Babacan: Eski sistemin eksik demokrasisiyle yetinmeyeceğiz

Babacan: Eski sistemin eksik demokrasisiyle yetinmeyeceğiz

DEVA Partisi Lideri Ali Babacan, partisinin 'güçlendirilmiş parlamenter sistem çalışması'nı açıkladı. Yeni sistemin eski parlamento yapısıyla aynı olmayacağını söyleyen Babacan, değişiklik için sadece Anayasa'daki birkaç maddenin de?

Demokrasi ve Atılım Partisi (DEVA) Genel Başkanı Ali Babacan, partisinin 'güçlendirilmiş parlamenter sistem' çalışmasının ayrıntılarını paylaştı.

Babacan, Türkiye demokrasisinin köklü bir demokrasi olmakla birlikte tarihte birçok sorun yaşadığını, 'Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi'nin de bunlardan birisi olduğunu söyledi. Mevcut sistemi 'muhtıra dönemi karanlığına' benzeten Babacan, önerdikleri sistemin eski parlamenter sistemin aynısı olmayacağının altını çizdi.

Babacan sadece parlamenter sistemin değil yasama, yürütme ve yargıda da güçlendirme yapılacağına dikkat çekti. Buna ilişkin ayrıntıları ise Hukuk ve Adalet Politikaları Başkanı Mustafa Yeneroğlu verdi. Yeneroğlu'nun açıklamalarına göre Hakim ve Savcılar Yüksek Kurulu ikiye ayrılacak, torba kanun verilemeyecek ve cumhurbaşkanının veto yetkisi bulunmayacak.

Babacan'ın açıkladığı partisinin 'Güçlendirilmiş Parlamenter Sistem Çalışması'na ilişkin açıklamalarından satır başları şu şekilde:

Yola çıktığımız ilk gün, güçlendirilmiş parlamenter sistemi parti programımızla beraber en önemli hedeflerimizden bir tanesi olarak ilan etmiştik. Bugün uzun süredir üzerinde titizlikle çalıştığımız önerimizi yani 'demokrasiye geçiş eylem planı'mızı kamuoyuyla paylaşıyoruz.

Güçlendirilmiş parlamenter sistemin ülkemizi içinde bulunduğu çoklu kriz ortamından çıkaracak en önemli araçlardan birisi olduğunu biliyoruz.

2017'de halk oylamasıyla kabul edilip, 2018 seçimleriyle yürürlüğe konulan ve 3 yıl 3 aydır uygulamada olan taraflı Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi malesef ülkemizde çok önemli zararlara yol açtı, açıyor. Türkiye tıpkı muhtıra dönemlerinde olduğu gibi gece yarısı alınan kararlarla yönetilen, karanlık bir girdabın içine sürüklenmiş durumda. Aslında adına sistem bile diyemeyeceğimiz sistemsizlik süreci her alanda çok ağır. Bir kişinin iki dudağı arasında sıkışan Türkiye; hak ve özgürlüklerin rafa kaldırıldığı, uluslararası arenada yalnızlaşan ve gün geçtikçe yoksullaşan bir ülke haline gelmiş durumda.

Gazi Meclisimizin yetkilerinin budandığı, yargı bağımsızlığı neredeyse yok edildiği bir sürecin sonuçlarını yaşıyoruz. Taraflı Cumhurbaşkanlığı Sistemi tarihimize ‘gerileme dönemi’ olarak geçti. Ciddi bir demokratik gerileme dönemi yaşıyoruz.

Şu anda yürütmenin yasama ve yargı organları üzerinde fiilen vesayet kurduğu bir dönemi yaşıyoruz.

Geldiğimiz noktada ülkemizin adının dünyada otokrasi ile yönetilen ülkeler liginde yer aldığını da üzülerek söylüyorum.

Taraflı Cumhurbaşkanlığı Sistemi ülkemize bir gerileme dönemi olarak geçti. Ciddi bir demokratik gerileme yaşıyoruz. Bu topraklarda 100 yılı aşan köklü bir demokrasi geleneği var. Köklü demokrasi tarihimiz defalarca badireler atlattı. Darbeler, muhtıralar, baskı dönemleri bunların hepsini yaşadık. Bugünse farklı bir demokratik gerileme sürecinin içerisindeyiz.

'TÜRKİYE'Yİ GÜÇLENDİRİLMİŞ PARLAMENTER SİSTEME DAVET EDİYORUZ'

Önerdiğimiz sistemde bize güç veren, milletimizin her daim demokrasiden yana duran ferasetle hareket etmesidir.

DEVA Partisi kadroları olarak bu gerileme döneminin ardından ülkemizin bir çöküş dönemine girmesine müsaade etmemek için yola çıktık.

DEVA Partisi olarak sistem krizini çözmek için yasama, yürütme ve yargının ayrı ayrı güçlendirilmesi gerektiğine inanıyoruz.

Sistemi özgürlükçü, katılımcı ve çoğulcu bir yönetim anlayışıyla yenilemek gerektiğini düşünüyoruz.

