Saadet Partisi Genel Başkanı Temel Karamollaoğlu Tokat'taydı. Partisinin il kongresi öncesinde bir otelde gazetecilerin sorularını yanıtlayan Karamollaoğlu'na ittifak ve cumhurbaşkanı adaylığı konusu soruldu.
Karamollaoğlu, 'ittifak' konusuyla ilgili, 'Biz seçime gireceğiz. Bizim mecliste temsil edilmemiz de gerekiyor. En uygun şartlar nerede oluşursa orada olacağız. Yoksa bizim kimseye taahhüdümüz yok' dedi.
Şu anda gündemlerinde ittifakların bulunmadığını belirten Karamollaoğlu, şunları dile getirdi:
'Bütün parti genel başkanlarını ziyaret ediyoruz. Ülkenin gidişatı hakkında bizim düşüncülerimiz konusunda onları bilgilendiriyoruz. Onların da bilgilerinden istifade ediyoruz. Seçim ittifakları konusunda Türkiye'de bir zorlama var. Cumhur İttifakı'nın az çok yapısı belli. Bundan sonra da aynı istikamette gelişecektir, iktidarda çünkü. AK Parti büyük parti. Onun yanında MHP de var. BBP de AK Parti'nin saflarında yer aldı. Orada bir şey yok. Onun dışında ille de bir ittifak ve aday belirleme konusu zorlanıyor. 'Gelecek seçimin adayını da şimdiden belirleyelim, daha sağlam olsun.' Yok böyle bir iş. Seçimler böyle yapılmaz. Böyle de hazırlanılmaz seçime. Onun için ben bu zorlamaların da faydası olmadığının kanaatindeyim. Biz her kesimle görüşüyoruz. Bu görüşmeler bundan sonra da devam edecek. Zamanı geldiğinde biz kendi politikalarımıza uygun olan hem de ülkemizin geleceği için en uygun gördüğümüz yerde bulunacağız.'
Başka bir gazetecinin, Oğuzhan Asiltürk'ün hayatını kaybetmesiyle boşalan Saadet Partisi Yüksek İstişare Kurulu (YİK) Başkanlığına seçilen Karamollaoğlu'na, Asiltürk'ün, sağlığında Cumhurbaşkanı Erdoğan ile görüşmesini hatırlatarak, 'Siz de Cumhur İttifakı'na yakın mısınız?' sorusuna ise Karamollaoğlu, şöyle yanıt verdi:
'Sayın Cumhurbaşkanı beni de Kıbrıs'a davet etti. Ben o sırada gitme imkanımın olmadığını söylemiştim. Başka yerlerde de bu davetler gerçekleşti...Biz seçime gireceğiz. Bizim Meclis'te temsil edilmemiz de gerekiyor. En uygun şartlar nerede oluşursa orada olacağız. Yoksa bizim kimseye taahhüdümüz yok şimdi.'
