip katılımcıların oranı yüzde 25 çıktı” ifadelerini kullandı.
'DEPRESYON KADINLARDA UYKU BOZUKLUĞU ERKEKLERDE YÜKSEK'
İkinci çalışmanın sonuçlarının, cinsiyetler arasında karşılaştırma yapıldığında kadınların depresyon ve anksiyete seviyelerinin erkeklere kıyasla daha yüksek olduğunu gösterdiğine dikkat çeken Aksoy, “Çalışma sonuçlarına göre uyku bozukluğu görülme oranı ise erkek katılımcılarda daha yüksek” dedi.
'ŞİDDETLİ DEPRESYON BEŞ KAT ARTTI'
Dr. Aksoy yapılan iki çalışmanın sonuçlarını değerlendirirken, “Elde edilen veriler karşılaştırıldığında Kovid-19 Pandemisi ile şiddetli depresyon seviyesinde beş katlık bir artış yaşandığı sonucuna ulaşabiliriz. Öğrencilerde sosyal yaşamdan uzaklaşma ve gelecek kaygısının ortaya çıkmasıyla pandeminin özellikle genç nüfusu derinden etkilediği yorumu yapılabilir” ifadelerini kullandı.
'ÇEVRİMİÇİ DESTEK PROGRAMLARI OLUŞTURULMALI'
Dr. Nilay Aksoy, sosyal, mesleki veya eğitim hayatı gibi önemli faaliyetlerde yaşanan belirgin değişikliklerin psikolojik sorunları ortaya çıkardığını söyledi. Bu tür durumlarda kişilerde anormal düşünce, duygu ve davranışların görüldüğünü ifade eden Dr. Aksoy, “Dünyada psikolojik rahatsızlıkların en yaygını olarak görülen depresyon; sürekli olarak üzgün hissetme durumuyla davranışları etkileyen ve günlük rutindeki olaylara ilginin azalmasını içeren duygudurum bozukluğudur” diye konuştu.
Dr. Nilay Aksoy, kaygıyı azaltmaya ve depresyon belirtilerini tedavi etmeye yardımcı olmak için çevrimiçi destek programlarının oluşturulması gerektiğini savundu.