Aralarında 2017'den bu yana tutuklu Osman Kavala, Can Dündar, Mücella Yapıcı’nın da olduğu ve Çarşı taraftar grubu dosyasıyla birleşen Gezi davası, 3'üncü kez görülüyor.
Gezi direnişi 8 yıl sonra 3'üncü kez yargılanacak. İstanbul Çağlayan'daki 13. Ağır Ceza Mahkemesi'nde görülen dava öncesi yapılan basın açıklamasında, 'Sonunu bildiğimiz bir film, aynı kurgu iddialar ve figüran tanıklarıyla yeniden gösterime alınmak isteniyor' denildi. Avukat Yıldız İmrek, bir önceki bozma kararına tepki göstererek, 'Siyasi iktidarın Gezi'nin kalkışma olduğu siyasi tezine yargısal destek vermek için Adalet Bakanlığı, Başsavcılık ve imza atmış ilgili hakimler tarafından verilmiş siyasi bir karardır' dedi. Savcılık, avukatların taleplerini reddetti.
Gezi direnişi gerekçe gösterilerek 2017’den bu yana tutuklu bulunan işadamı Osman Kavala'nın da aralarında bulunduğu 16 kişi ile Beşiktaş futbol takımı taraftar grubu çArşı’nın 35 üyesi bugün ilk defa birlikte hakim karşısına çıkıyor. Amerikalı akademisyen Henri Barkey’nin de eklendiği ‘torba dava‘ kapsamında toplamda 52 kişinin yargılandığı davanın ilk duruşması 45 dakika gecikmeyle başladı.
İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülecek dava salonun dar olması nedeniyle 27. Ağır Ceza Mahkemesi salonuna alındı. Davayı İngiltere, Hollanda, Danimarka, Fransa, İsviçre, Almanya konsolosluklarından temsilciler, Avrupa Parlamentosu Türkiye raportörü Nacho Sanchez Amor ve hak örgütleri izliyor.
Bin 438 gündür tutuklu bulunan Osman Kavala duruşmaya Silivri Cezaevi'nden Ses ve Görüntü Bilişim Sistemi (SEGBİS) aracılığıyla katılıyor.
AVUKATLARDAN USUL İTİRAZI
Duruşma, mahkeme başkanının usule yönelik itirazları sormasıyla başladı. Avukat Ali Rıza Dizdar, Çarşı ve Gezi davalarının birleştirilmesinin usul yönünden hukuka aykırı olduğunu dile getirdi. Dizdar, 'Biz Çarşı davası olarak bilinen ve bilhassa kadın, çocuk ve insan hakları konusunda duyarlı olan müvekkilerimizi temsil ediyoruz. Dosyaların birleştirilmesi usul hukukuna aykırıdır. Sizin olmadığınız bir günde, adli tatilde, bizim yazılı beyanlarımız yokken ve bu dosya ile birleştirilmesi istenen dosyadaki deliller de bilinmeden birleştirildi. Biz Çarşı'yı mı anlatacağız, onlar ne anlatacak? Sonra Çarşı her şeye karşı' dedi.
'SİYASİ MÜDAHALE OLDUĞU İZLENİMİNİ VERİYOR'
Çarşı'nın avukatlarından Ömer Kavili ise, bir önceki mahkemenin dosyaları istemediğini belirterek, 'Bu doğrudan doğruya siyasi bir müdahale olduğu izlenimi veriyor' ifadelerini kullandı. Kavili, şöyle devam etti:
'BİR YARGILAMA DEĞİL, SİYASİ BİR İNTİKAM DAVASI'
'Osman Kavala bir onurdur. Onun ne ilgisi var Çarşı davasıyla? Hakim sıfatıyla bizden görüş isteyebilmeniz için önce dosyadaki delillere erişim hakkı sağlamanız gerekir. Yargı kültürü yok edildi. Bu dava yargılama değil, siyasi bir linç, siyasi bir intikam davasıdır. Siz üç hakimden yargı kültürüne sahip çıkmanızı istiyorum.
Kendi kararınızın arkasında durmak suretiyle bu birleştirme kararının hukuka aykırı olduğunu tespit etmenizi istiyoruz. Birleştirme kararının ortadan kaldırılmasını, Çarşı davasının ayrılarak bu mahkemede devam etmesini talep ediyoruz.'
KAVALA'NIN AVUKATI: HEM HUKUKSUZ HEM İŞKENCE
Duruşma, Osman Kavala'nın avukatı Köksal Bayraktar'ın beyanıyla devam etti. Bayraktar, Kavala'nın dosyasının ayrılmasını talep ederek, 'Müvekkilim için 51 kişinin yargılanacağı birbirinden farklı üç olayla yargılamaya gidiliyor. Bu hem hukuksuzdur hem de işkencedir' dedi.