Türkiye’yi güçlendirilmiş parlamenter sisteme davet ediyoruz. Bu davetimiz; özgürlükçü, katılımcı ve çoğulcu demokrasi içindir.

'ASLA ESKİ SİSTEMİN EKSİK DEMOKRASİSİYLE YETİNMEYECEĞİZ'

Davetimiz yeni bir toplumsal mutabakat sağlayarak demokrasimizi ayağa kaldırmak içindir.

Amacımız asla geçmişte uygulanan; tekçi, merkeziyetçi, çoğunlukçu ve vesayetçi sistemlere geri dönmek değildir. Asla eski sistemin eksik demokrasisiyle yetinmeyeceğiz.

Bizler, kağıt üstünde parlamenter sistem olan ancak uygulamada hak ve özgürlüklerimizi gasp eden, yönetimde sürekli krizlere yol açan eski sistemi de elimizin tersiyle itiyoruz.

Temel hakları ayrım gözetmeden tüm insanlar için güvenceye alacağız.

Ötekileştirme hissi doğuran tüm uygulamalara son vereceğiz.

İfade, toplanma ve örgütlenme özgürlüğü önündeki tüm engelleri kaldıracağız.

Basın özgürlüğünü evrensel ölçülerde güvence altına alacağız.

Sivil toplumun önündeki yasal ve yapısal kaldıracak, sivil toplumun etkinliğini ve verimliliğini artıracak düzenlemeler yapacağız.

Kadınları toplumsal ve ekonomik açıdan güçlendirici tedbirler alacak. Siyaset ve devlet yönetimindeki temsilini artıracağız.

Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi ve Anayasa Mahkemesi’nin verdiği kararların derhal yerine getirilmesini güvence altına alacağız.

Yürütmenin yasama üzerinde kurduğu tahakkümü kıracağız. Meclis’in yasama ve denetleme fonksiyonlarını etkin bir şekilde yerine getirmesini sağlayacağız.

Yasamayı güçlendirirken yürütmeyi zayıflatmayacağız. Cumhurbaşkanı, başbakan ve bakanlar kurulundan oluşan bir yürütme organı oluşturacağız. Yürütmeye dair icrai yetkilerin bakanlar kurulu tarafından kullanılmasını sağlayacağız.

Cumhurbaşkanını temsili yetkilerle donatacağız. Partili cumhurbaşkanı uygulamasına son vereceğiz.

Yürütmeyi güçlendirirken yerel yönetimleri de güçlendireceğiz. Merkezi idarenin yerel yönetimler üzerindeki vesayet yetkisinin kullanımını sınırlayacağız. Sadece bir hukuki denetimle bu işi çerçevelemiş olacağız.

Anayasa Mahkemesi’nin etkinliğini artırmak ve bağımsızlığını güçlendirmek amacıyla da gerekli her türlü düzenlemeleri yapacağız. Mahkemeye bireysel başvuru hakkının kapsamını genişleterek temel hak ve özgürlükleri daha güçlü bir şekilde teminat altına alacağız.

Güçlendirilmiş parlamenter sisteme geçmek için Anayasa'da, siyasi partiler ve seçim mevzuatında ve Meclis İçtüzüğü'nde değişiklikler gerekmektedir. Konuyu sadece bazı Anayasa maddelerinin değiştirilmesi olarak görmemek gerekiyor. Ülkemizin yarınlarıyla ilgili böylesine kapsamlı bir çalışma yürütürken mutlaka katılımcı bir süreci de işletmek zorundayız.

Hukuk ve Adalet Politikaları Başkanı Mustafa Yeneroğlu ise yaptıkları çalışmanın ayrıntılarının bir kısmını şu şekilde paylaştı:

Öngördüğümüz siyasal sistem, evrensel değerler çerçevesinde tüm özgürlüklerin garanti altına alındığı; bireylerin ve sivil toplumun güçlendirildiği açık ve demokratik bir toplum düzenidir.

Medyanın tekelleşmesine engel olacak, AA ve TRT’yi doğru, tarafsız ve bağımsız haber almayı sağlayacak şekilde yeniden yapılandıracağız.

Torba kanun uygulamasına ve Cumhurbaşkanının kanunları veto etme yetkisine kesinlikle son vereceğiz.
Gensoru yöntemini kabul ederek bu yöntemi hükûmet istikrarsızlığına yol açmayacak şekilde düzenleyeceğiz.

Halkın oylarını yok sayan kayyum uygulamasına son vereceğiz. Yerel yönetimlerin seçilmiş organlarının geçici olarak görevden alınmaları kararında yetkinin yargı organında olmasını sağlayacağız.

HSK‘nın Hakimler Yüksek Kurulu ve Savcılar Yüksek Kurulu olarak ikiye ayrılmasını ve bu kurulların üyelerinin en az yarısının TBMM tarafından seçilmesi öngörmekteyiz.