'SİYASİ İKTİDARIN TEZİNE YARGISAL DESTEK DAVASI'
Çarşı'dan Numan Bülent Ergenç'in avukatı Yıldız İmrek ise, dosyanın 7 yıl Yargıtay'da bekletilmesine dikkat çekti. 'Darbe suçlaması gibi suçlama varken 5 yıl boyunca deliller kaybolsun diye mi başsavcılık bekletti? Madem bozmayı gerektiren durum var, neden başsavcılık 5 yıl sessiz kaldı?' diye soran Yıldız, şunları kaydetti:
'Bu, siyasi iktidarın Gezi'nin kalkışma olduğu siyasi tezine yargısal destek vermek için Adalet Bakanlığı, Başsavcılık ve imza atmış ilgili hakimler tarafından verilmiş siyasi bir karardır. Bu bozma kararı, siyasi iktidarın suçladığı bir ismi hapiste tutmaya katkı sunacak bir garnitür olarak da sunulmuştur.
Bu dosyada kuvvetler ayrılığı ilkesi ihlal edilmiştir. Ve bu karar siyasi etkiyi göstermektedir. Bizde de bir güvensizlik oluşturmuştur. Bu nedenle çekilmeniz gerektiğini, bunu değerlendirmeniz gerektiğine inanıyoruz.
Müvekkil darbecilikle suçlanıyor ama tek bir silahlı eylem yok. Müvekkilim darbecilikle yargılanıyor ama burada bir hukuk darbesi, bir yargı darbesi yapıldı.
Bu açıkça hukuka aykırı ve yargı darbesi niteliğinde bir karardır. Bundan dönülmeli, yeniden tefrik kararı verilmez, birleştirmede ısrar edilirse bu mahkemenin bir infaz mahkemesi olduğu ortaya çıkmış olacaktır.'
SAVCILIK TALEPLERİ REDDETTİ
Avukatların beyanlarının ardından taleplere ilişkin görüşü sorulan duruşma savcısı Edip Şahiner, dosyaların ayrılması yönündeki taleplerin reddine karar verilmesini istedi. Heyet, duruşmaya saat 13.45'e kadar ara verdi.
Çizim: Nazım Dikbaş
'SONUNU BİLDİĞİMİZ BİR FİLM'
Üçüncü kez görülen Gezi Davası öncesi Taksim Dayanışması adına adliye önünde basın açıklaması düzenlendi. Şehir Plancıları Odası İstanbul Şube Başkanı Akif Burak Atlar'ın yaptığı açıklamada, 'Sonunu bildiğimiz bir film, aynı kurgu iddialar ve figüran tanıklarıyla yeniden gösterime alınmak isteniyor' sözleriyle davaya tepki gösterdi.
'Gezi’de yaşam alanlarımızı, kentsel hafızamızı savunurken ne kadar haklıysak, bugün barınma hakkını savunurken o kadar haklıyız. Gezi Parkı’ndaki ağaçları savunurken ne kadar haklıysak, bugün ihmaller yüzünden yangınlara terk edilen ormanlarımızı savunmakta o kadar haklıyız' denilen açıklamada şunlar kaydedildi:
'2017 yılından bu yana, somut hiçbir delil olmadığı halde siyasi bir tutsak olarak tutukluluğu devam eden Mehmet Osman Kavala bir kez daha yargılanmak isteniyor. Yeryüzündeki tüm renklere sahip çıkan Gezi Direnişi’nin siyah ve beyazı olan Çarşı ailesi bir kez daha yargılanmak isteniyor. Bu beyhude çabanıza izin vermeyeceğiz! Çünkü haklıyız: Dayanışma, paylaşma, emek, yargılanamaz!
Bu akıl ve hukuk dışı dava derhal geri çekilmeli, kurgu ithamlarla yargılanmak istenen arkadaşlarımız hakkındaki iddialar düşürülmeli, somut hiçbir delil olmadığı halde siyasi bir tutsak olarak tutukluluğu devam eden Mehmet Osman Kavala serbest bırakılmalıdır.
Tekrar ediyoruz: Gezi Direnişi bu ülkenin eşitlik, özgürlük ve adalet umududur. Gezi’yi suçla, terörle, darbeyle, kalkışmayla anılan bir eyleme dönüştürmenize asla izin vermeyeceğiz! Biliyor ve inanıyoruz ki: Gezi hep haklı!'
NE OLMUŞTU?
Gezi Parkı eylemlerine ilişkin beraat kararlarının İstinaf Mahkemesi'nce bozulmasının ardından Osman Kavala, Can Dündar ve Mehmet Ali Alabora'nın da aralarında bulunduğu dava, İstanbul 30. Ağır Ceza Mahkemesi'nde görülmeye başlanmıştı. Kararda Gezi Parkı ile Çarşı davaları arasında bağlantı olduğu öne sürülmüştü.
Beşiktaş'ın taraftar grubu Çarşı üyelerinin de aralarında bulunduğu 35 sanığa verilen beraat kararı ise Yargıtay 16. Ceza Dairesi tarafından bozulmuştu. Yargıtay, her iki davanın birleştirilmesine karar vermişti.
Bu karar uyarınca İstanbul 30. Ağır Ceza Mahkemesi birleştirme için İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi'nden muvafakat istemişti. İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi de her iki dava dosyasının birleştirilmesine muvafakat verdi. Davaların 30 Temmuz'da birleştirilmesine karar verilmişti.